anadoluverumelimedya.com

Komünistler karanlığa meydan okuyor: Binler Bostancı’da buluştu

omünist Parti tarafından “Karanlığa Meydan Okuyoruz” başlığı ile İstanbul Bostancı Gösteri Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, AKP gericiliğine karşı binlerce parti üyesi, parti dostu, aydın ve sanatçıyı bir araya getirdi. Salon tıklım tıklım doldu.

Reklam alanı

Etkinlik Komünist Parti’ye son bir ayda katılan 100’ün üzerinde yeni üyeye “hoş geldin” denilmesiyle başladı. Selamlamanın ardından Enternasyonal Marşı okundu.

Etkinliğin sunuculuğunu yapan Tayfur Turan “Türkiye’nin Komünist Partisi, Komünist Parti tarafından düzenlenen Karanlığa Meydan Okuyoruz etkinliğine hoş geldiniz” diyerek salonda bulunan ve etkinliğe katılamadığı halde destek ve dayanışma mesajlarını ileten tüm mücadele dostlarını selamladı.

Komünist Parti’nin düzenlediği önemli buluşmaya Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi‘nin çağırıcı imzacıları olan Enver Aysever, Barış Terkoğlu ve Orhan Gökdemir de konuk olarak katıldı. Tayfur Turan açış konuşmasında etkinliğin amacını “hep birlikte gericiliğe, emperyalizme, sermayeye karşı kararlılığımızı gösterecek, ortak irademizi güçlendirecek, dosta güven düşmana korku vereceğiz” olarak ifade etti ve şunları söyledi: “Aydınlanma kavgasıyla, partimizin gericiliğe karşı mücadeleye bakışı ile başlayacağız. Aramızda Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi’nin ilk imzacıları, sevgili dostlarımız var. Hoş geldiniz Barış Terkoğlu, hoş geldiniz Enver Aysever, hoş geldiniz Orhan Gökdemir…”

DESTEK VE SELAMLAMA MESAJLARI

Korkut Boratav, Osman Çutsay, Serpil Güvenç, Kaya Güvenç ve Oğuz Oyan ise etkinliğe katılamadıkları halde yazılı ve video yoluyla salonu selamladılar, destek mesajlarını ilettiler. Salondaki yerini alan Yalçın Cerit’in de bir video mesajı yayınlandı.

 

“BOYUN EĞMİYORUZ, AYDINLIK BİR ÜLKE İÇİN KARANLIĞA MEYDAN OKUYORUZ” 

Etkinlikte ilk sözü Komünist Parti Merkez Komite üyesi ve Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi’nin ilk çağrıcılarından hukukçu Özlem Şen Abay yaptı. Şen, Türkiye’deki hayati tüm sorunların temelinde sermaye sınıfı ve bunların emekçilere karşı bir silah olarak kullandığı gericiliğin olduğunu belirtirken “Yaşadığımız eşitsizlik, zenginin çok zengin, yoksulun ise çok yoksul olması ve tüm bunların üzerinin rahatlıkla örtülmesi, her gün dolaştığımız sokaklarda patlayan bombalar, cihatçı çetelerin ülkemizde cirit atar hale gelmesi her birisi dinselleşmeyle bağlantılıdır” ifadelerini kullandı. Şen’in konuşmasında şunları kaydetti: “Biz diyoruz ki hangi kurallarla yönetileceğimize siz karar veremezsiniz, Türkiye’yi dinsel kurallarla yönetilen bir ülkeye dönüştüremezsiniz. Yaşadığımız eşitsizlik, zenginin çok zengin, yoksulun ise çok yoksul olması ve tüm bunların üzerinin rahatlıkla örtülmesi, her gün dolaştığımız sokaklarda patlayan bombalar, cihatçı çetelerin ülkemizde cirit atar hale gelmesi her birisi dinselleşmeyle bağlantılıdır. Gericiliğe Karşı Aydınlanma Hareketi çok kısa bir süre önce yaptığı mücadele çağrısında asıl olarak bunun altını çizdi. Bundan sonrası emekle, sabırla hareketimizin altını örmektir. Gericiliğe karşı aydınlanma hareketi sokak sokak örgütlenecek. Bizlere düşen görev aydınlanma bayrağını yere düşürmemek, işyerlerimize, mahallerimize sokmaktır. Karanlığa meydan okuyan binleri yüzbinlerce insan haline getirmektir.”

