anadoluverumelimedya.com

Hollanda Türkleri Konseyi’nden çağrı

Yusuf Yavuz / Odatv

Reklam alanı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağına iniş izni verilmemesiyle Hollanda ile yaşanan krizin ardından yazılı bir açıklama yapan Hollanda Türkleri Konseyi (HTK), hem Türk hem de Hollandalı yetkililere itidal çağrısı yaptı.

Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanı olarak devletin olanaklarını kullanarak seçim kampanyası yapmasının seçim yasalarının ihlali anlamına geldiğine dikkat çekilen açıklamada, “Sayın Dışişleri Bakanı, Bakanlık şapkasını çıkarıp, aynı başka ülkelerin siyasileri gibi, başka bir ülkeye siyasi partisi ve milletvekili olarak gidebilir. Bu çalışmalarını, siyasi partisinin kasasından yada kendi cebinden finanse ederek yapabilir” ifadelerine yer verilirken, Hollandalı siyasilerin de 15 Mart’ta ülkede yapılacak genel seçimler öncesinde gerginlikten yararlanarak oy avcılığı yapmamaları istendi.

HOLLANDA TÜRKLERİ KONSEYİ’NDEN ÇARPICI AÇIKLAMA

Hollanda ile Türkiye arasında yaşanan krizin ardından karşılıklı açıklamalarla tansiyon iyice yükselirken Hollanda’da yaşayan Türklerin oluşturduğu Hollanda Türkleri Konseyi (HTK), çarpıcı bir açıklama yaptı. HTK Başkanı Sefa Yürükel ve başkan yardımcısı Mustafa Cingöz’ün imzalarıyla yapılan açıklamada her iki ülke yetkililerine itidal çağrısı yapıldı.

15 MART’TA HOLLANDA’DA SEÇİM, 16 NİSAN’DA TÜRKİYE’DE REFERANDUM VAR

Türkiye’de Başkanlık sisteminin oylanacağı 16 Nisan’daki referandum öncesinde 15 Mart tarihinde Hollanda’da da milletvekili genel seçimlerinin yapılacağına dikkat çekilen açıklamada, Hollandalı yetkililerin Türkiye’deki referandumla ilgili kendi ülkelerinde propaganda ve toplantı yapılamayacağı kararı aldığına dikkat çekilerek, “Bunun karşılığında ise Türkiye’deki yetkililer ve Cumhurbaşkanı, Avrupa ülkelerinde ve Hollanda’da kendi görüşleri olan evet oyu doğrultusunda propaganda yapacaklarını ve toplantılar düzenleyeceklerini beyan etmişlerdir. Bu gerginlikten sonra, Türk Dışişleri Bakanı’nın uçağının, Hollanda havaalanına inemeyeceği ve izin verilmeyeceği Hollanda Dışişleri tarafından resmen açıklanmıştır” ifadelerine yer verildi.

‘DIŞİŞLERİ BAKANI’NIN DEVLETİN OLANAKLARIYLA SEÇİM KAMPANYASI YAPMASI YASAL DEĞİL’

“Burada irdelenmesi gereken çok boyutlu bir durum vardır” görüşüne yer verilen Hollanda Türkleri Konseyi’nin açıklamasında, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun devletin olanaklarıyla seçim kampanyası yapmasının yasal olmadığının altı çizilerek, bunun seçim yasasının ihlali anlamına geldiği kaydedildi.

‘BAKAN ŞAPKASINI ÇIKARIP CEBİNDEN FİNANSE EDEBİLİR’

Türk Dışişleri Bakanının, uluslararası ilişkilerde en yüksek diplomatik yönetici olduğu ve sadece Dışişleri Bakanları sevyesindeki ilişkilere bakabileceği ancak bakan olarak seçim çalışması yapamayacağı kaydedilen açıklamada, şöyle denildi: “Sayın Dışleri Bakanı, Bakanlık şapkasını çıkarıp, aynı başka ülkelerin siyasileri gibi, başka bir ülkeye siyasi partisi ve milletvekili olarak gidebilir. Bu çalışmalarını, siyasi partisinin kasasından yada kendi cebinden finanse ederek yapabilir. Buna kimsenin itiraz etmemesi gerekir.

