Türkiye’nin ilk yerli savaş uçağı projesi TF-X, proje ortağı olmasına kesin gözüyle bakılan İngiliz şirketi BAE Systems’in engellemesine takıldı. Şirket zaman kazanma taktiği uyguluyor.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ-TAI) son kullanım tarihini 2030’da dolduracak F-16 savaş uçaklarının yerini alması öngörülen yerli savaş uçaklarının kavramsal tasarımını 2013 sonunda tamamladı.

Reklam alanı

PROJE ORTAKLIĞI İÇİN TEKLİFLER ALINDI
Görüşülen şirketler arasında en iyi teklifi sunan İngiliz BAE Systems ile bu yılın ilk yarısında ön mutabakata varıldı. Böylece Türkiye, tamamen kendi toprağında üretilecek yeni nesil en az 250 savaş uçağına kavuşacak, İngiltere de uçak filosunu yenileme ve ihracat pazarını genişletme imkanı sağlayacaktı.  İki hükümetin de onay vermesinin ardından, önümüzdeki birkaç hafta içinde uzun vadeli resmi anlaşmanın yapılması bekleniyordu.

İNGİLİZ ŞİRKETİ DARBE GİRİŞİMİ BAHANESİYLE ANLAŞMAYI ERTELEDİ
İngiliz BAE Systems, darbe girişimini bahane göstererek anlaşmanın kağıda dökülmesini yıl sonuna ertelendi. BAE Systems, “Türk sanayisi ve hükümeti ile sözleşme öncesi çalışmaların sürdüğünü” belirtirken, İngiltere Uluslararası Ticaret Bakanlığı ise İngiliz şirketlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılamasını desteklemeyi sürdürdüklerini kaydetti. TUSAŞ ise sadece aralık ayından beri BAE Systems ile temasta olduklarını açıkladı.

İNGİLİZ ELÇİ’DEN “EMPERYALİST MESAJ”
İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore, 27 Haziran’da Türk basınına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: “Böyle bir projeyi başarıyla sonuçlandırabilmek için en alttaki teknik elemanlardan, en üstteki Cumhurbaşkanlığı seviyesine kadar bir güven inşa etmeniz gerekiyor. Dostunuz olan bir ülke ile sadece dost olduğunuz için böyle bir projeye soyunamazsınız. 25-30 yıl boyunca bu ülkenin sizin ihtiyaç duyduğunuz teknolojiyi, uzmanlığı sağlayıp sağlayamayacağından, siyasi ve stratejik ortak olup olmadığından emin olmanız gerekir. Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki ortaklık böyle güçlü bir ortaklık.”

İngiliz elçi özetle ” Böyle bir projeye ortak olacaksak sadece para vermeniz yetmez. Sizi yıllarca her alanda sömürecek bir konumda olmazsak bu işe girişmeyiz ” demiştir.