 

MİMAR SİNANLI ÖĞRENCİLERİN AİLELERİ DE ETKİNLİKTE

Geçen hafta evleri basılan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencisi 7 Komünist Partilinin aileleri de etkinlikte hazır bulundu. Aileler kürsüden selamlanırken “Yoldaşlarımızın aileleri de aramızda. Çocuklarına ve ülkenin geleceğine sahip çıkıyorlar. Onlara da merhaba diyoruz” denildi.

YUNANİSTAN KOMÜNİST PARTİSİ’DEN KP’YE DESTEK

Etkinlikte Yunanistan Komünist Partisi Siyasi Büro üyesi Yorgos Marinos da bir konuşma yaptı. Marinos konuşmasının başında Türkiyeli komünistlerin AKP hükümeti tarafından gördüğü baskılar, açılan davalar karşısında dayanışma duygularını ileterek “YKP mücadelenizi destekliyor; partinize, iktidar ve burjuva devleti tarafından hukuki kovuşturmaya uğrayan yoldaşlara yönelik sarsılmaz bir dayanışma içinde olduğunu ifade ediyor. Kapitalist sistemi ortadan kaldırmak için çalışan Komünist Parti, AKP, Erdoğan ve Davutoğlu’nun baskıcı burjuva mekanizmalarının hedef tahtası olmuştur. YKP mücadelenizi paylaşıyor, kovuşturmaları kınıyor, Yunan halkını bilgilendiriyor ve Türk Elçiliği önünde kitlesel protesto eylemleri yapmak üzere hazır durumda olduğunu bildiriyor” ifadelerini kullandı.

Yunanistan’daki sınıf mücadelesi ve YKP’nin tutumuna dair bilgiler veren Marinos konuşmasının sonunda Komünist Parti’nin yoluna Türkiye Komünist Partisi adıyla devam etmesi yönündeki dileklerini de bildirdi: “Partinizin fraksiyonist-oportünist gruplara karşı verdiği mücadeleyi ve yıllar yılı yoğun çabalarınızın önemli sonuçlarını çok yakından izlediğimizi vurgulayarak, cesaret alıp şunu ifade etmek istiyorum: İşçi sınıfı içinde ve uluslararası komünist hareketteki çalışmalarınızı kendi adınızla, Türkiye Komünist Partisi adıyla sürdürmeniz size büyük katkı sağlayacaktır. Ben, bunu ifade etme gereğini duydum, elbette ne yapılması gerektiği siz daha iyi bilirsiniz.”

 

“BU ÜLKEDE İŞÇİLER VAR!”

Gecenin sunucusu Tayfur Turan tarafından yapılan konuşmada Komünist Parti’nin “sınıf çelişkilerini unutturmaya kalkanlara, sermayeyi aklayanlara, sınıf işbirliğini çözüm gibi sunanlara” karşı “aslolan sınıf çelişkileridir” dediği belirtilirken, partinin yaklaşan 1 Mayıs’ın “Emekçi halkın Erdoğan’la hesaplaşacağı” gün olması için çabalanması gerektiğini söylediği dile getirildi.

Gecenin önemli metinlerinden birisi Komünist Parti tarafından hazırlanan “Bu ülkede işçiler var!” başlıklı metin oldu. Metal işçisi Ozan İncedere tarafından okunan metinde “Bu ülkede emekçiler var. Bu ülkede bir işçi sınıfı var. Biz varız. Gerçekler yalanlardan hep daha üstündür. Gerçekler patronlardan üstündür” denildi.

