Sarraf’ın İran gizli örgütü tarafından kaçırılması, Zencani ile birlikte aynı kadere mahkûm olması an meselesi idi. Bunun üzerine o da bazı anlaşmalar karşılığında Amerika’ya sığındı.
Malum, şu sıralarda gündemin birinci sırasını çocuk istismarları oluştururken, siyasi anlamda da Reza Zarrab’ın ani olarak ABD’ye gitmesi ve daha da vahimi orada tutuklanması.
Bütün Türkiye bir anda Reza Zarrab’ın neden tutuklanacağını da bile bile ABD’ye gittiğini merak etti. Bir yığın komplo teorisi üretildi bu konuda, ama belli ki 1 Nisan New York sorgulamasına kadar bazı şeyler tahminden öteye gitmeyecek. Yine de ODATV olarak CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray’a konu ile ilgili görüşlerini sorduk:
Odatv: Rıza Zarrab, tutuklanacağı ihtimali çok yüksek olmasına rağmen neden ABD’ye gitti?
Aytun Çıray: ‘Tape’ler ortaya çıktığında herkesin şaşırmasına şaşırmıştım. Çünkü akıl almaz servet artışlarının, gemiciklerin kaynağı meşru olabilir miydi? Bunların ortaya çıkarılmasının nedeni daha başka ve daha önemli bir şey olmalıydı. O yüzden 5 Mayıs 2014 tarihinde mecliste yolsuzluklar hakkında yapılan tartışmada şunları söylemiştim:
“Şimdi size yolsuzluklardan daha vahim bir konudan bahsetmek istiyorum. Bütün bu “tape”leri servis edenler, o zat (dönemin Başbakanı) ve Hükûmeti hakkında acaba başka hangi bilgilere sahipler? O zat ‘Sadece ben değil, Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı, devletin tamamı dinlenmiş.’ dediğine göre, millî varlığımızı, şantaj altında olan bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan, bir Genelkurmay Başkanı ve Hükûmetten daha fazla ne tehdit edebilir? Dışişleri konutunun dinlenmesiyle ilgili ‘tape’ler de gösteriyor ki, bu beceriksizlikler yüzünden devlet sırrı diye bir şey kalmamış. Peki şimdi bu devlet sırları şimdi kimin ellerinde?” Böyle baktığınızda Zarrab gitmesi gereken yere gitti ve aslında sığındı. Zaten Sayın Soner Yalçın da birkaç gün önce buna dikkat çeken bir makale yazdı.
ZARRAB’IN KAÇIRILMASI AN MESELESİYDİ
Odatv: Türkiye’de can güvenliği olmadığı, kendi can güvenliğinin sağlanması için ABD’ye kaçtığı öne sürülüyor.
Aytun Çıray: Biliyorsunuz 2014’den bu yana dış siyasette önemli değişimler yaşandı. İran’da iktidar ve ABD-İran ilişkileri değişince Zarrab’ın iş ortağı Zencani, birlikte kullanıldıkları karanlık işler nedeni ile idama mahkûm edildi. O dönemde çıkan ‘tape’lere bakın. Sarraf ile Babek Zencani arasında 9 Ekim 2012’de milyonlarca Avro’luk bir sohbet dikkat çekiyor. Zencani, Sarraf’tan “50-60 milyon Avro” borç istiyor. Yani artık Sarraf’ın İran gizli örgütü tarafından kaçırılması, Zencani ile birlikte aynı kadere mahkûm olması an meselesi idi. Bunun üzerine o da bazı anlaşmalar karşılığında Amerika’ya sığındı.
Odatv: Konuşmasına kesin gözüyle bakılıyor, eğer konuşursa Türkiye’de kimlerin başı derde girer?
