anadoluverumelimedya.com

“Suriye ve Türkiye’nin yüksek çıkarları için kucaklaşmaya hazırım”

Suriye Enformasyon Bakan Danışmanı Bessam Abu Abdullah, Aydınlıkgazetesindeki köşesinde Suriye’nin en yetkili karar mercileri ile Suriyeli gazeteci ve televizyoncuları ile özel bir toplantı yapıldığını duyurdu.

Reklam alanı

Bessam Abu Abdullah, Suriye devletinin terör örgütü YPG’yi nasıl gördüğü konusu ile ilgili soruya, “YPG Suriye’yi bölmek isteyen ABD planlarında piyon örgüttür. Vatan hainidir. Bu görüşlerin dışında yazılan veya tedavüle sokulanlar psikolojik harp usulüdür” denildiğini yazdı.

Ayrıca, Bakan Danışmanı Bessam Abu Abdullah, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile tekrar masaya oturma ve görüşme ihtimali sorusuna, “Suriye ve Türkiye’nin bekası, ulvi çıkarları için komşu ve kardeş Türk milleti ile tüm sorunları görüşmeye hazırız. Masada sadece YPG-PKK meselesi değil tüm terör örgütlerine karşı ortak mücadele konsepti olmalıdır. Erdoğan ile görüşme de kucaklaşma da olabilir. Yeter ki, bu görüşme ve kucaklaşma Suriye, Türkiye ve bölgenin bütünlüğü, egemenliği ve birliğine hizmet amaçlı olsun” cevabı verildiğini yazdı.

Suriye Enformasyon Bakan Danışmanı Bessam Abu Abdullah’ın yazısı şu şekilde:

“Türkiye’de bir kesim hala ABD, Fransa ve İngiltere’nin Ankara’nın çıkarlarını hesaba katacaklarına ve onu kızdıracak politik, ekonomik ve askeri hamlelerde bulunmayacaklarına inanıyor veya ümit ediyor. Bu minvalde basın ve yayın yapan malum medya ABD ile çatışmak yerine onunla anlaşmaya varmak gerektiğini savunuyor ve telkin ediyor. ABD ile kurulacak iyi ilişkiler sayesinde Türkiye’nin Suriye’de mükâfatlandırılacağı görüşünü propaganda ediyor.

Batı medyasına sızan bazı bilgiler ve raporlar, bunun gerçekleşmeyeceğini ABD ve familyasının Türkiye’ye yalan söylediklerini teyit etmektedir. Lübnanlı el-Ahbar gazetesinin 22 Şubat 2018 tarihinde yayınladığı 3402. sayısında, ABD’nin Suriye’yle ilgili düzenlediği ilk toplantısının detaylarını veren bir İngiliz raporundan bahsetti. Bu toplantı Donald Trump’ın, ABD askerlerinin Suriye’de uzun süre daha kalmalarına onay vermesinden sonra düzenlendi.

SURİYE’Yİ TAKSİM PLANI

5 sayfalık rapor, Washington’daki İngiltere Büyükelçiliği tarafından kaleme alınmış. Özetle; Siyaset ve güvenlik konularında Orta Doğu diplomasi uzmanı olan Bünyamin Nurman, ABD’nin yeni stratejisinin Suriye’yi parçalamak olduğunu ayan beyan ediyor. ABD Dışişleri bakanlığının Orta Doğu uzmanı David Satterfield de bu raporun varlığını teyit ediyor. , 11 Ocak 2018 tarihinde ABD liderliğinde İngiltere, Fransa, Ürdün ve S. Arabistan’ın Washington’da gerçekleştirdiği gizli toplantıda (bu arada Türkiye davetli değildi) Suriye’nin taksim planı masaya yatırıldı.

Satterfield’ın dediği gibi taksim raporuna binaen ABD’nin şu andan itibaren uğruna çalışacağı tek hedefinin, Doğu ve Kuzeydoğu Suriye’yi ülkenin geri kalanından ayırmaktır. ABD’nin bu planı 5 adımdan oluşmaktadır:

1- Suriye’yi parçalamak

2- Astana ve Soçi sürecini baltalamak

3- De Mistura’dan Cenevre görüşmelerini geri başlatmasını istemek

4- Türkiye’yi sindirmek

5- ABD, Fransa ve İngiltere’nin birlikte önceden öne attığı ve bölgesel parçalanmaya yol açacak siyasi çözüm sürecini başlatmak

Planın gerçekleşmesi için 1 yıl süre verilmiştir. Rapora göre ABD; planı başarıya ulaştırmak için piyonu YPG’nin kontrol ettiği Suriye’nin en kuzey ucunda Ramaylen ve Türkiye-Suriye sınır hattında yer alan Ayn el-Arab beldesinde askeri üslerin sayısını arttırmak için 4 milyar dolar bütçe ayırmış.

