anadoluverumelimedya.com

Kenan Demirkol “Yemlerdeki GDO’lar et ve süte geçiyor”

GDO, tarım ilaçları, katkı maddeleri, hibrit tohum… Gıda güvenliği ile ilgili  tüm soru işaretleri dün gece Beykoz Lojistik M.Y.O’dan canlı yayınla ekrana gelen Abbas Güçlü ile Genç Bakış’ta tartışıldı…

“Yemlerdeki GDO’lar et ve süte geçiyor”
Prof. Dr. Kenan Demirkol – İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi
Tarım ilaçları meme kanseri ve kısırlığa neden oluyor
– Tarım ilaçları GDO’dan daha çok endişe verici bir konu. Hala AB’de, ABD’de ve dolayısıyla Türkiye’de izinli olan tarım ilaçlarının tümü endokrin bozucular sınıfına giriyor. Bu tarım ilaçları ya vücuttaki hormonal sistemi bozuyor, ya vücuttaki hormonları taklit ediyor, ya da hormonların zıt etkisini gösteriyor. Mesela bir tarım ilacı kadınlık hormonu östrojeni taklit ediyorsa bu kadında daha fazla meme kanseri riski, erkekte daha fazla prostat kanseri riski anlamına gelir. Diğer taraftan eğer bir tarım ilacı erkeklik hormonu olan androjene zıt bir etki gösteriyorsa bu da kısırlık demektir.
– Yıkamayla tarım ilaçlarının sadece yüzde 40’ı uzaklaşır. Yüzde 60’ı sebze ve meyvede kalır. Çünkü artık sistemik tarım ilacı kullanılıyor.
– GDO tarım ilacının daha az kullanılmasına sebep olacak dendi ama Obama’nın resmi internet sayfasında GDO piyasaya çıktığından beri tarım ilaçlarının 30 kat daha fazla kullanıldığı yazılıydı.

Reklam alanı

Kanserlerin yarısı hatalı beslenme ve kötü gıdadan

– Vücudumuzdaki kanserlerin yaklaşık yarısı hatalı beslenme ve kötü gıda sonucu ortaya çıkar. Sadece sigara değil bütün çevresel kirlilikler kanser yapar. Sigara ile mücadelenin 6 katı kadar hatalı gıdayla mücadele etmememiz gerek.
Dünyada kesinlikle açlık yok gıda fazlalığı var
– Dünyada kesinlikle bir gıda eksikliği söz konusu değil. Biz buna inandığımız için GDO’ya da tarım ilaçlarına da mahkum kalıyoruz. Dünyada 7.5 milyar nüfus var ve Dünya Tarım Örgütü’nün verilerine göre her yıl 9 milyar insanı besleyecek kadar  gıda üretimi yapılıyor. Bu gıda fazlalığına tarım ilaçları sayesinde mi ulaştık? Hiçbir gerçek bilimsel çalışmada tarım ilaçlarının gıda arzına katkısı yüzde 10’un üzerinde değil. Ama tarım ilacı sanayisi 60 milyar dolarlık bir sanayi. Birileri bu parayı kazansın diye bizim bebeklerimiz kan kanseri oluyor.
– Sadece İngiltere’de 1 yılda son kullanma tarihi geçtiği için ambalajı açılmadan çöpe atılan gıda miktarı 18 milyon ton. Danimarka, Almanya ve İngiltere’nin bir yılda ambalajı açılmadan çöpe attığı gıda ile tüm Afrika’yı besleyebilirsiniz.

GDO asla açlığa çare değil
– GDO asla açlığa çare değil. Açlığı arttıran bir faktör. Hindistan’a GDO girdikten sonra her yıl 20 bin çiftçi intihar etti. – Asya Kalkınma Bankası 1 milyar aç insanı doyurmamız için küçük çiftçiliğe geri dönmemiz gerek demiştir.
Yemlerdeki GDO’lar et ve süte geçiyor
– Yemlerdeki GDO’ların süte, ete, karaciğere ve dalağa geçtiği daha önce Avrupa’da değişik çalışmalarla gösterildi. Avrupa Biyogüvenlik Kurulu EFSA’ya bilim insanları müraccaat etti, bakın bu raporlarla biz bunu kanıtladık dedi. Ne yazık ki EFSA bilimsel değeri yoktur diye bu raproları gözardı etti.

