CAN UĞUR / birgün
Medyaya yönelik baskı Türkiye’nin en önemli konularının başında gelmeye devam ederken baskılar sadece Türkiyeli gazetecileri etkilemiyor. Son dönemde Türkiye’de yabancı basın kuruluşlarının temsilcisi gazeteciler ciddi engellemelerle karşılaşıyor. Birçok gazeteci yaptığı haberler nedeniyle keyfi uygulamalara tabi tutulurken BirGün’ün ulaştığı bilgilere göre gazetecilere akreditasyon konusunda önemli engeller çıkartılıyor. Yıllardır teamül haline gelmiş olan uygulamalar geciktiriliyor. Yabancı uyruklu gazeteciler için oldukça büyük önem arz eden ‘akreditasyon’ konusu hükümet tarafından bir ‘tehdit’ aracına dönüştürülüyor. Söz konusu gazeteciler ilgili birimlere akreditasyonlarının uzatılmasına ilişkin soru sorduklarında ise ‘çalışmalarınızı değerlendiriyoruz’ yanıtıyla karşılaşıyor.
AKP’yi eleştirmeyecek!
Özellikle haberlerinde AKP iktidarına yönelik eleştirel ifadeler yer alan gazetecilerin akreditasyon sorunları çözülmüyor. Bu durum gazetecilerin ekonomik ve sosyo-kültürel açıdan büyük sorunlar yaşamasına neden olurken beraberinde sansür/otosansür sıkıntısını açığa çıkartıyor. Problemlerin çözümüne ilişkin basın kuruluşlarının Türkiye’deki büyükelçiliklere durumu anlatan bir mektup yollayacağı söyleniyor. Türkiye’yi ziyaret edecek Angela Merkel’in Türkiye temaslarında bu konunun önemli bir yer tutacağı beliritiliyor. Stern, Ard, Deutschlandradio, Frankfurter Rundschau, Die Zeit gibi basın kuruluşlarının çalışanı olan ve Türkiye’de gazetecilik yapan muhabirlerin akreditasyon sorunu ‘gazetecilerin yazdıklarının araştırılacağı’ gerekçesiyle Başbakanlığa bağlı Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından hâlâ çözülmedi. Bunların dışında ise 2016 yılında bazı gazeteciler yaşadıkları sıkıntı nedeniyle ülkeyi terk etmek zorundan kaldı.
Der Spiegel’e engelleme
Tartışmalarla ilgili öne çıkan konulardan bir tanesi ise Der Spiegel’in İstanbul muhabiri Hasnain Kazım’ın akreditasyonunun uzatılmamasıydı. Dünyaca bilinen Der Spiegel dergisinden Hasnain Kazım akreditasyon sorunu nedeniyle geçen Mart ayında Türkiye’yi terk etti. Spiegel, Türk makamlarının tutumunu sert bir dille eleştirdi. Açıklamada yabancı gazetecilerin oturma izinlerinin akreditasyona bağlı olduğuna dikkat çekilerek, Kazım’ın ülkede artık serbestçe çalışamayacağı sonucunun ortaya çıktığı ve muhabirin bu nedenle Türkiye’den geri çekildiği kaydedildi.
Deniz Yücel’in sorunu da aynı
Yine Alman Die Welt gazetesinin muhabiri Deniz Yücel de aynı dönemde Türkiye’den ayrılma kararı aldığını açıklamıştı. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na sorduğu bir soru nedeniyle yandaş basının günlerce hedef gösterdiği Yücel’in ayrılma kararının da arka planında akreditasyon sorunu olduğu biliniyor.
TGS’den açıklama
Konuyla ilgili Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş BirGün’e açıklamalarda bulundu. Durmuş yaptığı açıklamada gazetecilerin akreditasyon sorununun siyasi bir koz olarak kullanılmasının kabul edilemez olduğunun altını çizdi. Durmuş, yabancı basın mensuplarının Türkiye’de güvenli bir şekilde çalışmalarının altyapısının hazırlanması gerektiğinin Türkiye’nin görevi olduğunu belirtirken aksi bir tutumun basın özgürlüğü ile bağdaşmayacağını dile getirdi. Durmuş, bu konuda sorun yaşayan gazetecilerin yanında olduklarını ifade etti.
***
Gazeteciye gözaltı
Yabancı uyruklu gazetecilerin yaşadığı sorunlardan bir diğeri de güvenlik sorunu. Wall Street Journal’ın İstanbul muhabirlerinden Dion Nissenbaum (49), 2016 yılının son günlerinde gözaltına alındı. 1 gün sonra serbest bırakılan Nissenbaum, ülkesi ABD’ye döndü. WSJ, konuyla ilgili haberinde ismini vermediği bir kaynağa dayanarak, Nissenbaum’un Türk hükümetinin IŞİD videolarının yayınlanmasıyla ilgili bir yasağı ihlal etmekten gözaltına alındığını yazdı. WSJ, gazetecinin gözaltında tutulduğu yaklaşık üç gün boyunca ailesi ve avukatıyla görüşmesine izin verilmediğini de belirtti. Gazeteciye gözaltı sırasında sınır dışı edileceği ifade edildi ancak yetkililer, Nissenbaum’a hakkındaki soruşturmanın ne olduğunu söylemedi.
