anadoluverumelimedya.com

İlk bedeli TSK ödedi, şimdi TBMM…

Kerem Çalışkan / Odatv

Reklam alanı

Baykal 16 Nisan referandumu için cansiperane bir şekilde Türkiye’yi dolaşıyor…

Baykal’ın ‘Tek Adam Sistemi’ni eleştirirken her konuşmada verdiği bir örnek var…

1 Mart 2003 Tezkeresi’ni hatırlatıyor…

Eğer TBMM yerine ‘Tek Adam Sistemi’ o tarihte olsaydı, ABD Tezkeresi’nin Meclis’e gelmeden kabul edilmiş olacağını ve bunun sonunda…

2003’te 80 bin ABD askerinin merkez Diyarbakır olmak üzere Türkiye’nin Güneydoğusunu işgal etmiş olacağını ve bir daha çıkmayacağını söylüyor…

Oysa 2003’te 1 Mart Tezkeresi TBMM’den geçmiyor, reddediliyor, TBMM Türkiye’yi işgalden kurtarıyor…

Bu doğru… Eğer ABD askeri 2003’te Diyarbakır ve tüm bölgeye yerleşseydi, bir daha çıkmayacaktı ve Türkiye, TSK bölgede 2015 sonrası yürüttüğü hendek savaşları ve kentleri PKK’dan temizleme opeasyonlarını da yapamayacaktı…

Bölge şu anda ABD koruması altında PKK denetiminde olacaktı…

Tıpkı şimdi Suriye’de PKK denetimindeki Rojova ve Menbiç gibi…

Baykal tüm bu nedenlerle 1 Mart 2003 ABD Tezkeresi örneğini vererek Tek Adam Sistemi’ne karşı çıkıyor…

Baykal 1 Mart’ı, 16 Nisan’da ‘Hayır’ için örnek veriyor…

Ancak bu konuda Baykal’ın anlatmadığı bir nokta var…

Acaba reddedilen 1 Mart Tezkeresi, 16 Nisan’da ‘Evet’in asıl gerekçesi olabilir mi?

Nasıl mı? Şöyle…

-1989’da Berlin Duvarı’nin yıkılmasından sonra Ortadoğu ve Türkiye, ABD-İsrail merkezli yeni bir planın hedefine giriyor… BOP Planı..

Bu planın özü, İsrail’in güvenliği için bölgedeki Arap devletlerinin yıkılması ve yerlerine Büyük Kürdistan ve küçük ve etkisiz bir dizi devletçik kurulması… Bunların da ABD-İsrail denetiminde olması…

1 Mart 2003 ABD Tezkeresi kısa yoldan Diyarbakır’dan Musul-Kerkük’e uzanan bir Kürdistan’ın ABD koruması altında çabucak inşasını hedefliyordu…

Türkiye bu plana direndi… TBMM 1 Mart Tezkeresi ve planı çöpe attı…

Oysa ABD, BOP planını Erdoğan üzerinden AKP iktidarı aracılığı ile gerçekleştirmeye çalışıyordu…

Erdoğan 1 Mart 2003 Tezkeresi’nin geçmemesine hayıflanıyor, kendi o sırada Meclis’te ve başbakan olsaydı (1 Mart 2003’te Erdoğan yasaklı ve Meclis dışındaydı) Tezkere’nin geçmiş olacağını söylüyordu…

Erdoğan 1 Mart 2003 Tezkeresi’nin TBMM’de reddinden bir hafta sonra 9 Mart 2003’te Siirt’te boşaltılan sandalye için yapılan seçimle TBMM’ye girdi…

Erdoğan Meclis’e girdi… Gül istifa etti…Erdoğan başbakan oldu…

Ve Erdoğan başbakan olduktan sonra ABD patentli BOP planını, kendisinin BOP eş başkanı olmasını ve Diyarbakır’ın BOP merkezi olmasını savunmaya başladı…

Merak edenler için Erdoğan’ın BOP’u ve Diyarbakır’ın BOP merkezi olmasını savunduğu 14 Şubat 2004 tarihli video işte burada…

Ama ABD 1 Mart Tezkeresi ve BOP’un çöpe atılmasının acısını unutmadı…

ABD FATURAYI TSK VE TBMM’YE KESTİ

ABD yetkilileri Türkiye’nin bunun bedelini ergeç ödeyeceğini söylediler…

ABD, 1 Mart’ın faturasını Türkiye’de iki kuruma kesti:

TSK ve TBMM…

Çünkü TSK Tezkere’yi desteklememiş, TBMM de reddetmişti…

-2006’da CIA eski Türkiye şefi, Paul Bernard Henze Beyaz Saray’a yazdığı raporda Tezkere’den çıkan derse göre Türkiye’de ‘Başkanlık Sistemi’ne geçilmesini’ önerdi

Türkiye’de 1980 Askeri Darbesi’nin arkasındaki isim olan Henze, bu raporda Türkiye’de güçlü direnç noktaları olan ‘Meclis-Ordu-Yargı’nın tasfiyesini ve bölgede federasyon kurmak için (BOP) Türkiye’nin mutlaka başkanlık Rejimi’ne geçmesini istedi….

