anadoluverumelimedya.com

Vatandaşın onurunu korumak

Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya

Reklam alanı

Basından: Fransa’da 11 ve 12 yaşındaki iki çocuğa tecavüz edenlerin beraat etmesi üzerine ceza kanunun  bu suçları kapsayan maddelerinin değişimine gidileceği vurgulandı. (  www.virgul.at/fransa-cinsel-istismar-ve-taciz-yasalar-n-sertle-tiriyor/4020/)

Diyeceksiniz ki, “Tamam çok kötü de, Fransa ceza yasası konusu ile ilgimiz ne?”
Konuya ulusların onurundan bahsederek girmek istiyorum.
Ülkemiz Avrupalı mıdır, Asyalı mıdır diye yıllardır tartışılır. Tam karar verilemez bir türlü.
Ancak bu konuda karar vermeyi kolaylaştırıcı bir olgu var. Ülkedeki insanların davranışları.
Avrupa Birliğine üye olacağız dedik ve kanunlarımız AB yasalarına uyumlu hale getirilmeye başlandı.
Her türlü pisliği yapanlar tahliye edilmeye başlandı. Bizde tamamen yetersiz kalan Avrupa ceza sistemi Avrupa halkı için anlaşılan genelde yeterli görüldüğü için bu şekilde oluşturulmuştu.
Bu konuda ülkemiz tarihi için hiç şüphesiz en utanç verici şey bir bakanın çocuk tecavüzleri konusunda “bir kereden bir şey olmaz” demesi idi. Kendi vatandaşının onurunu bu kadar küçümseyen bir hükümet görevlisi algılanamaz olarak tarihte yerini aldı. Halkın vicdanı bu ifadeyi sindiremedi.
Kadınları sudan gerekçelerle, ve hatta bazen gerekçesiz de öldürenlerin sayısı her geçen gün artarken, bir alay ne olduğu meçhul mahluk da önüne gelene tecavüz etmeye başladı. (bkz. Haberler)
Bu durumu ülkeyi yönetenler görmüyor mu? Görülmeyecek gibi değil ki! Hatta Aile Bakanlığı bu tür davaların çoğunda müdahil olarak yer almaya başladı.
Bu bakanlığın bu konulardaki hassasiyetini göstermesi bakımından muhakkak ki olumlu bir yaklaşım, ancak sorunun köküne inmezseniz bu durumu düzeltemezsiniz.
Cezaları attıracaksınız. Bu ilk adım, bu kadar basit!
Yani suçlunun kanundaki cezayı alması için gösterdiğiniz çabanın bir kaç misli fazlasını o cezayı arttırarak gelecekte bu suçun işlenmesini zorlaştıracaksınız.
Eğer bu cezalar Avrupa Birliği yasalarına uymuyorsa,”Avrupa Birliği ne yapıyor bilmem ama, ben vatandaşlarımı korumak zorundayım” diyecek ve o cezaları arttıracaksınız.
Bu kadar düşük ahlak eğer ortaya çıkabiliyorsa, o zaman bu duruma AB filan değil, siz karar vereceksiniz. Caydırıcı cezalar bu işin ilk adımı olacak.
İkinci adım ise daha kapsamlı.
Şöyle:
Son yıllarda hükümetin çeşitli suçlar konusunda daha müsamahalı davrandığını düşünen kişiler kafalarına göre takılmaya ve önüne gelene saldırmaya başladılar.
Bu kafaya göre takılma konusu önemli bir problem. Bu kafalar öyle bir eğitilmeli ki, kafasına göre takılanın yaptığı katliam ve tecavüz olmamalı. Sanat olmalı mesela. Ya da kişilerin sadece civarındaki canlılara bir şekilde reaksiyon gösterdikleri bir ortamdan çıkıp kendilerini geliştirebildikleri şartların mutlaka ama mutlaka oluşturulması şart.
Kendine güvenen ortalığa saldırmaz. Her kişinin kendini önemli hissetmek ihtiyacı vardır. Bunu kendini geliştirerek sağlayamayanlar isteklerini etrafa zorla kabul ettirme yoluna gidiyorlar.
Sonuç olarak eğitim ve kendi vatandaşını koruyan, ve bu düşük ceza sistemine güvenip son yıllarda onun neler yapabileceğini gördükten sonra bu görüntüyü değerlendirerek yapılacak reformların adımlarını planlayan politikalar gerek.
Fransa’nın 2 tecavüz sanığının beraati üzerine attığı adım bizim kanun yapıcılarımız tarafından çoktan atılmış olmalıydı.
Vatandaşın güvenliği, huzurunu, onurunu korumak hükümetlerin birinci derece önemli vazifesidir.
About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.