‘HOLLANDA TÜRK TOPLUMU GERGİNLİĞİN PARÇASI YAPILMASIN’

Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, Hollanda’daki Türk toplumunun kısa ve uzun vadede aleyhine olacak, Hollanda’ya ve Hollandalılara karşı çirkin söylemlerden kaçınmalıdır. Uluslararası ilişkiler ve AB ile ilişkilerini de kötü yönde etkileyecek söylem ve eylemlerden kaçınmalı ve ilişkileri gerginleştirmeyi durdurmalıdır. Gerginlikten medet umarak ve romantik milliyetçilik yaparak, Hollanda’daki ve Avrupa’daki ve diğer yerlerdeki Türk toplumunun oylarını evet yönünde kullanıp referandumdaki oy kullananların oyunu evet çıkartma kurnazlığı ve stratejisi izleyen oy avcılığı yöntemlerini bırakmalıdır. Hollanda’daki Türk Toplumunu bu gerginliğin bir parçası yapmamalı ve söylemlerinde Hollanda Türk Toplumunu bu gerginlikten uzak tutmalıdır.”

‘HOLLANDALI SİYASİLER DE OY AVCILIĞI YAPMAMALI’

15 Mart’ta ülkede yapılacak olan genel seçimler öncesi Hollandalı siyasilere de gerilimi artırmamaları çağrısı yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:  “Hollanda’daki siyasiler de, Türk yetkililerin gerginleştirme politikasının aynısını yapmamalıdır. Gerginlikten yararlanılarak oy avcılığı yapmamalıdır. Hollanda hükümeti ve siyasi partileri, Türkiye Cumhurbaşkanı ve ekibinin Hollanda ile ilgili sözlerini, seçim malzemesi haline getirerek, Holanda’nın da ayrılmaz bir parçası olan Hollanda Türk Toplumunu rencide edici ve hassasiyetlerini aşağılayıcı eylem ve söylemlerden kaçınmalıdır.

‘HOLLANDA GERGİNLİĞİ DÜŞÜRÜCÜ YOL İZLEMELİ’

Hollanda, Türkiye’ye sadece Cumhurbaşkanı ve ekibi olarak bakmamalı ve uzun vadeli düşünerek, uluslararası anlamda hem şimdi hem de ileriye dönük olarak iyi ilişkileri zedeleyici açıklama ve söylemlerden kaçınmalıdır. Çünkü ikili devlet ilişkilerinin zarar görmesi Hollanda için de çok büyük zararlar getirecektir. Bundan sonra Hollanda gerginliği düşürücü bir yol izlemelidir. Hollanda’daki Türk Toplumunu bu gerginliğin bir parçası yapmamalı ve söylemlerinde Hollanda Türk Toplumunu bu gerginlikten uzak tutmalıdır.

‘TÜRK SİYASİLERİN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANMAMALI’

Hollanda referandum boyunca, Cumhurbaşkanı düzeyinde olmayan ve Türkiye’den gelecek siyasilere, toplantı yapma ve fikirlerini ifade etme özgürlüğünü kısıtlamamalıdır. Çünkü bu bir evrensel haktır. Bu Hollandalı siyasiler için de yurt dışındaki ziyaretlerinde yaptığı bir gerçekliktir. Bu olanağı karşılıklı olarak geliştirmeli ve bu olanağa zarar vermemelidir.”

YURT DIŞINDAKİ PERSONELE REFERANDUM UYARILARI

Türk devletinin yurt dışındaki resmi görevlilerine yönelik mesajları da içeren Hollanda Türkleri Konseyinin açıklamasında, geçmişte bu konuda yaşanan şaibeler olduğu anımsatılarak, “Yurt dışındaki devlet personeli, kraldan çok kralcı ve işgüzar olmaktan uzak durmalı ve herkese eşit mesafede hareket etmelidirler. Maaşlı resmi personelin siyasi iktidar yetkililerinin yurt dışı seçim gezileri ve toplantılarına katılmalarını tasvip etmiyoruz, tarafsızlık açısından anayasal bir suç olarak görüyoruz” denildi.

