anadoluverumelimedya.com

İncirlik’e el koymak için hala ne bekleniyor?

Kerem Yıldırım / Aydınlık

Reklam alanı

ABD’nin “dünya efendiliği” günbegün sönümlenirken, Amerikan saldırganlığı buna paralel olarak dünyanın üç bölgesine durmaksızın askeri yığınaklar yapıyor.

***

ABD esas askeri yığınağını pasifiğe yapıyor. ABD donanmasının en büyük filosu olan 7. Filo pasifikte konuşlanıyor. ABD pasifikte Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin “Nükleer denemelerini” bahane ederek asıl olarak Çin’i çevrelemeye çalışıyor.

***

Geçen sene 13 Temmuz’da NATO zirvesi Varşova’da toplandı. Varşova’da toplanan bu NATO Zirvesi’nden doğu kanadını Rusya’ya karşı güçlendirme kararı çıktı. Alınan karar kamuoyunda, “ikinci soğuk savaş dönemine geçiş” olarak tanımlandı. ABD, Doğu Avrupa’da NATO’yu değerlendirerek Rusya’yı çevreleme politikası izliyor. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana ABD’nin Avrupa’ya en büyük askeri sevkiyatı, geçtiğimiz Ocak ayında Almanyanın kuzeyine gerçekleşti.

***

ABD’nin nicelik açısından en az askeri yığınak yaptığı bölge Ortadoğu, hatta daha da somutlaştıracak olursak Suriye ile Türkiye arasındaki bölge. İlgili bölge şu an fiilen PKK’nın Suriye kolu PYD’nin kontrolünde bulunuyor. ABD bölgedeki varlığını PYD/YPG ile izah ediyor, PYD’nin varlığını kendi varlığından ayırt etmiyor.

Suriye bölgesi olarak niteleyebileceğimiz bölge, ABD’nin en az askeri yığınak yaptığı ancak sıcak savaşın altı(6) yıldır kesintisiz yaşandığı-ayrıca ABD 1. Irak işgalinden beri bölgede– ve ABD’nin bölgesel planlarının yaşama geçip, geçmeyeceğinin bu sıcak savaşa göre biçimleneceği bir bölge olma özelliğini taşıyor. Bu açıdan değerlendirildiği zaman, PKK/PYD ile ABD ilişkilerinin taktiksel değil, stratejik bir plana dayandığı tartışmasız hale geliyor. ABD, diğer askeri yığınak yaptığı bölgelerde doğrudan kendi gücüyle, Suriye bölgesinde ise PKK/PYD/YPG/SGD ile kendini var ediyor. Kısacası ABD’nin bu bölgedeki savaştığı ülkeler Türkiye ve Suriye.

***

TSK’nın Sincar ve Karaçok’a askeri operasyon düzenlemesinin ardından PKK’nın Suriye kolu PYD ile ABD ilişkilerinin hangi safhada olduğu görüldü.

Bu gelişmenin ardından ABD, Türkiye’ye karşı sınıra zırhlı araçlar sevk etti. PYD’liler Amerikan zırhlılarıyla birlikte Ayn el Arap’tan Kamışlı’ya kadar sınır hattı boyunca konuşlandırıldı.

Keza; bu süreçte ABD’li yetkililer ardı ardına açıklamalar yaptılar.

ABD Dış İlişkiler Konseyi Başkanı Richard Haass, Türkiye’nin artık ABD’nin ortağı olamayacağını söyledi ve “eğer Türkiye saldırılara devam ederse, Erdoğan’ın Mayıs’taki ABD ziyaretinin iptal edilmeli” diyerek açık bir tehdit de savurdu.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Vekili Mark Toner, telekonferans aracılığıyla düzenlediği basın toplantısında, “Endişemizi Türk hükümetine ilettik. Saldırılar ABD ya da koalisyon tarafından onaylanmadı” dedi.

YPG, ABD’nin de yardımıyla Türkiye’den gelecek olası bir operasyona karşı Kamışlı’da sığınak ve siper kazmaya başladı. Öte yandan bölgeden paylaşılan bir fotoğrafta PYD/YPG’li bir teröristin, bir ABD askerine flamasını verdiği ortaya çıktı. Medyaya daha önce de PYD/YPG’liler ile ABD’li askerlerin Türkiye’ye karşı birlikte nöbet tuttuğu Reuters’in yayınladığı fotoğraflarla da sergilenmişti.