Aytun Çıray: Aslında konuşacakları sadece malumun ilâmı olacaktır. Önünde yatanlar, bakanlar, milletvekilleri, zamanın başbakanı… Tapelerde adları geçenler artık uyuyamazlar. Konuşup konuşmaması, konuştuklarının ne kadar işleme konulacağı belki de Ortadoğu’nun ve ülkemizin kaderi ile ilgili olacaktır. Bu olay Türk siyasetini bir bütün olarak derinden etkileyecektir. Bugün Türkiye’nin gündemini ne işgal ediyor? Darbe söylentileri ve Zarrab olayı ile bağlantılı olarak Erdoğan’la yeni kurulacak Kürdistan’ın pazarlıklarının yapılacağı. Bunlar teorik şeyler ama şüyuu vukuundan büyük denilen cinsten söylentiler. Bu söylentileri güçlendiren şeylerden biri de Erdoğan’ın zulmünden yılmış olanların çareyi muhalefette göremiyor olmalarıdır. Nasıl görsünler ki? Bir şans verdiler, muhalefet meclis başkanı bile seçemedi. Terörün nedeni AKP iken siz AKP’lilere gidiyorsunuz. Sayın Bahçeli sırf rakiplerinin tüzük kongresini engellemek için Başbakan’ın ayağına gidip güya terörü görüşüp ondan medet umuyor. Hukuksuzluğun nedeni AKP; muhalefet onunla anayasa konuşmaya kalkıyor. E kardeşim, diyor insanlar, sen de çareyi onda arıyorsan ben ne yapayım? Peki asıl çare nedir? Muhalefetin derhal çare olacağına Türk milletine inandırmasıdır.
Odatv: Bu iş de Deniz Feneri davasına döner de, Türkiye’deki suç ortakları kulaklarının üzerine yatar mı?
Aytun Çıray: AKP çekirdek kadrosunun götürecek kimyasal reaksiyon zinciri çoktan başladı. Gecikmesinin nedeni katalizör eksikliğindendir. Ancak her halükarda reaksiyon tamamlanacak, bunlar tarihin dehlizlerine doğru buharlaşacaklardır. Belki de bu utanç verici dönemi hiç hatırlamak istemeyeceğiz. Atatürk’ü yenmeleri mümkün değil çünkü! Bu acılı dönemin faydaları da olacak… Örneğin; dincilik geri gelmeyecek şekilde gidecek ve aydın kavramı yerli yerine oturtulacak. Medya, siyaset, adalet pisliklerini temizleyecek.
Odatv: En azından Türkiye’de ortaklarının durumu onların ABD’ye gidişini engelleyecek durumda mı?
Aytun Çıray: Olması gerekeni sadece kısa bir süre daha erteleyebilirler, ama engelleyemezler.
Odatv: Buna rağmen Erdoğan ABD’ye gidiyor.
Aytun Çıray: “Gelme” demelerine rağmen gidecek. Lanham’da, Müslümanların olmadığı bir yerde cami yapmaya kalktılar. Amerikan yönetimi burada Müslüman yok cami ruhsatı veremeyiz, dedi. Bunun üzerine projeyi içinde cami olan Türk Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’ne dönüştürdüler. Olağan hale geldiği gibi inşaatın yapımı hakkında ciddi yolsuzluk iddiaları var. Şimdi cami işinde de yolsuzluk olur mu demeyin. Bunlar geçenden beş geçmeyenden on akçe alıyorlar.
Odatv: Hakan Fidan ve Efgan Ala’nın ABD’ye, Zarrab için gittikleri söyleniyor, ne derece doğru, bilginiz var mı?
Aytun Çıray: Bu konuda kesin bir bilgim yok. Ancak bu sorunuz vesilesi ile eski bir bürokrat olarak tüm bürokratlara sesleniyorum: Yarın kimin hakkında birilerinin celp çıkaracağı belli olmaz. Siyasal iktidarın kanunsuz ve ahlaksız taleplerine alet olmayın. Bakın hakkında uluslararası dava olan bir zanlıya yataklık yapan dört bakanı aklatarak 24. dönemin AKP gurubunun çoğu masum milletvekilini da suça iştirak ettirdiler. Siz siz olun sakın bu suçlara iştirak etmeyin. Unutmayın; keser döner sap döner bir gün mutlaka hesap döner.
Söyleşi: Mümtaz İdil
Odatv.com