anadoluverumelimedya.com

Gün boyu Meclis’te başkanlık görüşmeleri

AKP-MHP’nin “Başkanlık Tasarısı”nın TBMM’deki görüşmeleri başladı. Meclis’te “Başkanlık Tasarısı”na ilişkin lehte ve aleyhte konuşmalar yapılıyor.

Reklam alanı

İşte Türkiye’deki tarihi tasarının görüşmeleri:

 

MHP’Lİ MEHMET PARSAK KONUŞTU BAŞKANLIK TWEETİ GÜNDEME GELDİ

MHP Afyon Milletvekili Mehmet Parsak kürsüye çıkarak Anayasa değişikliği teklfini savundu. MHP’nin her kritik dönemde devletin yararı için inisiyatif aldığının altını çizen Parsak, Anasayasa değişikliğiyle bir rejim değişikliğinin olmadığını bir “hükümet sistemi değişikliği” yapıldığını anlattı.

Ancak Parsak konuşurken daha önceden MHP Genel Başkanı devlet Bahçeli’nin başkanlığa ilişkin attığı tweetini alıntılayarak tweetlemesi gündeme geldi. Parsak Bahçeli’nin sözlerini kendi hesabından attığı tweetinde “Devlet Bahçeli: Biz, RTEyi mutlu etmek ve “Başkanlık” hayalini gerçekleştirmek için Anayasa yapamayız, yapmayacağız!” ifadelerini kullanmıştı.

 

BEKİR BOZDAĞ “ATATÜRK” DEDİ ORTALIK KARIŞTI

Dördüncü oturumun başlamasıyla Anayasa üzerine konuşan Bekir Bozdağ, Atatürk anayasasına geri dönüldüğünü savununca CHP sıralarında tepkiler yükseldi. Bozdağ yükselen tepkilere karşılık verilince araya Meclis Başkanvekili araya girdi.

İşte o anlar…

VARLIĞIM CUMHURBAŞKANI’NA ARMAĞAN OLSUN’ ANAYASASI

HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, TBMM’deki anayasa görüşmelerinde konuştu. CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın ardından söz alan Beştaş yaptığı konuşmada, yeni anayasa teklifini “Varlığım Cumhurbaşkanı’na armağan olsun’ anayasası” olarak tanımladı

HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş konuşmasının devamında ise şunları söyledi:

“AKP’li olmayan ve anayasa değişikliğini desteklemeyenler özgürlük alanı bırakılmamıştır. Toplantı ve gösteri yapma hakkı sadece iktidar partisini desteklemek için var. AKP’li olmayan herkes bir sabah uyandığında terörist olabiliyor. Eğer referandumda geçerse, anayasa değişikliğini konuşmak yasaktır diye KHK çıksa kimse şaşırmayacak. Bu metinde halk yok, 80 milyon yurttaş yok, toplumun yarısı kadınlar yok, çocuklar yok, gençler yok, Kürt halkı yok, Ermeniler yok, Çerkesler yok, Aleviler yok, farklı eğilimler yok, farklılıklar yok.

Peki, mevcut cunta anayasasını da askıya alan, hukuku bir kişinin tahayyüllerine teslim eden anayasanın en iyi şöyle ifade edilebilir: Varlığım cumhurbaşkanına armağan olsun.

Bir de Türk tipi başkanlık deniyor. Türk, dikta rejiminin adı olabilir mi? Deniyor ki, Türk halkı demokrasiyi bilmez, tek adam rejimine layıktır. Özgür yurttaş olmaya değil, biat eden bir tebaa olmaya layıktır.