GDO’lu hayvan yemi de mutlaka yasaklanmalı
– Brüksel’de Avrupa Komisyonu’nu baskı altında tutmak için 15 bin lobi firması var. Buradan sağlıklı karar çıkar mı? Bizim Biyogüvenlik Kurulu da EFSA’yı taklit ettiği için bizde de GDO yem olarak serbest.
– Bizim Tarım Bakanlığı ve Biyogüvenlik  Kurulu son derece namuslu olduğunu kanıtladı. Bugüne dek Avrupa’daki ve Amerika’daki  ile karşılaştırılmayacak şekilde  insanlık namına namus gösterdi. Ama yeterli değil, GDO’nun hayvan yemi olarak da yasaklanması şart.
– Hayvan gübresinde yedirilen GDO’ların yüzde 60’ının herhangi bir değişime uğramadan dışkıyla atıldığı saptandı. Bu bizim organik tarım alanlarımıza giderek o ürünleri GDO’lu hale getirme riskine sahip. Bakanlık bu konuda daha hiçbirşey yapmadı.

Karaciğer ve böbrek yetersizliği, düşük tehlikesi  ve erken doğum
– Bugüne kadar hiçbir bilim insanı GDO insanda şu kanseri yaptı dememiştir. Diyemez de. Çünkü besinlerle elde edilen olumsuzluklar  kısa sürede toksik etki gösterebileceği gibi 30-40 yıl sonra da etki gösterebilir. Hatta gelecek nesilde etki gösterebilir. Bu yüzden biz hayvan deneyi yapıyoruz. Ve orada karaciğer, böbrek yetersizliği, erken ya da düşük doğum gibi vakalara rastlanır.

Yüzde 90 GDO’ya karşı
– İstatistiklerde kamuoyunun yüzde 90’ı GDO’ya karşıdır. Dünyanın yarısı evet diyor diye bir istatistik yok.
Hibrit tohum ve GDO’nun farkı
– Hibrit tohum GDO’dan farklıdır. Tamamen  tarlada yapılır. Bugün Türkiye’deki sebze ve meyvede kullanılan tohumlar hibrit tohumdur. İnsanlığa hiçbir zararı yoktur. Ama yarar eksiği olabilir. Daha az vitamin daha az antioksidan içerir.

Süt meselesi
– Ben de hekim olarak güğüm sütüne karşıyım çünkü hileye çok açıktır. Su katıldıktan sonra süt yeniden koyulaşsın diye içinde sümüklüböcek bile bulunmuştur. Ambalajlı süt almak zorundayız. Ama ambalajlı sütte de pastorize ile UHT arasında bir ayrım var. Homojenizasyonun insan sağlığına bir zararı yok, doğru. Ama ciddi bir fayda eksikliği var. Pastorize ve mümkün mertebe homojenize edilmemiş sütü tercih etmenizi tavsiye ediyorum.
– Endüstriyel sütte, hayvana mısır silajı, pirinç kırığı, patates kabuğu yedirdiğiniz için kalp damarlarına kireç oluşturacak yağ asitleri daha fazla olur. Omega-3 ve CLA denilen çok önemli bir antioksidan ve insüline benzer büyüme hormonu yoktur. Biz hayvanı ahıra tıktığımız için her ilde 3 kalp hastanesi kurmak zorunda kaldık.

GDO’dan sonra alerjiye bağlı ölümler 4 kat arttı
– Amerika Hastalıklar Takip Dairesi GDO’lar piyasaya çıktığından beri acil polikiliniklere müracaat eden alerji vakalarında ve alerjiye bağlı öülümlerde 4 kat artış olduğunu yayınladı. Siz sadece işinize gelenler yayınlara bakıyorsunuz.

3 yılık araştırma şartken 90 günde izin raporu veriliyor
– Avrupa Birliği Gıda Güvenliği Yasası diyor ki herhangi bir gıda piyasaya çıkmadan önce, akut zehirli etki, kronik zehirli etki, birikimli zehirli etki ve gelecek nesillere zehirli etki açısından irdelenmek zorundadır. Bütün bunları yapmak için farede bile olsa en az üç yıllık bir araştırma yapmak gerekir. EFSA’nın verdiği izin raporunda 90 günden uzun tek bir çalışma gösterin. Yani Avrupa Birliği yasaları da çiğnenmiş durumda.

“GDO ile metabolizmamız tamamen farklılaşabilir”
Prof. Dr. Şeminur Topal – Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi

1 milyar 300 milyon insan aç, 1.3 milyar insan obez
– Nüfusun yüzde 30’unun yaşadığı ülkelerde gıda üretiminin yüzde 70’i tüketiliyor. Dünyadaki gıda yetersizliğinin temel nedeni bu.
– Dünyada bazı verilere göre 800 milyon , bazı verilere göre 1 milyar 300 milyon insan açken 1.3 milyar insan da obez.

