anadoluverumelimedya.com

Mustafa Kemal ve Onun Tarih Sahnesinde Devleştiği Savaş 25 Nisanda Başladı

Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya

Reklam alanı

25 Nisan 1915.

Bir kahramanlık destanının başlangıcı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunda ilk adım.

Bütün gücünü vatan savunması için Çanakkale’ye yönlendiren bir imparatorluk.

En iyi komutanları, eldeki bütün askeri imkanları Çanakkale’ye yönlendiren bir imparatorluğun varoluş mücadelesi.

Üzerinde güneş batmayan imparatorluk ve müttefikleri, yani emperyalizm ile ayağında çarık ile savaşmak durumunda kalan kahraman Türk Ordusu.

Her zaman aklının önderliğinde hareket eden sorgulayıcı ve kendini mükemmel yetiştirmiş olan bir insan, ebedi başkomutanın sahaya ilk olarak bu boyutta çıkışı ve efsaneleşmesi.

Hepsi 25 nisan sabahı başladı.

57. Alayı biliyoruz. 19. Tümenin en güzide alayı.

Çanakkale’de bazı düğüm noktaları var. Bunlardan ilki ve en önemlisi 25 nisan sabahı yaşanıyor.

Çanakkale Kara Savaşlarının başlayacağı anlaşılınca Osmanlı 5. Ordu’yu kuruyor ve başına da Alman General Liman von Sanders getiriliyor.

Alman general derken, bildiğimiz gibi, Almanlarla yapılan anlaşma gereği buraya gelen bütün Alman askeri yetkililer bir rütbe üst ile başlıyorlar.

Mustafa Kemal Alman komutan ile bu savaşa girmekten mutlu değil. “Yabancılar bizi tam olarak anlayamaz” diyor.

Mustafa Kemal her şeyden önce sorgulayıcı bir beyne sahip. Sorumluluk sahibi. Kendisini devamlı geliştiriyor.

Liman von Sanders “Düşmanın nereden geleceği belli değil. Bu nedenle ben kuvvetlerimi kıyılarda bekletemem. Az sayıda gözlemci bırakacağım” diyor ve yarımada kıyılarında konuşlanmış olan askerleri geri çekiyor. Gözcü kuvvetler bırakıyor. 2 tümen güneyde Kumkale’de, 2 tümen kuzeyde Beşige’de blkliyor. Bir tümen, yani 9., ada savunmasında aktif. 19. tümen ise yedek tümen zaten. Yarımadada o sabah 6 tümen var.

25 nisan sabahı yarımadayı korumakla görevli 9. Tümen, 27. Alaydan Mustafa Kemal’e düşmanın Arıburnu bölgesinden çıkarma yaptığı ve yardım gerektiği haberi geliyor.

Muıstafa Kemal bir üst makamdan bir emir beklemeden, sorumluluğu üstlenerek harekete geçiyor. 57. Alaydan öncü bir birlik ve hastahane birliği ile Arıburnu’na doğru harekete geçiyor. (Komutanın yanında hastahane birliğini götürmesi  orada savaşacağı anlamına geliyor)

Daha önceleri de düşmanın Arıburnu’ndan çıkarma yapacağını öngörüyor. Çünkü bizim en zor savunacağımız bölge orası. Bu nedenle düşman buradan saldıracak dese de kendisine inanan olmuyor.

Arıburnu’na yaklaştığı sırada askerlerin kendisine doğru, yani geriye kaçtığını görüyor. Arkalarından da serbest bir şekilde düşman askeri araziye tırmanmakta.

M. Kemal askerlere “niye kaçıyorsunuz?” diyor. Onlar da “cephanemiz bitti” diyor. (Bu askerler Balıkçı Damları denen yerde bırakılan 200 asker grubundan. Binlerce kişilik bir çıkarma harekatı ile karşı karşı karşıya kalıyorlar). M. Kemal “Cephaneniz bittiyse süngünüz de mi yok” diyerek askere yere yatma emri veriyor. Kendi birliğinden olmayan bu askerler emri dinleyerek yere yatarak süngü çekiyorlar. Onları takip eden Anzaklar da yere yatıp süngü çekiyorlar. Bu suretle o anda düşman durdurulmuş oluyor. M. Kemal ileride “işte savaşı kazandığımız an bu andı” demiştir. Çünkü burada bu sırada düşmana karşılık verecek kuvvetler bulunmamaktadır ve düşman serbest bir şekilde çıkarma yapmaktaydı. Burada durdurulmasaydı, savaş o gün bitmiş olacaktı.

Bütün bunları yazarken bir konuya değinmek istiyorum.

Bilindiği gibi Çanakkale savaşları iki bölümden oluşuyor. Biri Deniz Muhasarası. 18 martta düşmanın geri çekilmesi ile sonuçlanıyor. Bu büyük zaferi kutluyoruz. Ancak 25 nisanda başlayıp da dokuz ay süren ve 9-10 ocak 1916 tarihinde düşmanın sessizce siperleri terk edip fark ettirmeden Çanakkale’yi terk etmesi ile son bulan kara savaşları  için de bir kutlama günümüz olması lazım. Bu 10 ocak olabilir, aralık ayı içinde bir tarih olabilir, ama kesinlikle bize bir Çanakkale Kara Savaşları Zaferi Bayramı lazım.

Kahraman ordumuz ve komutanlarımızı minnet ve en derin şükran duyguları ile anıyoruz.

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.