 

TKP’LİLERE ‘YUVAYA DÖNÜN’ ÇAĞRISI

Komünist Parti Merkez Komite üyesi Kemal Okuyan, “Yaşasın Türkiye Komünist Partisi” sloganlarıyla kürsüye çıktı. Türkiye’nin Erdoğan problemi ile konuşmasına başlayan Okuyan, 1 Mayıs gündeminden, Kürt sorununa, gericilikle mücadeleye kadar bir dizi başlıkta Komünist Parti’nin yaklaşımlarını dile getirdi. Okuyan’ın konuşmasında en çok ilgi çeken başlıklardan biri ise TKP adıyla ilgili KP’nin yaklaşımını dile getirdiği kısım oldu. Kemal Okuyan tüm TKP’lilere yuvaya dönün çağrısı yaptı.

Okuyan Türkiye’nin Erdoğan sorununun temelinde nelerin yattığını dile getirerek başladığı konuşmasında “hepiniz oradaydınız” dedi, bugün muhalif görüntüsü veren ama Erdoğan’ın iktidara yerleşmesinde rolü olan kesimleri tekrardan hatırlattı. Komünistlerden başka kimsenin Erdoğan konusunda tutarlı bir geçmişe sahip olmadığını söyleyen Okuyan şöyle konuştu: “Erdoğan nereden geldi, hepsi oradaydı. Erdoğan’ın önünü kapamak şık olmaz diyen Deniz Baykal’dı. Liberaller, ‘hükümet oldu ama iktidar olamadı’ diyerek Erdoğan için yardım talep ettiler. Kürt siyaseti, ‘oh olsun askerden kurtuluyoruz’ diye destek oldu. Asker ‘en azından bu daha ılımlı’ diyerek gericiler arasından Erdoğan’ı beğendi. Erdoğan’ın arkasında her şeyden önce sermeye duruyordu, ABD duruyordu, AB duruyordu. Aradan geçen süre içinde herkes oradaydı, bir tek biz yoktuk. 2002’den bu yana bir tek komünistler yerinden oynamadı, mücadele etti. Şimdi bize ‘Erdoğan’a karşı birlik olalım diyorlar’ hepimiz. Biz size güvenmiyoruz, karşı taraftayız.”

Şimdi “Erdoğan’ın alternatifi yok” diye yaygara koparanların amacının “kendi çıkarları doğrultusunda herkesi Erdoğan’a karşı biraraya getirmek” olduğunu belirten Okuyan, burjuvazinin her zaman bir uşak bulabileceğini, komünistlerin böyle bir birlik içinde olmayacağını net bir şekilde dile getirdi ve şunları söyledi: “Bizim birliğimiz başka, sermayenin birliğinde solcuların işi yok. Bizim birliğimiz burada, sokakta, fabrikada.”

1 MAYIS: KİMSE BİZİM ADIMIZA KARAR VEREMEZ

Okuyan’ın konuşmasında dikkat çeken başlıklardan biri de 1 Mayıs konusundaki açıklamaları oldu. Komünist Parti’nin 1 Mayıs konusundaki yaklaşımını “biz 364 gün yatıp senede bir gün altı boş kahramanlık gösterileri yapmak için 1 Mayıs’a katılmayız. Alacağımız her kararın 2 Mayıs’a ne devredeğini düşünerek plan yaparız” olarak tarif eden Okuyan bu seneki 1 Mayıs için ise “Taksim’e de hazırız, başka yerde on binlerle toplanmaya da hazırız. Bizim adımıza kimse karar veremez, biz karar veririz. Ve herkes bilir ki verdiğimiz kararın arkasında durur, yerine getiririz” dedi.

Bugün Türkiye’de işçi sınfı adına konuşacak tek bir örgütin olmadığının altını çizen Okuyan “Maalesef şanlı bir geçmişi olan DİSK’in de yapamayacağı bir şey bu. Milyonlarca işçiyi örgütleyerek mi konuşuyor DİSK? Biz 1 Mayıs’ın hakkını vereceğiz, Erdoğan’la hesaplaşacağız” dedi.

