Bülent Esinoğlu / Ulusalkanal
Amerika kendi çıkarlarını dünya ölçeğinde tanımlar. Dünyanın herhangi bir bölgesinde kendi çıkarlarına karşı bir durum ortaya çıkarsa, kendi güvenliğinin tehlikede olduğunu ileri sürer.
Amerika’nın güvenliği denildiğinde, onun çıkarlarının güvenliğini anlamak gerekir.
Aslında bu tanım emperyalizmin kirli yüzünün gizlenmesi ve demokrasi kılıfına geçirilmesi demektir.
Amerika’nın artık bu gücü kullanamaz noktaya geldiğini Amerikan Başkanının kendi ağzından öğreniyoruz.
Trump “Washington mikro yönetim ile savaşlar kazanamaz.” ayrıca, ABD’nin askeri gücünün, artık uzak topraklarda, demokrasi inşası, ya da diğer ülkelerin Amerika’nın istediği gibi yeniden şekillendirilmesi için kullanılamayacağının altını çizerek, “O günler artık sona erdi” ifadelerini kullandı.
Bir yandan bu itiraflar gelirken, öte yanda da, Afganistan’a ilave asker gönderme hazırlıklarının yapıldığını söylüyor. Afganistan’daki ABD varlığı 16 yılını doldurdu.
Son cümle ve bir önceki ifadeler, birbiri ile çelişen açıklamalar, Amerika Birleşik Devletleri’nin ne kadar da zorda olduğunu bize anlatıyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin artık gerileyen bir güç olduğunun en üst düzeyde bir itirafı olarak almalıyız, bu cümleleri…
“Washington mikro yönetimlerle savaşlar kazanamaz” ifadesi, ‘biz artık büyük savaşlara mecburuz’ anlamını çıkarmamıza neden oluyor.
Daha açık söylesek, örtülü savaşlar, vekalet savaşları, terör gruplarına verilen desteklerle, alınacak yol kalmadı şeklinde de anlayabiliriz. Herhalde “mikro yönetimler” ifadesinden kast ettiği bu olsa gerek.
Trump böyle diyor da, Amerikan derin devleti, yani çok uluslu şirketler ne diyor? Çünkü çok uluslu şirketlerin büyüme ihtiyacı son aşmadadır. Büyümezlerse küçülmek durumunda olduklarını her fırsatta ifade ediyorlar.(Kapitalizmin ölümcül kanunu)
Amerika ve onun yönetimlerinde oluşan bu kargaşa; Amerika’nın bölgemizde yürüttüğü saldırının da iyi yönetilemediğini bize anlatıyor.
Rusya, Türkiye, İran, Irak ve Suriye kendi aralarında anlaşarak, bölgeden ABD’yi atmalarına fırsatta tanımış oluyor.
Amerika’nın bölgede tutunacağı tek dalın, bölgedeki ayrılıkçı Kürtler oldu gerçeği hem Rusya, hem Türkiye, hem Arap, hem İran halkları tarafından kavranmış durumdadır.
İsrail’in açıktan Büyük Kürdistan hayalleri Arap halklarını da Amerika’nın karşısında yer almaya zorluyor.
Bölge ülkelerinin önce Afrin’e sonra da İdlib’e girmesinin tam zamanıdır.
Evet Amerika’yı gerileyen bir güç olarak değerlendirebiliriz. Lakin çok uluslu Amerikan şirketlerinin ABD’nin silahlı gücünü kullanmaya zorladığını da unutmayalım.
Amerikan yönetimi ve Amerikan derin devleti aralarındaki sorunu çözmeleri için geçecek sürecin, bölge ülkelerince, doğru kullanılmasında çok büyük yararlar var.
Amerikan Savunma Bakanı Jim Mattis Erbil’den sonra, Ankara’da askeri törenle karşılandı. Ne dersiniz? Mattis bizden gene ne isteyecek?
Ellerinde hep bir havuç ve bir de sopa bulundururlar. Hiçbir havuç Türkiye’nin toprak bütünlüğünden daha değerli değildir.
Rusya, Türkiye, ,İran arasında varılan mutabakatın arasına kama sokmak için Mattis Türkiye’dedir.