Bu metin Türkiye’deki farklı inançları, işçileri görmüyor. Bu metin Kürtler için, Aleviler için ölüm demektir. Bu metin, AKP’nin şu anda halihazırda yürüttüğü Kürt düşmanlığını pekiştirmektedir. Bu zihniyet ne içeride ne de dışarıda Türkiye’ye fayda getirmemiştir. Bizim taleplerimiz Türkiye’deki tüm halklar içindir. Biz HDP olarak Cizre bodrumlarında ‘Su heval su’ diyenleri unutmadık. Bu yüzden ‘Hayır’ diyeceğiz. Bunların insanlığa karşı suçlar olduğunu her fırsatta ifade edeceğiz. daha onurlu bir yaşam için, kadın özgürlüğü için, daha fazla canımızı toprağa düşürmemek için bu anayasaya ‘Hayır’ diyeceğiz.”

DENİZ BAYKAL: MECLİS EŞİT BİLE OLMAYACAK

Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, anayasa değişiklik teklifine ilişkin CHP’den ilk söz alan milletvekillerinden oldu. Baykal anayasanın olumsuz yönlerini anlatarak AKP’nin bugüne kadar yaptıklarını eleştirerek şunları söyledi:

Baykal’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

“Günlük siyaset için değil Türkiye’ye sahip çıkmak için geldim. Bu sana mı düşer derseniz, hepimize düşer, evet bana da düşer. Buraya, seçilerek gelmiş siz milletvekilleri gibi ben de bütün siyasi ömrümü geçirmiş bir kişi olarak milletime karşı bu noktada konuşmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Ayrıca TBMM’nin İstiklal madalyası ile onurlandırılmış bir İstiklal gazisinin oğlu olarak, babamın helalliğini kazanmak için burada konuşmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Belki böyle bir şans bir daha nasip olmayacaktır.

Bu proje acele, telaşla hazırlanmış hukuki ve siyasi olgunlaşmaktan uzak bir sipariş projedir. Milletin egemenliğini temel alan bir asırlık siyasi geleneğini tahrip edecek, milli siyasi kültürümüzü çökertecek egemenliğin yerine şahıs hegamonyasını inşa edecek bu tasarı önümüzde devam edecek. Bu tasarıyı ele almadan önce dikkatinizi çekmek istediğim üç nokta var.

Birincisi bundan Türk halkının haberi yok. Devletimizin en temel dayanaklarıyla oynayan böyle bir tasarıdan milletin haberi olmadan komisyonlarda görüşme durumunda kalıyoruz.

OLUP BİTTİYE İŞİ GETİRME ÇABASI VAR

Değerli arkadaşlarım, 80 milyonun kaderiyle ilgili bu tasarı hakkında araştırmalar gösteriyor ki milletimiz hiç bilgilendirilmemiştir. Konunun hiçbir kesimle müzakere edilmediği ortada. Üniversitelerin, hukuk fakültelerinin, baroların, esnaf kuruluşlarının, milletin haberi yoktur. Milleti haberdar etmeden, uyarmadan işi olup bittiye getirme çabası vardır. Daha önce, iktidar, çözüm süreci diye PKK ile anlaşmanın halka izah edilip kabul edilmesi için çırpınıyordu.

Akil adamları seferber etmişti. Söyler misiniz anayasa değişikliğini millete anlatmak için en ufak çaba sergiliyor musunuz? Bizim anlatmamıza niye izin vermiyorsunuz? Meclis TV kapatılmış, böylesine önemli bir konu konuşulurken milletin haber alma hakkında müdahale anlamına gelmez mi? Milletin gözü önünde bu tartışmayı yapmaktan niye kaçınırsınız? 20 dakika içinde konuşup projenin iç yüzünü anlaşılmadan olup bittiye işi getirme çabası var. Bunu söylememek iyi niyet değil. Bu doğru değildir. Sizin tasarınıza güvenemediğinizi gösterir. Bu telaş niye?

Milletvekillerini boş kağıda imza attırıp, milletin öğrenmesine izin vermeden anayasayı değiştiremezsiniz. Bu işler böyle olmaz. Olmaması gerektiğini siz de bilirsiniz çünkü. Öyle yapmak zorunda kaldıysanız bu işte bir çapan oğlu var. Gümrükten mal mı kaçıyorsunuz? Birileri size “bitirin bu işi” dediği için yapıyorsanız, “Size saygı duyarız, millete ve Meclis’e daha çok saygı duyarız” demeniz gerekiyordu. Bunu söylemenizi beklerdik. Milletin arkasından talimatla oyun çevirmek kimseye yakışmaz.