İLK DARBE 2007’DE TSK’YA İNDİ

Bu rapordan sonra ABD’nin ilk hedefi TSK oldu…

-2007’de Erdoğan-FETÖ ittifakı ile Ergenekon/Balyoz gibi davalarla ilk darbe TSK’ya vuruldu… FETÖ’cü Zekeriya Öz gibi hain bir savcı bulunup bu davaların başına geçirildi…Erdoğan ‘Ben bu davanın savcısıyım’ diyerek bu davalara sahip çıktı…

-2007’den itibaren Erdoğan TSK’da Atatürkçü subaylar tasfiye ederek yerlerine FETÖ’cüler getirdi..

-2011’de Fethullah Gülen (FETÖ) Türkiye’nin Başkanlık Rejimine veya ‘Selahiyetli Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçmesini savundu (30 Mart 2011-Zaman)…

-7 Şubat 2012’de FETÖ’cü savcılar MİT Başkanı Hakan Fidan’ı tutuklamak için ifadeye çağırdı…

-6 Nisan 2012’de CIA Türkiye Masası eski şefi Graham Fuller şöyle dedi:

‘’İster AK Parti olsun, ister CHP, ister Gülen hareketi, devletin tek bir grup tarafından kontrol edilmesi arzulanan bir durum olmaz elbette. Birçok farklı sesi temsil eden bir denge olmalı. Cemaat üyeleri de niye hükümetin parçası olmasın ki! Niye ordu, istihbarat, polis, ekonomi, neyse buralarda hükümetin kollarının bir parçası olmasın? Ben bunda bir problem görmüyorum. ‘’ (6 Nisan 2012-Tolga Tanış/Radikal)

Graham Fuller 90’lı yıllardan itibaren BOP, Ilımlı İslam-Kürdistan ve FETÖ projelerini inşa eden isim…FETÖ’ye ABD’de Yeşil Pasaport için referans mektubu yazan CIA üst düzey yetkilisi…

-6 Nisan 2012 tarihindeki bu söyleşide Fuller AKP-Cemaat hakkında şu dikkat çekici ifadeleri de kullandı:

‘’-Gülen Cemaati ve AK Parti arasında bazı farklılıklar doğması şaşırtıcı değil. Ben Gülen Cemaati ve AK Parti’nin kendi içlerinde de tek ses olduğundan şüpheliyim. Türkiye’nin çok hızlı değiştiği, askeri etkinin dramatik bir şekilde zayıfladığı bir zamanda karışık iç problemlerle karşılaşılınca elbette birçok yeni açılım ortaya çıkıyor.
-Şimdi AK Parti ve cemaatin üyeleri arasında başka alanlarda da anlaşmazlıklar göreceğimizi tahmin ediyorum. Kürt sorununun taktik olarak ele alınma şeklinden yargı açılımlarına, polis meselesine kadar.’’

-Fuller aynı yazıda Diyarbakır merkezli BOP projesini de hararetle savundu.

17-25 Aralık 2013’te, Fuller’in bu sözlerinden bir yıl sonra FETÖ, Erdoğan’a yargı-polis darbe girişiminde bulundu…Erdoğan darbeyi bastırıp, yargı ve poliste FETÖ’yü tasfiyeye başladı…

Ancak CIA’cı Fuller’in daha 2012’de dikkat çektiği Ordu’daki FETÖ’cülere kimse dokunmadı…

-15 Temmuz 2016’da TSK’ya yerleştirilen CIA/FETÖ’cü generaller darbe girişimine kalkıştı…

FETÖ’cüler TBMM’yi bombaladı…TSK’dan sonra hedef TBMM oldu…

Erdoğan 15 Temmuz darbesini kontrollü bir şekilde bastırdı…Kendi darbesi haline getirdi…

Yandaş medyaya göre CIA’cı Fuller ile Henri Barkey 15 Temmuz’da İstanbul’daydı… Darbe başarısız olunca kaçtılar…

Erdoğan CIA/FETÖ’yü tasfiyeye girişti…

-23 Eylül 2016’da Erdoğan ABD’de CIA’nın patronları ile pazarlığa oturudu. Kissinger/Rotschild gibi isimlerle yaptığı görüşmede Türkiye’de FETÖ yerine kendisinin desteklenmesini istedi… Bunun için de Başkanlık Sistemi’ne geçilip elinin güçlenmesini istedi…

-11 Ekim 2016’da Bahçeli, ABD’den gelen ilhamla Başkanlık Sistemi’ne geçilmesini savundu…

-Başkanlık Sistemi hızla Meclis’ten geçirilip 16 Nisan 2017’de referanduma sunuldu…

ABD 1 Mart Tezkeresi’nin intikamını şimdi 16 Nisan’da TBMM’den almak istiyor…

-Kürdistan’ı kurma heyecanındaki Barzani 16 Nisan’da ‘Evet’e destek için Türkiye’ye geliyor… Erdoğan onuruna Kürdistan bayrağı çektiriyor…

-Barzani-Bahçeli Erdoğan’la kolkola Başkanlık için kampanya yapıyor…

Olaylara tarihsel süreç içinde bakınca…

ABD 2007’de TSK’dan sonra 2017’de TBMM’ye darbe vuruyor…

1 Mart Tezkeresi’nin intikamı 16 Nisan ile almak istiyor…

1 Mart Tezkere’si ve 16 Nisan bağlantısını kuran Baykal’a da bu hatırlatma için teşekkür etmek gerekiyor….

 

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.