 

 

Reuters’in bir diğer haberine göre, ABD’nin Avrupa Kuvvetleri (EUCOM) komutanı Orgeneral Curtis Scaparrotti, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a Türkiye’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyinde düzenlediği hava saldırılarının ABD ordusu ile “uygun şekilde” koordine olarak düzenlenmediğini söyleyerek tepki gösterdi.

***

Son yaşananlarla birlikte, Türkiye’de ayağı memleket toprağına basarak siyaset yapan hiçbir politik kesimin ABD ile PKK/PYD ilişkisinin güçlü bağlarını görmezden gelemeyeceği bir eşikteyiz. Türkiye’yi tehdit eden Amerikan saldırganlığı her geçen gün biraz daha berraklaşıyor.

ABD bölgedeki varlığını, 2. İsrail’in ya da “Büyük Kürdistan”ın kurulmasına bağlamış durumda. ABD’nin asıl derdi Esad’ın devrilmesi ya da IŞİD’le mücadele değil, 2.İsrail’in temeli olan “Kürt Koridoru”nu inşa etmek. Son 1(bir) yılda yaşananların ardından ABD’nin bölgesel planlarının hiçbir gizemi ya da anlaşılmazlığı kalmadı.

***

TSK bugün yaptığı yazılı açıklamayla da “Operasyonlara, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar aynı azim ve kararlılıkla devam edilecektir” diyerek sağlam iradesini bir kez daha ortaya koydu.

Türkiye açısından PKK/PYD ile mücadelenin askeri ayağı başarılı yürüyor. Ancak PKK/PYD’nin ardındaki gücün resmen saptanması ve o güçle açık mücadele yürütülmesi siyasal iktidarın işidir. AKP hükümetinin ve Erdoğan’ın meseleye ilişkin yaptığı açıklamalar yetersizdir. Gelinen noktada hamaset üzerinden ABD’ye verilecek bir mesaj yoktur. Askeri mücadele siyasal yaptırımlarla desteklenmezse, verilen mücadele patinaj yapmaya benzeyecektir. Türkiye’deki siyasal iktidarın yapacağı ilk iş, ABD ve NATO’nun Türkiye’ye ait kara, hava, deniz, istihbarat ve lojistik üsleri kullanmasını engellemektir. Zira halihazırda; ABD’ye bu engeli koymamak, düşmana içerden destek sağlamak anlamı taşıyor. Mesele bu kadar ciddidir.

Bu nedenle başta İncirlik Üssü olmak üzere, ABD ve NATO’nun Türkiye’de kullandığı bütün üslerden Amerikan varlığı sonlandırılmalıdır.

Türkiye’yi fiilen düşman ilan eden NATO ile ilişkiler de derhal askıya alınmalıdır.

Türkiye hükümeti ile Suriye hükümeti bütün ayrılıkları bir kenara bırakarak, ortak düşmana ve vatan bütünlükleri için işbirliği yapmalıdır. ABD saldırganlığı, Türkiye ve Suriye’yi kader ortağı yapmıştır.

Türkiye’nin bölge ülkeleriyle arasında düşmanlığa yol açan mezhepçi yaklaşımlarla ilerleyebilecek bir adım dahi yolu yoktur. Anlamsız Fars düşmanlığı ya da Trump’u Esad’ı devirmek için çağırma çılgınlığıyalnızca İran’ın ve Suriye’nin değil, Türkiye’nin de güvenliğini tehdit ediyor.

Bu arada Rusya, Suriye ile görüşmelerde aracı ülke olmaktan da çıkarılmalıdır. Esad hükümetiyle doğrudan görüşülmelidir. Ayrıca PYD konusunun Türkiye için kırmızı çizgi olduğu Rusya’ya her düzlemde belirtilmelidir. Rusya’nın olası aksi tutumlarına karşı ise muhtelif yaptırımlardan çekinilmemelidir.

Bakın bu saaten sonra Türkiye’yi yönetmek demek, belirttiğimiz yaptırımları uygulamakla mümkündür. Başka çaresi yoktur. Bu yaptırımları uygulamak artık politik bir tercih değildir, Türkiye’nin yaşamsal zorunluluğudur.

Tekrarlıyoruz, ilk iş; inşasına Türkiye’nin NATO üyeliğinden bir yıl önce, 1951 yılında ABD tarafından başlanıp, 1954’te açılan; 15 Temmuz darbe girişiminin ve PKK’ya mühimmat sağlamanın da merkezi olan İncirlik’e derhal el konulmalı ve İncirlik’teki ABD varlığı sonlandırılmalıdır. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.

Mesele Türkiye’nin varlığı sorunudur. Acele edilmelidir.

görsel: haber.sol.org.tr

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.