Bu tasarıyı OHAL içinde konuşuyoruz. OHAL’i üçüncü kez yeni uzattık. OHAL anayasaya aykırı bir şekilde sürdürülüyor. KHK’larla yargı yetkileri ne zaman ve nasıl denetim altına alınacağı belirsiz. 163 general tutuklu, 150 yüksek yargıç tutuklu. 2 bin 194 hâkim ve savcı tutuklu 6296 subay tutuklu, 50 bin kamu personeli soruşturuluyor. 230 şirkete kayyum atandı. Her yeni KHK ile yüzlerce kişinin işine son veriliyor.

Ekonomi alarm veriyor. Suikast timleri onlara kol kanat geren mülteci hemşehri kolonileri ile birlikte kentlerimizde yuvalanmış. Güvenlik krizi sizi muhalefet liderlerine zırhlı araba teklif etme noktasına getirmiş. Allah aşkına bu ortamda, OHAL rejimi altında anayasa değişikliğini nasıl oluyor da aklınızdan geçiriyorsunuz? Millet can derdinde, birileri et derdinde. Millet ülkenin her yerinde acı ve matem içinde. Yasını tutmaya çalışan insanlara “Hadi koş bana oy ver” diyeceksiniz. OHAL ortamında ayıplı mal satmaya çalışan tüccara benziyor.

OHAL altında anayasayı görüşmeye başladık bile. Başbakanın saygınlığına ağır bir darbe vurmuştur bu. Hükümetin de ötesinden kaynaklanan bu acelecilik ve dayatmanın OHAL filan dinlemem diyen o anlayışın altında yatan halkın bilgilenmesinden duyulan telaş ve korkudur. Basın baskı altında. 147 gazeteci tutuklu. Televizyonlar sindirilmiş, dışarıda OHAL Meclis’te sıkıyönetim.

Milletin haberi yok, OHAL altında anayasa değiştiriyoruz ve ilk kez Türkiye’de uzlaşma olmadan hayata geçirilmek isteniyor. 18’inci anayasa değişikliği paketini görüşüyoruz. 17’si de uzlaşma ile geçmiştir. 17’si de mutabakata geçmiştir. Ama şimdi ilk kez milleti ikiye bölecek bir temelli anayasa zorlamasına davetiye çıkarıyorlar. Bugün her zamankinden çok daha fazla uzlaşmaya ihtiyacımız var. Türkiye’nin bir milli devlet olarak yönelik olarak dış kaynaklı komplolar, öte yanda iktidarın izlediği yanlış iç ve dış politikaların oluşturduğu bir tehdit ortamıyla karşı karışıyayız. Bu ortamda yeni bir rejim değişikliğini tahrik etmenin, Türkiye’yi kamplaştıracak değişikliği akıl ve sağduyu ile açıklamak mümkün olabilir mi?

MECLİS’İN ÜSTÜNLÜĞÜ ORTADAN KALDIRACAK EŞİT BİLE OLMAYACAK

Bu anayasanın temellerini egemenlik anlayışını ana kurumların konumunu ve ilişkilerini olmadığı kadar allak bullak edecek bir proje. Türkiye’de anayasanın temelinde milli egemenlik anlayışı ve Meclis’in üstünlüğü var. Bu tasarı milli egemenliği tahrip edecek. Meclis’in üstünlüğü ortadan kaldıracak. Eşit bile olmayacak. Milli egemenlik ortadan kaldırılacak. Meclis olarak çalışıyoruz burada, buranın arkasında millet var. Milli irade var. Her siyasi görüşten parti varız, her kimlikten her inançtan, her mezhepten insanlarız. Türkiye’de böyle. Onun için bütün organların üzerinde olmak durumunda. İlk kez bir seçim yapacağız, yüzde 51 ile bir cumhurbaşkanı seçeceğiz, seçeceğimiz cumhurbaşkanı bu milleti temsil eden organı elinden alacak. Bunun bir benzeri var mı?

