anadoluverumelimedya.com

Ekonomide şantaj dönemine girdik

Bülent Esinoğlu / Ulusalkanal

Reklam alanı

Öncelikle, Dolar’da ve Euro’daki bu anormal yükselişin, mevcut ekonomik durumla bağlantılı olmaksızın yükselmesi, ekonomik tetikçiliğin devreye girdiğini işaret ediyor.

Finansal istikrarsızlığın hızla yol aldığı bir sürece girdiğimiz anlaşılıyor.

Bonolardan hızlı bir çıkış olduğu görülüyor. Buna karşılık tahvil alımı da yok.

Yabancıların hızla Türkiye’den çıktığı anlaşılıyor.

Avrupa merkez bankası varlık alım programını azaltma sinyalleri verdi.

Türk parası hızla değer kaybetti. Dolar 3,85 lirayı gördü. Borç verme faizleri 12,12 oldu.

Petrol fiyatları 60 dolara çıktı.

Son aylarda, borsaya, bonoya, tahvile yüklüce girişler olmuştu. Demek ki rehavete sevk ederek, uygulanan tetikçiliğin etkin olmasını planlamışlar.

Ekonomimizin bu kadar kolay kırılgan olması, büyümek için yurt dışına bağımlı olmamız, bu kısa döngüden bir türlü çıkamamamız, uyguladığımız ekonomi politikalarındandır.

Ekonomimizi dışa açacağız derken, ulusal pazarlarımızı çok uluslu yabancılara bırakınca, üretim planlamalarımızı yabancıların insafına terk edince, ekonomimizi çok uluslu yabancılar denetlemeye başladı. Çünkü onlarda para bol. Ulusal pazarlarımız onların pazarı oldu.

Stratejik kurum ve kuruluşları özelleştirdik, kriz dönemlerinde yeniden borç aramanın dışında başka çözüm kalmadı.

Bu sefer durum çok daha farklıdır. Amerikan hegemonyasından kurtulma çabasına girince, emperyalizm son silahtan önceki silahını kullanmaya başladı.

Emperyalizm bizi yok etmeye başlayınca biz teslim mi olacağız?

Elbette hayır. Lakin ekonomik bağımsızlık olmadan siyasal bağımsızlığın olmayacağını anlayacağımız bir döneme girdik.

Acilen direnme ekonomisi planları yapmamız gerekir. Bunun için eskiden var olan Planlama Teşkilatını hızla devreye sokmalıyız. Günlük çözümlerin işe yaramayacağını bilmeliyiz.

Ekonomik kaderimizi yabancı ortaklı, kar hırsının dışında hiçbir ülke kaygısı olmayan kurum ve kişilere devredemeyiz.

Döviz ile alıp, ekonomimizi sürdürdüğümüz ürünlerin üretimine geçmeliyiz.

Lüks yatırımları durdurup, ekonominin çarklarını harekete geçirecek ürünlerin üretimine kaynak ayırmalıyız.

Ekonomik bağımsızlıktan anladığımız şudur; yabacılar borç vermediklerinde (bu günlerde olduğu gibi) kendi imkanlarımızla hayatımızı sürdürecek düzeni kast ettiğimizin anlaşılması gerekir.

Devletin üretim yapmasından veya stratejik kurumların devletin denetiminde olmasından korkmamalıyız. Devlet bu milletin devletidir. Yabancıların etkin olduğu özel şirketlerden daha güvenilir kurumlardır.

Siyasal bağımsızlığı güçlendirmek için ekonomik bağımsızlığa değer verdiğimiz günlere girdiğimizi anlamanın zamanı gelmiştir.

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.