anadoluverumelimedya.com

MEB’in yeni müfredatı milli güvenliğe aykırı

Kerem Yıldırım / Aydınlık

Reklam alanı

Anadolu halk kültüründen süzülüp gelen, “Bir müsibet bin nasihatten iyidir” atasözü, gerçeğin gücünün en iyi anlatıldığı deyişlerin başında geliyor. Bu atasözü, “Gerçekler devrimcidir” çıkarımının yüz yıllar ötesinde Anadolu’da keşfedilmiş halidir.

Gerçeğin tahamülü yoktur, gerekirse alt üst eder ama kendini dayatır ve anlaşılmazı anlaşılır hale getirir.

Gerçek ile değişim iç içedir. Heraklitos’un yüz yıllar öncesinde, “Bir nehirde iki defa yıkanmaz” biçiminde ifade ettiği çıkarım, gerçekle değişim arasındaki bağın en somutlaştırılmış halidir. Gerçeğin ruhu olan değişimin ise toplumsal ilişkilere yansıması, insanın yaşama müdahalesidir ya da yaşamı değiştirme çabasıdır; özetle devrimciliktir.

***

Şimdi gelelim Türkiye gerçeğine…

***

Türkiye halkı; sınıf, ırk ve mezhep ayrımı yapımaksızın geçtiğimiz 15 Temmuz’da büyük bir müsibet atlattı. Kırk yılı aşkın bir zaman boyunca, bütün devlet aygıtını sarmalamasının, yine devleti yöneten iktidarlarca önü açılan bir islami tarikat, Nurculuğun Fetullahçı cemaati Amerikan destekli askeri bir darbe girişiminde bulundu. Yüzlerce insanımız öldürüldü. TBMM bombalandı.

***

Sonuncusu Ortaköy Katliamı olmak üzere, yüzlerce yurttaşımız IŞİD denilen ve politik hedefi cihat olan şeriatçı örgüt tarafından katledildi.

***

Türkiye halihazırda önemli güvenlik sorunları yaşıyor. Katliam üzerine katliam…

Türkiye devletine savaş ilan etmiş ve eylemlerinde terörü esas alan üç(3) örgüt var. ABD güdümünde Türkiye’ye karşı amansızca savaşıyorlar: PKK, FETÖ ve IŞİD.

Türkiye’nin, güvenliğini tehdit eden bu örgütlere karşı koyabilmesinin en önemli koşulu ideolojik/politik motivasyondur.

Tarih boyunca motivasyonu olmayan hiçbir ordu tek bir zafer kazanamamıştır. Askeri/fiili zaferin dayanağı motivasyondur.

***

Şimdi bu örgütlerin örgütsel ve ideolojik motivasyonlarını tek tek alalım:

PKK’nın temel tezi: “Kürdistan sömürgedir. Türkiye emperyalisttir.”

Ayrılıkçı, mikro milliyetçi bir örgüt. Varlığını Türkiye düşmanlığına dayandırıyor. Türkiye, PKK’ya karşı mücadelede ne fiili ne de motivasyon açısından bir sorun yaşamıyor.

Diğer iki yapının, FETÖ ve IŞİD’in politik hedefleri kendi “İslam” anlayışlarını devlet yönetiminde egemen kılmak.

Burada bir soruyla devam edeceğiz: Türkiye, FETÖ’ye ve IŞİD’e karşı mücadelede motivasyon açısından bir sorun yaşıyor mu ve yaşar mı?

***

Bu sorunun yanıtını, Milli Eğitim Bakanlığı’nın son müfredat değişikliğinde yatıyor:

Müfredat;

Biyoloji dersinden evrim ünitesini kaldırıyor. Bilim dışı anlayışların önü açıyor.

Okuma fişleriyle çocuk gelinliği meşrulaştırıyor.

Türkiye’nin ebedi önderleri Atatürk’ü ve İnönü’yü kaldırıyor.

“Türk Milleti” bilincini ortadan kaldırıp, ümmetçi bir bilinç aşılıyor.

Tarih, Türk Dili edebiyatı ve Hayat Bilgisi derslerini İslami temayüllere göre ele alıyor.

MEB’in uylamaya hazırladığı malum müfredat değişikliği milli güvenliğe aykırıdır. Zira; ideolojik/politik motivasyonunu İslami kurallardan edinen IŞİD ve FETÖ gibi Türkiye düşmanı örgütlerle MEB’in yeni müfredatının dünyaya baktığı pencere aynı.

MEB’in yeni müfredatı Türkiye’nin geleceğini tarikatlatın ve terör örgütlerinin kucağına itiyor.

FETÖ bütün örgütsel ve ideolojik dayanağını eğitim planlamalarına göre şekillendirmedi mi?

Bizim bildiğimiz bu basit gerçeği MEB’in başındaki zat-ı muhterem bilmiyor mu?

Ne derseniz deyin, gerçeğin en yalın haliyle; FETÖ bir İslami cemaattir ve Türkiye tarihinin en kanlı darbesine “dini emirleri” esas alarak kalkışmıştır.

***

Türkiye’nin güncel ihtiyacı, iktidarın 15 Temmuz sonrasında sıkça kullandığı “Hakimyet milletindir” programını, milletin bütün güçlerini seferber eden kuva-i milliye ruhuyla uygulamaktır. Türkiye halkı; sultanın, tarikatların ve cemaatlerin saltanatını yılarak ve emperyalistleri kovarak hakimiyetini kurmuştur. “Hakimyet milletindir”, hem program olarak hem de fiilen, Atatürk Devrimleri’nin belirleyici ilkesi olan laikliğin özüdür.Bu nedenle laiklik, devrimle Türk Milleti olmuş Türkiye halkının harcıdır. Laillik Türk Milleti’nin, ırk ve mezhep ayırt etmeden, birlikte yaşama iradesinin garantisidir.Keza, Türkiye halkı, “Hakimyet milletindir” diyerek Türk Milleti oldu.

İşte milleti devlete hakim kılanlar ve emperyalistleri kovanlar, bugün müfredat dışı kaldı. Evet, Atatürk ve İnönü, Türkiye Cumhuriyeti’nin ebedi kurucu önderleri müfredat dışı kaldı. Yeni darbelere ortam hazırlayacak düşünceler ise müfredata dahil oldu.

Milletin hakimiyeti ve Türkiye’nin güvenliği için o ucube müfredat çöpe gidecektir.

Musibetlerden ders çıkarmayanların bu halkı yönetme ve vatanı düşmana karşı savunma şansı yoktur.

Dediğimiz gibi, gerçekler devrimcidir. Bu ülkenin gerçekliğini ve zorunluluklarını anlamayanlara karşı bu millet, gerçekliğini ve zorunluluklarını yaşama geçirecek başka çözümler bularak yanıt verecektir.

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.