Ne bu telaş? Bir acele var. Bir işi bağlama gayreti var, bir fırsat çıktı, derhal bitirelim var. Getirilen cumhurbaşkanı sadece bildiğimiz cumhurbaşkanı olmayacak. Hiçbir demokratik ülkede olmayan iktidar partisinin genel başkanı olacak. Herkesin pek üzerinde durmadığı en temel yanlış, cumhurbaşkanının Meclis’teki iktidar partisinin aynı zamanda genel başkanı olması. Bundan daha büyük bir hata olamaz. Yasama ile yürütmeyi iç içe geçirmek demektir. Cumhurbaşkanı, tüm Türkiye’nin temsilcisi olması gereken kişi grup toplantısına katılacak, MYK toplantısına katılacak. O partinin çıkarlarını savunacak, takip edecek. Cumhurbaşkanı AKP genel başkanı olacak, AKP genel başkanı da yargıyı belirleyecek. AYM’yi belirleyecek, HSYK’yı belirleyecek. Sağduyumuzu mu kaybettik? Bir siyasi parti genel başkanına AYM üyelerini belirleme hakkı verilebilir mi?

KABUL EDİLEMEZ

Bu hiçbir şekilde kabul edilebilir değil.Kimi aldatıyoruz? Parti genel başkanı tarafsız olarak yemin edecek. Aynı kişi Cumhurbaşkanı köşkünde tarafsız olacak, parti genel merkezinde AKP’li olacak, başbakanlıkta başbakanlık yapacak. Bu parti devletini oluşturmak demek. Siyaseti devletin temeline sokmak demek. Türkiye ilk başkanlarının, valililerin ilk başkanı olduğu 1930’larda bugün geldiğimiz noktaya geldik. Bu sürecin en kritik aşamasında 1947 12 Temmuz bildirisi vardır. İsmet İnönü Cumhurbaşkanı konumundayken partiler üstü bir Cumhurbaşkanı olmaya gayret göstermiştir. Adil davranmaya çalışmıştır, bu hukuki durum değişmiştir. İnönü’nün çabasıyla. Şimdi biz tarafsız diye tarif edilen Cumhurbaşkanını parti genel başkanı yapmaya çalışıyoruz. Nereye gidiyorsunuz arkadaşlar? Cumhurbaşkanı Meclis’i fesih yetkisine sahip. Esad sahip değildir. Biz, hiç gerekçe bile göstermeden feshedeceğiz. Kim kimi feshediyor? Yüzde 51, yüzde 100’ü feshediyor. TBMM, kendini normal bir siyasi irade sergileyerek pes etmek durumunda değil. İlla 360’ı alacak. Cumhurbaşkanı AYM’nin 15 üyesini cumhurbaşkanı şapkasıyla atayacak, 3 tanesi de iktidarın genel başkanı sıfatıyla buradaki oylamalarla belirleyecek.

AYM’yi ne hale getiriyoruz? HSYK’yı aynı şekilde Adalet Bakanı doğrudan atıyor, beş üyeyi yine kendisi atıyor. Geriye kalan azınlığı da Meclis seçiyor. Nasıl seçiyor? İktidar partisinin başkanlığı konumuna gelmiş Cumhurbaşkanın  talimatlarıyla seçiyor. Yardımcıların milletvekili olması zorunlu değil.

Güven oyu yok. Cumhurbaşkanı kimseden güven oyu almadan kabine kuracak. Kabine yüzde 50 ile başkanın iradesiyle oluşacak. Yüzde 50 ile oluşan irade, yüzde 100 ile oluşan Meclis’i feshedebilecek. OHAL KHK’sı çıkarma yetkisine sahip. OHAL ilan etme hakkına sahip.