‘ZAAF GÖSTEREN MEMURLAR SUÇ İŞLEMİŞ SAYILIR’

Yurt dışında görevli devlet personelinin Türkiye’den gelen siyasi parti yetkililerinin karşılanmasında taraf tutmaması gerektiğine işaret edilen açıklamada, “Çünkü yurt dışındaki devlet görevlileri memurdur. İmzaladıkları memur akdine yani yeminine göre hareket etmelidirler. Siyasi direktiflerle ayrım yapma, işgüzarlık yapma, kanun ve anayasal suç işleme hakları yoktur. Bu konuda zaaf gösterenler suç işlemiş sayılırlar. Kendilerinden bu konuda yasalara uymalarını bekliyoruz. Eğer bu konuda suç işlerlerse, işledikleri suç çerçevesinde bunun müeyyidelerine katlanma durumunda kalacaklardır. Bu duruma düşmemelidirler. Tarih karşısında sorumlu durumdadırlar” ifadelerine yer verildi.

REFERANDUM SÜRECİYLE İLGİLİ RAPOR HAZIRLANACAK

Hollanda Türkleri Konseyi’nin referandum sonrasında yurt dışındaki devlet memurlarının tutumuyla ilgili bir rapor hazırlayacağının da altı çizilen açıklamada, “Rapor, referandumu yöneten ve denetleyen gerekli ilgili mercilere ve siyasi parti, medya ve sivil toplum kuruluşları, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM Başkanlığı ve Milletvekillerine ve bunun dışında isteyen her kuruma ve kişiye elektronik olarak tarafımızdan gönderilecektir” denildi.

‘DİYANETE BAĞLI CAMİLERDEN OTOBÜS KALDIRILMASIN’

Yurt dışındaki Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı camiler ve Cem Evlerinin referandum sürecinde evet ya da hayırcı kesimin karargahı olarak kullanılmaması gerektiği kaydedilen açıklamada ayrıca şu görüşlere yer verildi: “Diyanet camileri özellikle resmi statüsü dolayısı ile siyasi iktidarın propaganda, insan ve oy devşirme merkezleri olmamalıdırlar. Buralardan yandaşlık yaparak otobüs kaldırmamalıdırlar. Çünkü Diyanet’e bağlı yerlerin her seferinde kim iktidarsa ona göre eğilim gösterdikleri gözlemlenmiştir. Bu durumdan uzak durulmalı ve tarafsız olunmalı, siyaset dışı manevi kurum özelliklerini yitirmemelidirler.

‘MİLLETİMİZE YAKIŞAN SAĞDUYUDAN UZAKLAŞMAYALIM’

Kişiler ise referandum sırasında aynı şekilde, hakaretten, kışkırtıcılıktan, saldırganlıktan, fiziki saldırıdan uzak durmalıdır. Nihayet hepimiz aynı yüce Türk milletinin çocuğuyuz. Referandum sonrasında da birlikte aynı havayı teneffüs edeceğiz. Birlikte sohbet edeceğiz ve Türkiye’mizin gelişmesi için çaba göstereceğiz, bir birimizin suratına bakacağız. Kişilerin, yüce milletimize yakışan sağduyudan uzaklaşmamalarını ve bunu kişisel düzeyde herkesin yerine getirmesi Hollanda Türkleri Konseyi olarak bizim en önemli talebimizdir.

‘TAVRIMIZI PARLAMENTER SİSTEMDEN YANA KOYUYORUZ’

Biz Hollanda Türkleri Konseyi olarak, tavrımızı, millet hakimiyetine dayanan ve hakimiyeti bir kişiye terk etmeyen, parlamenter sistemden yana koyuyoruz. Başkanlık sistemini ve gerekçelerini çağ dışı, uygarlıktan uzak, 2017 yılı Türkiye’sine yakışmayan ve 1920’lerin gerisinde bir sistem olarak görüyoruz. Herkese, hayırlı bir referandum süreci ve sonucu diliyoruz.”

 

 

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.