Ayriyeten Satterfield, ABD’nin William Roebuck’u YPG’nin kontrol ettiği bölgeye elçi olarak atadığını bildirdi. Üstelik Satterfield, ABD’nin, Türkiye’yi provoke etmeden, siyasi çözüm sürecinde haklarını alabilmek için diplomatik olarak Kürtleri daha çok tanıyacağını belirtti. Raporu değerlendiren kaynaklar, “ABD’nin attığı tüm bu adımlardan Türkiye’nin de haberi var” diyor. ABD’nin, Erdoğan hükümetinin Fırat’ın Batısına yerleşme, burayı birlikte hareket ettiği ÖSO’ya devretme ve bu bölgeleri Türkiye’den yönetme tamahına mukabil Fırat’ın Doğusunda kalmak istediğine karşı Ankara’nın gönlü olduğunu ifade etti.

ABD, Cenevre görüşmelerine Kürtlerin temsilcisi olarak katılan SDF’nin çıkarılıp onun yerine Kuzey Fırat’ı temsil eden bir heyetin konulmasını önermektedir. Böylece bu heyet, Riyad koalisyonu aracılığıyla da hükümete baskı kurabilir. ABD’nin artık sır olmayan niyetini gözler önüne seren temel noktalar bunlar. Ve bu niyet, ABD’nin elinden gelirse bölgeyi parçalamaktan geri kalmayacağını da açıkça göstermektedir.

SURİYE’Yİ BÖLMEK NE ANLAMA GELİR?

Cevap çok basit: Sonraki adıma geçmektir. O da Türkiye’yi parçalamak. Bu artık nettir. Bu yüzden -raporda belirtildiği gibi- Türkiye’yi sindirmek istenmektedir. Çünkü ABD, Türkiye’nin yoluna çıkıp planlarını bozmasını istememektedir.

Şimdi, Türkiye’nin iki seçimle karşı karşıya olduğunu düşünüyorum:

1- Türkiye’nin çıkarlarını koruyacağına dair ABD’nin verdiği teminatlara güvenmek. Bence bu teminatlar; Suriye’yi parçalama planının ilk aşamasını sessizce atlatması için Türkiye’ye verilecek sakinleştirici niteliğindedir.

2- ABD’nin bu planını bozmak için Rusya ve İran’la el ele vermektir. En önemlisi de Şam ile yeniden iletişim kanallarını açmaktır.

‘ERDOĞAN İLE KONUŞURUZ’

Çarşamba günü Suriye’nin en yetkili karar mercileri ile Suriyeli gazeteci ve televizyoncuları ile özel bir toplantı yapıldı. İki önemli konu hakkında resmi görüş talebinde bulunduk; Suriye devletinin YPG’yi nasıl gördüğü konusu ile ilgili sorumuza, “YPG Suriye’yi bölmek isteyen ABD planlarında piyon örgüttür. Vatan hainidir. Bu görüşlerin dışında yazılan veya tedavüle sokulanlar psikolojik harp usulüdür” denildi. Erdoğan ile tekrar masaya oturma ve görüşme ihtimali sorumuza ise, “Suriye ve Türkiye’nin bekası, ulvi çıkarları için komşu ve kardeş Türk milleti ile tüm sorunları görüşmeye hazırız. Masada sadece YPG-PKK meselesi değil tüm terör örgütlerine karşı ortak mücadele konsepti olmalıdır. Erdoğan ile görüşme de kucaklaşma da olabilir. Yeter ki, bu görüşme ve kucaklaşma Suriye, Türkiye ve bölgenin bütünlüğü, egemenliği ve birliğine hizmet amaçlı olsun” denilmiştir.

Şam ile Ankara arasında ciddi bir güven bunalımı var. İnat ve kibir var. Şam hükümetini es geçip Suriye’de istediğimiz gibi cirit atarız yönünde böbürtü ve afra tafra açıklamalar var. Bu davranışlardan bir an evvel kurtulmalı ve genelde tüm bölgeyi özelde her iki ülkeyi yok etmek isteyen ortak düşman ABD- İsrail ve sahadaki piyonlarına karşı Ankara- Şam kucaklaşması hayatidir.”

ulusal.com.tr

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.