Anayasayı değiştirme yetkisini veriyoruz. Farkında mısınız Allah aşkına? En küçük bir tereddütünüz olmasın. AYM’nin kararı var. OHAL KHK’sıyla ilgili anayasaya aykırılık iddialarını ben dinlemem diyor. OHAL’i kimseye bilgi vermeden, yetki almadan, tek başına ilan eden kişi o KHK’yı da yürülüğe koyar.

 ALLAH AŞKINA İSTİKRAR SAĞLAMAYA GEREK Mİ VAR

Peki bu kadar büyük yetkiler kullanan birisi denetlenebilir mi? Gensoru yok, güven oyu yok, Meclis soruşturması yok. Denetleme mantığı Cumhurbaşkanı dahil, bakanlar dahil, cumhurbaşkanı yardımcıları dahil ortada bir suç varsa verirsiniz mahkemeye anlayışıdır. O var sadece, onu söylüyorum. Denetleme daha geniş bir olay. İlla bir cezai suç ihlali olması değil. Suç varsa ver mahkemeye diyor. Nasıl vereceğiz? Suçun olduğunu iddia edenlerin yapması gereken şey önce 300 üyeyi bulup teklif etmek. Daha sonra komisyona sevk kararı çıkarmak, 400 oyu bulup sevk etmek.

Bir denetleme imkanı getirmenin ülke için bir yararı yok mu? Bir suç varsa, bulursun 400’ü mahkemeye verirsiniz mantığı. Peki mahkemeye veririz bizi kim yargılar? Benim tayin ettiğim AYM üyeleri. 3’ünü de dolaylı oraya getireceğim. Bütün bunlar, bu düzenlemenin hangi anlayışla yapıldığını gösteriyor. Biz bunu, istikrarı sağlamak için yapıyoruz diyor. Allah aşkına istikrar sağlamaya gerek mi var. Tek başına hükümetsiniz, istediğinizi yapıyorsunuz. Efendim, bugün değil, gelecekte istikrarsızlık ihtimali var. Bugünden telaşla milleti bilgilendirmeden OHAL altında Meclis’in etrafını polislerle kuşatarak bir anca bunu geçirmeye çalışıyoruz diyorlar.

İstikrar diye bir problem var da, istikrar nereden kaynaklanıyor? Türkiye kan gövdeyi götürüyor. Bunun altında bir anayasal kriz yok.

İstikrar, genel olarak söyleniyor, hiçbir inandırıcı tarafı yok. İktidar, geride bıraktığımız 15 yıl içinde ülkeyi daha da karmaşık ortama sürekledi. Bunun altında hiçbir anayasal gerekçe yoktur, bu sadece iktidarın yanlış politikaları yüzündedir. Yanlış bir Suriye, terör politikalar izledeniz, Türkiye ödüyor. FETÖ konusunda ülke allak bullak. Türkiye’nin sorunu anayasa sorunu değil, ülkeyi yönetenlerin hata yapmasına imkan vermeyecek bir düzenleme yetkisi hiçbir anayasada bulunamamıştır. Hiçbir anayasada siyasetçi hatasını bertaraf edecek bir taraf yoktur.”

MECLİS BAŞKANVEKİLİ’NDEN AÇIKLAMA

Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın, “Teklifin görüşülmesinde Anayasaya aykırılık söz konusu değildir” dedi. Genel Kurul’da açılan usul tartışmasından sonra konuşan Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın, “Teklifin görüşülmesinde Anayasaya aykırılık söz konusu değildir. TBMM Başkanlığınca komisyon raporu bastırılarak dağıtılmış ve Genel Kurul’un gündemine girmiştir. Başkanlığımızın da gündeme girmiş bir tasarı ve teklifi işleme almama, gündemden çıkarma ve komisyona iade etme yetkisi bulunmamaktadır” dedi.

CHP: PARLAMENTONUN KÖKÜNE DİNAMİT KOYMAK İSTİYORSUNUZ

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Adalet ve Kalkınma Partisinin kurulduğundan beri bütün vesikalarına bakın. Parlamenter sistem vurgusu vardır. Şimdi başınıza taş mı düştü de 10 sene sonra birden bire bu parlamentonun köküne dinamit koymak istiyorsunuz” dedi.

