anadoluverumelimedya.com

İflasın ve Bitişin Kurultayı

Mehmet Bedri Gültekin / Ulusal.com.tr

Reklam alanı

Bu satırları CHP’nin 36. Olağan Kurultayı’nın ilk gününün ardından yazıyoruz. Bugün seçilecek olan yeni Parti Meclisi’nin kimlerden oluşacağının, yapacağımız tespitler açısından bir önemi yok.
İlk gün yapılan Parti Genel Başkanlığı seçimi ve Başkan adaylarının konuşmaları; CHP’nin geldiği yer, Partinin aldığı biçim ve geleceği hakkında yeterli fikri veriyor.

İmza ve oy’un farklılığı
Kemal Kılıçdaroğlu 1081 delegenin imzası ile aday oldu. Seçim sonunda 790 oy aldı.
Yani Kılıçdaroğlu’nun aday olması için imza veren 291 delege, sandık başına gidince oyunu vermedi.
Başka bir deyişle her dört delegeden biri, CHP yönetiminin yüzüne karşı başka, kimsenin görmediği oy kabininde başka hareket etmektedir.
Başlı başına bu tablo, üzerinde önemle durulması gereken bir durumdur. Delege neden imzasını verir de oyunu vermez?
Başlı başına bu durum, CHP delegelerinin oy kullanırken ideolojik ve politik kaygılardan hareket etmediğini ortaya koyar. Kişisel beklentiler ve çıkarlar delege davranışını belirlemektedir.
Bu durum sadece imza verip oy vermeyen 291 delege için söz konusu değildir.
Kılıçdaroğlu için oy ve imza veren diğer delegelerin de davranışını belirleyenin, belli bir mezhepsel mensubiyetin yanı sıra bu etken olduğunu söyleyebiliriz.
CHP’li belediyelerin, Kurultay sonuçlarında tayin edici etkiye sahip olmalarının tek bir açıklaması vardır:
Belediyelerin sunduğu iş ve kadro olanakları, bugün CHP örgütlerini ve kadrolarını şekillendiren en önemli etkendir.
CHP’nin, AKP’ye alternatif olma olanağı işte bundan dolayı mümkün değildir.

Gizlenen ABD
Gerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun, gerekse Muharrem İnce’nin Kurultay konuşmalarında ABD adı, bir kez olsun zikredilmiyor.
Oysa Türkiye bugün, ABD ile savaş halindedir. Hemen her gün gerek Türkiye tarafından, gerekse ABD tarafından sürmekte olan savaşla ilgili açıklamalar yapılıyor.
Türkiye, ABD ile savaştığının bilincinde olarak, Afrin’den sonraki hedefin Menbiç ve ardından Fırat’ın doğusu olacağını en yetkili ağızlardan defalarca açıkladı.
ABD ise bölgedeki varlığına yönelen en büyük tehdit olarak gördüğü Türkiye’nin müdahalesini, en az kayıpla nasıl savuşturacağının hesaplarını yapıyor.
Türkiye’de bugün ekonomiden siyasete hemen her şeyi belirleyen en önemli gelişme işte ABD ile yaşanan bu hesaplaşmadır.
Ama CHP Kurultayı’nda Başkanlık için yarışan iki ismin konuşmalarında ABD adı bir kez olsun bile geçmedi. İşte üzerinde durulması gereken en önemli nokta budur:
Neden Kılıçdaroğlu veya İnce; Türkiye’nin karşısındaki düşmanın adını bir kez bile anmak ihtiyacı duymadılar?
Çünkü ikisi de iktidar umutlarını ABD’ye bağlamışlardır. AKP’nin üstünü çizmiş olan ABD’nin kendilerine iktidar olanağını bahşedeceklerini düşünmektedirler.
İşte bundan dolayı 36. Kurultay CHP açısından bir iflas kurultayı olarak tarihe geçecektir.

Yükselen Asya’yı görmeyen CHP
Üçüncü olarak belirtilecek nokta dünyamızda yaşanmakta olan büyük değişimin, bir cümle ile de olsun CHP’nin Başkan adaylarının konuşmalarında kendisine yer bulamamasıdır.
Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi Asya’ya kaydı. 2017 yılında Çin ve Hindistan, yalnız başlarına dünyadaki ekonomik büyümenin yüzde 60’şını gerçekleştirdiler.
ABD, 26 Eylül’de Irak’ın kuzeyinde tarihinin en ağır yenilgilerinden birini aldı. Birleşen Bölge devletleri karşısında tek kurşun atmadan Kerkük’ü terk etmek zorunda kaldı. 2. İsrail projesi çöktü.
Batı Asya Birliği adım adım şekilleniyor.
Öte yandan Avrupa’nın Amerika’dan kopuşu hızlandı. Atlantik Sistemi çöküyor.
Ve Türkiye, Atlantik Sisteminden kopuyor ve Avrasya’daki yerini alıyor.
İşte bu büyük gerçek CHP’nin Kurultay gündeminde hiç yer almıyor.
Böyle bir Parti için bir geleceğin olduğundan söz edilebilir mi?

Beyhude beklentilerin sonu
Dördüncü olarak belirtilecek nokta, Atatürk’ün Altı Oku’nu savunanların CHP de aday bile olamamalarıdır. Başkanlık için yarışan iki aday da Neo liberal ve Batıcı.
CHP yönetimine ideolojik olarak muhalefet eden Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk Eminağaoğlu aday olabilmelerine yetecek imzayı bile toplayamadılar.
Bütün bu gelişmeler “CHP kurtulmadan Türkiye kurtulmaz” çabası ve beklentisi içinde olanların beyhudeliğini ortaya koydu.
Atatürk 1918 – 1919 yıllarında “İttihat ve Terakki Cemiyeti kurtulmadan Türkiye kurtulmaz” demedi. ‘Türkiye’nin kurtuluşu için Anadolu ve Rumeli Müdaafai Hukuk Cemiyeti gereklidir’ dedi.
Bugün de benzer bir durum vardır. 1918’lerden farklı olarak günümüzün “Anadolu ve Rumeli Müdaafai Hukuk Cemiyeti” yıllardır vardır ve mücadele ediyor. Adım adım AKP’nin alternatifi olacak Milli Hükümet seçeneğini inşa ediyor.

“Mustafa Kemal’in askerleri” ne yapacak?
Evet, 36. Kurultay CHP tarihine “İflasın ve Bitişin Kurultayı” olarak geçecektir.
Önümüzdeki süreçte, Hala ‘Atatürk’ün CHP’si yeniden olabilir mi’ ümidiyle CHP saflarında durmaya devam eden ve kendilerini “Mustafa Kemal’in Askeri” olarak tanımlayan gerçek CHP’lerin, kendisini “Liberal Batı”nın bir parçası olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinden adım adım koptuklarını göreceğiz.
İçine girdiğimiz Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde yaşanacak en büyük gelişme bu olacaktır.
AKP’nin alternatifinin hayata geçirilmesinde, bu gelişmenin çok önemli bir rol oynayacağını göreceğiz.

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.