anadoluverumelimedya.com

Maltepe ve evrim

Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya

Reklam alanı

 

2 milyon kişi.

Hatta yolda olup da gelemeyenlerle 3 ve daha fazla milyon kişi.

Bu sıcakta Maltepe’ye aktı.

Kılıçdaroğlu konuşmasını yaparken “ambülans gelsin” dedi kalabalık ve sıcaktan fenalaşanlar için bir kaç kere.

Düşünün, her yaştan kişi, yolların kapatılmış olmasına ve her türlü zorluğa ve müthiş sıcağa rağmen yurdun her köşesinden Maltepe’ye aktı, üstelik de saatlerce bekledi.

Peki, kimdi bu buraya koşa koşa gelenler?

Algı oyunları ve “bunlar şucu, bucu” laflarına hiç girmiyorum.

Halktı.

Peki, bu halk şimdiye kadar neredeydi?

Sosyal medyada herkes birbirini “siz koyunsunuz, kıpırdamıyorsunuz” diye suçlamakla meşguldü uzun süredir.

Bazı lider konumundaki kişiler ise “yaşayarak göreceksiniz, madem lider seçmeyi bilmiyorsunuz, mahvolunca aklınız başınıza gelecek” diyorlardı. Diyorlardı ama, halk bu kişilerin peşine nasıl ve nerede takılacağını göremiyordu. Nasıl olacaktı, ne olacaktı? Durum 1919’a benziyordu ama, kimsenin Samsun’a çıktığı filan yoktu. Ne olacaktı, yani Samsun’a çıkmak mı amaçlanmalıydı, yoksa zamanımızda bazı şeyler değişmiş miydi, değişmemiş miydi?

Vatandaş ağzını açsa tutuklanabilirdi, bir şey söylese ne olacağı da belli değildi. Seçime gidiyor oyunu veriyordu, hatta oy vermek için mesela yurt dışında her türlü sıkıntıya katlanıyor, izin kullanıyor, masraf ediyordu, sonra ise o oyun ne olduğu konusu problem haline geliyordu.

Durum bu şekildeyken, gidişatta bir değişiklik oluştu.

Muhalefetin lideri Kılıçdaroğlu “yeter artık” dedi, 500 kilometre yürüdü ve 10 maddelik bir manifesto açıkladı.

Bu manifesto, ki haberlerde her yerde görebilirsiniz maddelerini, her kelimesi doğru, ülkenin ihtiyaçlarını düşünerek özetlenmiş, kişilerin “nihayet, işte bu” dedikleri bir durum tespiti idi.

Halk bir ışık görmüş, vatanı, ülkesi, çocukları, geleceği için koşa koşa desteğe gelmişti.

Aranan lider bulunmuştu, herkes “evet, artık karşımızda tam bir lider var” diyordu.

Ancak sosyal medyada tersine bir akım da mevcut. Deniyor ki “tamam da, şimdiye kadar şunu yaptı, bunu yaptı, yanlış kişiye destek verdi, bu adamın bu kadar yanlışı oldu, ben niye sevineyim bu duruma, destekleyeyim, güveneyim?”

Kırılma noktası da işte burada.

Toplumun kırılma noktası.

 

Bu kişi, şu anda muhteşem bir şey yapıyor mu?

Yapıyor.

Halkı mutsuz eden ne kadar konu varsa (adalet başlığı altında) sıralayıp, “ben bu konularla uğraşıp halkı düzlüğe çıkartacağım” diyor mu, demiyor mu?

Diyor.

O zaman destek vereceksiniz.

Peki, siz, geçmişte soru işaretleri oluşturmuş olan, desteklemediğiniz şeyler gündeme gelirse ne yaparsınız diye endişeleniyor musunuz?

O zaman, o konuları desteklemediğinizi bildirip, yöneticiyi, halkın isteklerini takip eder hale getirme görevi sizin oluyor.

Yani, toplum olarak, “erimdir, ne dese yeridir” demeyeceksiniz artık kimse için.

Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi her konuyu sorgulayacaksınız, konuları takip edecek ve sorumlu yurttaşlar olacaksınız. Bu iş için gereken hakların da takipçisi olacaksınız.

Geldiğimiz nokta, toplumu kendini evrimleştirmeye zorluyor.

 

 

 

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.