Genel Kurul, Başkanvekili Ahmet Aydın başkanlığında saat 14.00’te açıldı.

Genel Kurul’da bugün cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerine başlanıldı.

Teklifin tümü üzerindeki konuşmalara geçilmeden önce Altay, “Anayasa değişiklik teklifinin TBMM Genel Kurulunda görüşülmesi Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına aykırıdır. Bu anayasayla, Anayasanın ikinci maddesi ve 4. Maddesi açıkça ihlal edilmektedir. Bu teklifi iade etmenizi talep etmekteyiz” diye konuştu.

Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın da, “Meclis Başkanlık Divanı olarak görüşmeye başlamak üzere olmuş olduğumuz bu teklifle ilgili bizim görüşemeyiz yani iade edebilecek gibi ne İçtüzüğün ne Anayasanın verdiği bir yetki yok. Bu teklif bastırılmış. Rapora bağlanmış. Biz bu teklifi görüşmek durumundayız” değerlendirmesini yaptı. Ardından usul tartışması açıldı.

TANSİYON YÜKSELDİ

Altay, İçtüzüğün 59. Maddesine göre gündem dışı söz talep etti.

Aydın da, “Bu konuda karar verme yetkisinin de aynı şekilde aynı oturumu yönetecek olan Meclis Başkanvekiline ait olduğunu da göreceksiniz. Dolayısıyla bugüne ilişkin olarak gündem dışı söz talepleri değerlendirilmemiştir” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da gündem dışı söz verilmemesiyle ilgili usul tartışması istedi.

Açılan usul tartışmasında konuşan AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, “Yeni bir macera  varmış gibi yok efendim usul tartışması yok efendim neden bunlar böyle oldu tarzı yaklaşımlar doğru değil diye düşünüyorum. Önümüzde bir rehber var. İçtüzüğe bakacağız. Ona göre karar vereceğiz. Çok daha samimi niyetler içinde diyebilirsiniz, ‘Biz 18 maddelik teklife karşıyız, o yüzden birtakım oyunlarla beraber Meclis’i geçirmek istiyoruz’ buna saygı duyarız” dedi.

“BAŞINIZA TAŞ MI DÜŞTÜ”

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da, “Adalet ve Kalkınma Partisinin kurulduğundan beri bütün vesikalarına bakın. Parlamenter sistem vurgusu vardır. Şimdi başınıza taş mı düştü de 10 sene sonra birden bire bu parlamentonun köküne dinamit koymak istiyorsunuz” diye konuştu.

AHMET DAVUTOĞLU OYLAMAYA KATILACAK MI

Anayasa görüşmeleri öncesi programlarını erteleyen ya da iptal eden bakan ve milletvekilleri neredeyse tam kadro Meclis Genel Kurulu açılmadan hazır bulundu. AKP’de dört vekilin mazeretli olduğu belirtildi. Üç vekilin sağlık sorunları nedeniyle izinli olduğu ancak oylamalara katılacağı belirtildi. Bir vekilin ise mazeret dilekçesi AKP grubuna ulaştı. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ise oylama öncesi Genel Kurul çalışmalarına katılacak.

AKP DE KATILIM ALARMI

AKP Genel Kurul’da bugün görüşmeleri başlayacak olan Anayasa değişikliği teklifine katılım neredeyse tam kadro gerçekleşiyor. Parti yönetiminin günler önce geçtiği uyarı mesajında 9-31 Ocak tarihleri arasında Bakanlar dahil tüm milletvekillerinin programlarının iptal edilmesi istenmişti. Ancak sağlık sorunları nedeniyle dört milletvekilinin mazeretli olduğu, birkaç milletvekilinin ise hava şartları dolayısıyla gün içerisinde Ankara’ya ulaşmadığı öğrenildi.