20 YIL ÖNCE YAPILAN TOPLANTI VE KÜRT SORUNU

Konuşmasında Kürt sorununa da değinen Okuyan “Bir Altan Tan tartışması var. Altan Tan kimdir, Refah Partili istikrarlı, tutarlı bir gericidir. HDP’nin Altan Tan’ları yeni bünyesine çektiği söyleniyor. Yeni değil, çok köklü bir geçmişi var bunların. 1996 yılında, tam 20 yıl önce Taksim’de lüks bir otelde yapılan toplantıya katıldık. Karşımızda Kürt hareketini temsilen Altan Tan ve Mehmet Metiner vardı. Biz de her devrimciye yakışanı yaptık ve ‘Dostlarınız bunlarsa biz sizin dostunuz değiliz’ diyerek toplantıyı terkettik. Demek ki yeni bir şey yok, dostlukları sürüyor. Bunlar rastlantı değil. Efkan Ala ve Hakan Fidan dostunuzsa, ABD’yle dostsanız, biz yokuz diyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“TKP’Lİ YOLDAŞLARIMIZI YUVAYA ÇAĞIRIYORUZ”

Okuyan konuşmasında TKP ismiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. TKP’de yaşanan krizin ardından çok fazla parti dostunun “yazık ettiniz” dediğini belirten Okuyan “Doğrudur, yazık ettik ama bazı şeylerden kaçamazsınız” ifadelerini kullandı. TKP’nin birliğinin 2014’ten önce bozulduğunu, kendi bünyesinde birden fazla partiyi barındırır hale geldiğini vurgulayan Okuyan şunları söyledi: “Buna izin verseydik, alışsaydık bizi çok daha kötüsü bekliyordu. TKP’nin gittiği yoldan başka yolu isteyen, arzu edenler varmış, haklarıdır. Öte yandan TKP’nin kendi bildiği yoldan yürüme hakkı vardır, biz bu yoldan devam edeceğiz.”

“Biz 2014’te kişisel nedenlerle bu partiyi krize sokmadık, farklı yollardan gitmek istediğimiz için kriz çıktı” diyen Okuyan tüm TKP’lilere “yuvaya, partiye dönme” çağrısı yaparak şöyle dedi “Bizim kültürümüz önce kendimizle alakalı bir değerlendirme yapmayı gerektirir. TKP geleneğinden gelen Komünist Partililer olarak bu hataların tekrarlanmaması için biz bu değerlendirmeyi yaptık. Ama bunu başkalarından da bekleriz. Şimdi çağrımız, Türkiye Komünist Partililere… Siyasette kin olmaz, mutlak ayrılık diye bir şey yoktur. Bizi ilgilendiren TKP çizgisiyle ortaklık ve samimiyettir. Bu olduğu sürece partimiz Türkiye’deki bütün komünistlerin partisidir. TKP’li olan tüm yoldaşlarımızı yuvaya geri dönmeye çağırıyoruz.”

Önemli olanın “samimi bir muhasebe ve TKP hattına bağlılık” olduğunu gerisininse “teferruat” olduğunu belirten Okuyan “Biz her ne yapıyorsak haklı olmak zorundayız, şu anda hangi kriterle bakılırsa bakılsın TKP adı bizim açımızdan sonuna kadar hakedilmiş bir isimdir. Türkiye’deki yaygın örgütlülük düzeyi, siyasi etkinlik… Biz bu hakkımızı tabii ki kullanacağız. Ancak, 2014 yılında çok yakışıksız başlayan ama sonrasında herkesin imrenerek baktığı bir ayrışma yaşadık, yine öyle olsun diyoruz. TKP’lilere çağrımız budur; birleşme yok, komünistlerin birliği partinin tekleşmesiyle oldur. TKP’lileri partimize, partilerine çağırıyoruz.”

Okuyan’ın konuşmasının ardından Komünist Partili müzisyenlerin dinletisiyle etkinlik son buldu.

sol

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.