anadoluverumelimedya.com

Gümrük güncellemesi ‘rekabet’ odaklı olmalı

Türkiye, 1996 yılında dahil olduğu Avrupa Birliği (AB) Gümrük Birliği Anlaşması’nda yeni döneme giriyor. AB Komisyonu üye ülkeler adına resmi müzakereleri yürütmek için 21 Aralık’ta Avrupa Konseyi’nden yetki talebinde bulundu. Dün T.C. Ekonomi Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada ise, “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi kapsamında gerek AB gerekse de ülkemiz tarafından hazırlık çalışmaları yürütülmüş, bir yıllık yoğun bir çalışmanın ardından ülkemiz, resmi müzakerelere başlamaya hazır hale gelmiştir” denildi.

Reklam alanı

İLK 6 AYDA BAŞLAYACAK

Müzakere süreci sonucunda; AB’nin serbest ticaret anlaşmalarına (STA) ülkemizin doğrudan taraf olamaması, taşımacılığa engel olarak karşımıza çıkan ve araçlarımıza getirilen kısıtlamalar, AB’nin Gümrük Birliği’nin işleyişi ile ilgili danışma ve karar alma mekanizmalarına etkin katılım gibi sorunların giderilerek Gümrük Birliği’nin işleyişinin iyileştirilmesinin hedeflendiği belirten Ekonomi Bakanlığı, “Gümrük Birliği’nin kapsamının tarım ürünleri, hizmetler sektörü ve kamu alımlarını kapsayacak şekilde genişletilmesi de müzakere edilecektir” bilgisini verdi. Bakanlık, 2017 yılının ilk yarısında resmi müzakerelerin başlamasını öngörüklerini bildirdi.

Gümrük Birliği’nin güncellenmesine ilişkin Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) de geçen dönemde Ekonomi Bakanlığı’na bir araştırma sundu. İhracatçılar da Gümrük Birliği’nde bir güncellemenin şart olduğu görüşündeler.

Verilere baktığımızda Türkiye, yıllar içerisinde 28 AB ülkesiyle hep dış açık verdi. Sadece 2014-2015 yıllarında verilen açık 35 milyar doları aştı. Türkiye’nin dış ticaret dengesinin yıllar içerisinde AB’den Asya’ya ve Ortadoğu ülkelerine kayması sonucu da Gümrük Birliği’ni sorgulatır hale getirdi. Örneğin; Türkiye 1996 yılında toplam ihracatının yüzde 54’ünü AB ülkelerine gerçekleştiren bu oran 2013 yılında yüzde 42’ye geriledi. İthalatın da 1996’da yüzde 56’sı AB ülkelerinden sağlanırken, 2013 yılına bu oran yüzde 37’ye indi. Son üç yılda ise bu oranlar Ortadoğu’da yaşanan sorunlar nedeniyle tekrar yüzde 50’lere yakınsadı.

KATMA DEĞER YARATAMADIK

Gümrük Birliği’nin güncellenmesine ilişkin sorularımızı yanıtlayan AB Uzmanı Can Baydarol, Türkiye’nin hizmetler, tarım ve eğitim konularında dikkatli olması gerektiğini belirtti. AB açısından hizmetlerin ucunun açık olduğunu kaydeden Baydarol, AB’deki diplomalı işsizler Türkiye’ye gelebilirken Türkiye’deki diplomaların AB’de geçersiz sayılması sonucu istihdamda oluşabilecek kaymaya dikkat çekti.

Eğitim konusunda Türkiye’nin aklını başına alması gerektiği belirten Baydarol, mevcut “din eğitim” vb. kısır tartışmalarla Türkiye’nin nitelikli işgücü ve katma değer yaratan üretim gücüne sahip olamayacağını ve eğitimin ideoloji değil istihdam için gerektiğini şu örnekle açıkladı: “AB’den ithal ettiğimiz ürünlerin kilogramı 4.5 dolar. Bizim onlara sattıklarımızın 1.5 dolar. Zaten buradakilerin yarısını yabancı şirketler sağlıyor. Kaldı 0.75 cent. Demek ki Gümrük Birliği döneminde biz bir katma değer yaratamamışız.

Gümrük Birliği’ne Türkiye’nin tam anlamıyla dahil olmadığını anlatan Baydarol, “Evdeki bulgurdan da olmayalım. Türkiye bu kafa yapısıyla giderse olmaz. Zihniyet değişmeli. Tarımda biz hala küçük ölçekliyiz. AB’deki sübvansiyonlar bizde yok. Her yıl 20 milyar dolar lazım. Yoksa rekabet edemeyiz. AB’li büyük şirketler gelir tarım arazilerimizi satın alır. Kamu ihalelerinde de liberalizasyon siyasetin sınavı olacak. Siyaset bu ihalelerden fonlanıyordu” diye konuştu.

Recep Erçin

aydınlık

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.