Ankara dışında bulunan milletvekillerinin tüm ulaşım imkanlarını kullanarak, Genel Kurul görüşmelerine yetişmeleri istendi.

Milletvekillerinin halkla ilişkiler binasında bulunan odalarına gitmelerine parti yönetimi tarafından izin verilmiyor.

BAKANLAR TAM KADRO

AKP’de Anayasa görüşmeleri öncesi Bakanların tam kadro Genel Kurul salonunda hazır bulundukları gözlendi. Başbakan Binali Yıldırım’ın ise Anayasa görüşmeleri başlayınca Meclis’e geleceği öğrenildi.

AKP’Lİ ELİTAŞ’TAN CHP İDDİASI

Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin grup başkanvekilleri, TBMM’de gazetecilerin anayasa değişikliğine ilişkin sorularını yanıtladı. AKP Grup Başkanvekili Elitaş, “CHP’den 20’ye yakın milletvekilinin ‘evet’ diyeceğini tahmin ediyorum. CHP oy kullanma kabinine milletvekillerini sokma cesareti gösterecek mi gösteremeyecek mi onu teyit edeceğiz. 316 milletvekili imza attık, imzamız senet, sözümüz namusumuzdur. AKP içinde herhangi bir milletvekili arkadaşımızın attığı imzadan vazgeçeceği, verdiği sözden döneceği kanaatinde değilim” diye konuştu.

AKÇAY: TOPLUM CHP TARAFINDAN BİR GERİLİME SÜRÜKLENMEKTEDİR

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, anayasa değişikliğine karşı çıkan CHP’yi eleştirerek, “Rejim değişikliği iddiaları tamamen safsatadan ibarettir. Toplumu yanlış bilgilendirmekten, gerek siyasi gerek sosyal gerilimleri ajite etmekten CHP vazgeçmelidir. Ana muhalefet partisi CHP inisiyatif almaktan ve görüşlerini bu değişiklik teklifine dahil ettirmekten peşinen kaçındı, büyük hata yaptı. Halkı yanlış bilgilendirmek suretiyle eleştirilerini yapıyorlar. Eleştirebilirler ancak ‘rejim değişikliği’, ‘diktatörlük gelecek’ gibi safsatalardan vazgeçilmesi gerekir. Toplum hiç de hak etmediği şekilde CHP tarafından bir gerilime sürüklenmektedir. Tahminimce MHP milletvekilleri büyük çoğunlukla bu anayasa teklif görüşmelerinde ‘Evet’ diyeceklerdir” dedi.

ÖZEL: KİMSİN SEN KÜSTAH ADAM

Genel Kurul’da konuşan CHP Grup Başkanvekili Özgür, teklifin görüşmelerine başlanmaksızın ilgili teklifin komisyona iade edilmesi gerektiğini söyledi.

Özel, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un anayasa değişiklik teklifine yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: “İşte AKP’nin, Türkiye’yi getirmeye çalıştığı, seçilmişler yerine atanmışlara kıymet veren sistemin küstahlığı burada. Ama bugün gelinen noktada Cumhurbaşkanı’nın atadığı bir Başdanışman, Meclisteki 550 milletvekiline dönüp, ‘Bunu getirmezseniz erken seçim olur’ diyor. Sen kimsin? Cumhurbaşkanı Başdanışmanı olarak erken seçim kararını almak, senin yetkinde mi? Bu Mecliste 276 milletvekili ‘olur’ derse olur, başımızın üstüne, ‘olmaz’ derse olmaz. Sen kimsin Allah’ın adamı? Vatandaş bunu görsün. ‘Yeni Türkiye’ dedikleri, ‘Mevcut durumu anayasaya yazacağız’ dedikleri rejim değişikliği budur. Halkın seçtiği milletvekillerine, yukarıdan tehditte, şantajda bulunan atanmış cumhurbaşkanı başdanışmanı. Kimsin sen küstah adam? Bu küstahlığa geçit vermemek için Meclis’teyiz.”

Odatv.com

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.