GDO 16 yıldır neye çare oldu?
– Genetiği değiştirilmiş ürünlere prensip olarak sıcak bakmıyorum. İki nedeni var. Biri teknoloji henüz masumiyetini ispatlamış değil. Bir takım riskleri halen netleşmedi ya da netleştiği halde halen bazı çevreler tarafından kabul görmüyor.
– Açlığa çare olacak, kimyasalların kullanımında azalma olacak, verim artışı olacak gibi bri takım vaatlerle geldi bu teknoloji. Ama yaklaşık 16 yıl oldu ve hiçbirşekilde verim artışı olmadı, açlığa çare olmadı, tarım ilaçlarının kullanımı azalmadı.

GDO ile metabolizmamız tamamen farklılaşabilir
– Biz GDO’lu yemi yiyen hayvaları ve ürünlerini yiyoruz.  Dolayısıyla doğal döngüyü ciddi bir şekilde sorgulamamız lazım. Sadece yemlere izin verdik diye üzerimizden sorumluluğu atamayız.
– GDO ile metabolizmamız tamamen farklılaşabilir. Bizim olaya riskli bakmamızın sebebi bu.

Kutu süt ve yoğurtta tehlike yok
– Endüstriyel bütün ürünlere karşıyız gibi bir yaklaşımı abartılı buluyorum. Mesela yoğurt almayın evde yapın, sütü sokak sütçüsünden alın yaklaşımına karşıyım. Kutu sütlerde sağlık problemi olduğuna asla katılmıyorum. Süte uygulanan işlemlerin sütün karakterini değiştiren ve sağlığa zararlı bir etkisi yoktur. Evde yoğurt yapacaksanız da kutu sütten yapın. Bunu söyleyen dostumu da çok severim ve her katıldığı programdan sonra arayıp dostane bir şekilde uyardım ama bir türlü düzeltemedim. Türkiye’deki koşullarda eğer saygın işletmelerin süt ve yoğurdunu kullanıyorsanız herhangi bir sağlık riski yok. Böyle yanıtltıcı bilgilerin egemenliğini yitirmesini artık diliyorum.

Yoğurtlar neden değişti?
– Yoğurtlar değişti evet. Çünkü artık ultrafilitrasyon denilen bir teknikle yoğurt, suyu mümkün olduğu kadar azaltılmış sütten yapılıyor. Kuru maddesi arttığı için de içindeki mikroorganizma gelişmesi yavaşlıyor. Dolayısıyla da raf ömrü uzuyor. Yoğurt bu yüzden dayanıyor herhangi bir hile olduğu için değil.

Okul sütünde yaşananlar zehirlenmeydi ve nedeni belli
– Çocukların dağıtılan okul sütünden zehirlenmeleri laktoz intoleransı diye yuvarlatıldı ama değil. O olay bir zehirlenmeydi çünkü o sütlerin üretimini çok güvenilir, bilindik bir firma yapmadı. Hatalı istifleme, hatalı depolama ve yanlış firma seçimi o zehirlenmeye sebep oldu.

Torunlarıma GDO’lu ürün yedirmiyorum
– GDO ile eklenen gen tamamen zehir üreten gen ve bu bitkinin içine yerleşiyor. Siz de bunu yiyorsunuz. Bunun neresi masum olabilir?
– Ben çocuklarıma, torunlarıma mümkün olduğu kadar GDO’lu ürün gedirmemeye özen gösteriyorum ama soyutlamanız mümkün değil herşeyin içine giriyor. Mısırdan 600, soyadan 800 türev ürün üretiliyor.

“Gıda güvenliğinde altyapımız sağlam”
Ahmet Kavak – Tarım Bakanlığı Gıda Kontrol Genel Müdür Yardımcısı

Tarım ilacı kullanımı yüzde 27 azaldı
– Son 10 yılda tarımda yüzde 33.5’lik artışa karşılık tarım ilaçları kullanımında yüzde 27’lik bir azalma var. Bu toplamda yüzde 60’ı geçen bir azalma anlamına geliyor.
– Avrupa’yla kıyaslandığında Türkiye 1-0 önde. Avrupa’da ruhsatlı olduğu halde bizde kullanımdan kaldırılmış ilaçlar var.
– Hangi tarım ilacının hangi hastalık ve zararlıya ne dönemde, hangi dozda verileceği ile ilgili çiftçilerimize eğitim veriliyor. Gıda güvenliği çalışmaları sahada 5 bine yakın gıda denetçisiyle sınırlı değil. Üretim alanlarında yaklaşık 25 bin teknik elemanımız var.
– Biz tabii ki öncelikle kimyasal mücadeleden yana değiliz. Ama tamamen kimyasal mücadeleyi kaldırıp yerine biyolojik mücadeleyi koymak dünyanın hiçbir yerinde yok.
– Biz hiçbir hastalık ve zararlıyla mücadele yapmıyoruz dediğiniz zaman dünyada ortalama yüzde 40 ürün kaybı vardır. Bilimsel olarak bu ortadadır. Bunu yapmadığınız zaman insanları açlığa terketmiş olursunuz.

