anadoluverumelimedya.com

Milli Eğitim’in kültür karnesi

Şahin Aybek / Eğitimci – Yazar

Reklam alanı

Odatv

Ülkelerin ve toplumların geleceği dil ve kültür ile şenlenir, şekillenir, yön bulur, hayat bulur, hayat olur. Nitekim “Kültürel emperyalizm” dedikleri de; dilin yozlaşması ve başka diller etkisinde kalması, dile sahip çıkılmamasından veya gelişime, değişime hızlı ayak uydurulamamasından ileri gelir. Dil canlı bir varlık gibidir ve her zaman beslenmesi, yenilenmesi, ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Aksi halde, dil biyolojik ölüme terk edilir ki, o da yok oluşu sağlar.

MEB teşkilat kanunundan gelen görevi gereği ülkemizin eğitiminden doğrudan sorumludur. Eğitim görevini yaparken teşkilat kanununda belirtildiği üzere (1739 sayılı MEB Temel Kanunu) – Genel amaçlar: Madde 2 – Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini, 1. (Değişik: 16/6/1983 – 2842/1 md.)“Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek” şeklinde belirttiği temel amaçlarını gerçekleştirmek üzere teşkilatlanmıştır.

DİJİTAL DÜNYA KÜLTÜREL DEĞERLERMİZİ ELİMİZDEN ALARAK KÜLTÜR EMPERYALİZMİNE BİZİ KURBAN ETMEK ÜZERE…

Ülke olarak son bin yılına damga vurduğumuz coğrafyamız ve öteden gelen kültürümüz, temel varlığımızdır. Millet olarak yetmiş iki millet ile ortak yaşamış ve ortaklık kurmuş, onların dili, dini, kültürel ve sosyal yaşamlarından almış ve vermişiz. Kız almış, oğlan evermişiz; kız vermiş, hısım olmuşuz. Öylesine güzel bir zenginlik üzerine oturuyoruz ki, kazdıkça altın çıkıyor, fakat biz hala o altınları satamıyoruz, değerlendiremiyoruz. Ve dijital dünya kültürel değerlerimizi elimizden alarak kültür emperyalizmine bizi kurban etmek üzere…

MEB bu konuda ne yapmakta? Teşkilat kanunu gereği “Talim Terbiye Kurulu” önderliğinde hazırlanan ders programı ve müfredatlar ile “Edebiyat-Kültür eğitimi yapılmakta”… Nasıl bir eğitim modeli? Kademeli eğitim kurumlarında sınav ve yerleştirmeye dayalı, test odaklı ticari mantık dediğimiz çocukların ezberlediği temel bilgiler olarak gördüğü bir “Edebiyat dersi”, test odaklı ticari düşünülen “Sanat tarihi ya da tarih dersi endeksli sosyal kültürel” dersler. (Ticari mantık açıklaması; ne kadar ezber yaparım o kadar test çözerim)

Günümüzde 80 kusur milyon nüfuslu, çağ nüfusu 50 yıllar öncesine göre oldukça okuryazar olan ülkemizde kitap okuma ve yazma istatistikleri ne anlatmakta? 50 Yıl önce kişi başına düşen kitap okuma ve kitap yazma oranı ile günümüz oranları bizlere ne anlatıyor? “Çocuk edebiyatı-genç edebiyatı-genel edebiyat eserlerimiz, klasiklerimiz” ne kadar satıyor? Yeni Ömer Seyfettinler- Halide Edip Adıvarlar- Kemal Tahirler neden yetişmiyor?

MEB bu konuda ne yapabilir?  Böylesine önemli bir konu, mevcut MEB teşkilat yapısındaki oluşuma göre çözülebilir ya da önlem alınabilir mi? MEB’in görevi yukarıdaki teşkilat kanununda belirtildiği üzere sadece üst öğrenime hazırlamak değil. Aynı zamanda “Manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren yurttaşlar yetiştirmek”…

“MEB EDEBİYAT VE KÜLTÜR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ” KURMALIDIR

Bu görevi yerine getirirken çeşitli kademe türlerindeki okullarında geleceğe hazırlanma kaygısındaki çocuklar yetiştirme telaşı yerine; kültürünü benimseyen, koruyan, geliştiren, nesiller yetiştirmek için teşkilatlanmalı. Bu bağlamda “MEB Edebiyat ve Kültür Genel Müdürlüğü kurmalıdır. Bünyesinde; “çocuk edebiyatı daire başkanlığı, genç edebiyatı daire başkanlığı, bilim kurgu ve genel edebiyat daire başkanlığı, kültür daire başkanlığı” olacak şekilde teşkilatlanmalıdır. Çocukları yazmaya ve okumaya teşvik etmeli, “Milli Piyango” gelirlerinden on binde bilmem kaç oranında pay aktarılarak çocuklarımızın ve gençlerimizin yazmaları, hayalleri ve hayal kurmaları teşvik edilmelidir. Onların yaptıkları resim, şiir ve şarkılar desteklenmelidir. Bu konu uçuk fikir olarak gelebilir. “Star Wars Uzay Yolu”nu hayal edemeyen… Uzaya çıkamaz… “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah”ı hayal edemeyen denizler alemini keşfedemez…

Kültürel yozlaşma ancak kararlılıkla kontrol altına alınır. Hatta “Dijital Edebiyat” bile tartışılmalıdır. Bu anlamda MEB’in Sosyal Bilimler Liselerini açmış olması önemli bir adımdır. Öğreten ve çocuk yazarlar özendirilmeli ve bu konuda ivedi politikalar oluşturulup hayata geçirilmelidir. Türkiye hepimizin, eğitim hepimizin…

 

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.