Türkiye’de GDO’lu üretim yok
– Türkiye’de GDO’lu üretim yok. Bizde sadece yem amaçlı ithalat izni var. Şu ana kadar 16 tane mısır 16 tane soya genine izin verildi. Ve bunlar da yem amaçlı kullanılıyor. Bakanlık bu ürünleri her aşamada izliyor.
– Hayvana yedirilen GDO’ların gübre ile organik tarım alanlarımıza ulaştığı ispatlanmış hiçbir rapor yok. Bilim kurulları çalışıyor.

Gıda güvenliğinde altyapımız sağlam
– Bin 200 gıda mühendisi bizde resmi gıda kontrol görevlisi olarak çalılşıyor. 2 binin üzerinde ziraat mühendisi, bin 500 kadar veteriner hekim, su ürünleri mühendisi, biyolog ve kimya mühendisi ile çalışıyoruz. Gıda güvenliği konusunda ülkemizin altyapısı sağlam. Gıda Güvenliği Bilgi Sistemi  81 ilde denetim yapılıyor.

Alo 174
– Bir restoranda yemek yerken, marketten alışveriş yaparken, gıdayla ilgili şüphelendiğiniz, güvensizlik duyduğunuz bir durum olduğunda Alo 174 hattını arayabilirsiniz.

Sütte GDO yok
– Sütte GDO yoktur. Bir tane GDO’lu süt raporu getirin o firmanın üretimini durdurayım.

Tavuk yemeyin, yoğurt yemeyin efsanelerinden uzak durun
– Tavuk, balık yemeyelim deniyor, bunlar ehil ağızlardan çıkmayan sözler. Tavuk yemeyin, yoğurt yemeyin ile ilgili efsanelerden lütfen uzak durun. Ekşimeyen yoğurdu yemeyin diyor bazı insanlar. Bu ne demek? Subjektif bir ifade.
– Tavukta hormon kullanıldığı da tam bir efsane. Antibiyotik de kullanılıyor olsa onun satışına biz izin vermeyiz.

Tohumla ilgili sıkıntımız yok
– Meralar bitmedi Türkiye’de meralar gelişiyor.
– Tohumla ilgili sıkıntımız yok. Yerli tohumlarımız var.
– Ülkemizde biyoçeşitlilik korunuyor. Bir tanesi İzmir’de, Ulusal Gen Bankası, bir tanesi  ise Ankara’da Türkiye Gen Bankası. İkisinde toplam 86 bin çeşit tohumumuz muhafaza altında. Ve Ankara’daki kapasite itibariyle dünyanın üçüncü büyük gen bankası.

Saman ithalatı abartıldı
– İklim ve meteorolik şartlardan ötürü saman verimi düştüğü için bakanlık tedbir aldı. İthal ettik. Olay abartıldı.

“GDO bir fırsattır”
Doç. Dr. Mustafa Erayman – Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi

– GDO bir fırsattır. Ama dikkatli kullanılması lazım.
– Dünyada 4 milyarın üzerinde insan GDO tüketiyor. Dünyanın yarısı GDO’ya hayır demiyor.
– Hibrit tohumlar anaçlarından daha kaliteli, daha verimli olmak üzere üretilmiştir.
– GDO’nun ülkemize sokulmamasının sebebi halkın baskısı. Ben Türkiye’de GDO yasağının kaldırılmasının taraftarıyım.
– GDO’nun kilo kaybına sebep olduğuna dair araştırmalar var. Bu hayvanlar üzerinde yapılan bir araştırmanın sonucu.
– Tarım ilaçlarından zehirlenme vakaları dünyada 30 milyon civarında ama GDO’dan zehirlenme vakası görmedim.
– GDO’lu ürün yedim ve yerim.
– GDO Hindistan’da her yıl 9 milyon insan zehirlenme vakasından kurtarıyor.
– Bir an önce bilinçlenmemiz ve bu bilime sahip çıkmamız gerekirken karşımıza soyut bir düşman koymuşuz, herşeyi zararlı diyoruz.
– Kanserden ölüm vakaları ile GDO arasında herhangi bir istatistiki ilişki yok.
– Bu stratejik bir ürün, stratejik bir silahtır. Çok iyi kullanmamız lazım.
– GDO ile zehirlenen herhangi bir vaka yok. Bu toksin mide enzimlerinde eriyor.

https://www.kanald.com.tr/abbasgucluilegencbakis/haberler/kenan-demirkol-yemlerdeki-gdolar-et-ve-sute-geciyor/42099.aspx
About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.