anadoluverumelimedya.com

AKP Almanya’da ne yapmaya çalışıyor?

Daha önce adı sanı duyulmamış bir örgüt bugünlerde Alman siyasetinin gündeminde kendisinden söz ettirmeyi başardı. Kısa adı AYTK olan ‘Avrupa Yeni Türk Komitesi’ adındaki bu örgüt, 10 Nisan Pazar günü eşzamanlı olarak 8 kentte eylem gerçekleştirdi. Binlerce insanı harekete geçiren bu örgüte biraz daha yakından bakmakta yarar var.

Reklam alanı

KİM BU AYTK?

Facebook’daki hesaplarında künye ve amaçlarına dönük yaptıkları açıklamalardan anlaşıldığı kadarıya, oldukça karanlık bir organizasyon olduğunu anlıyoruz.

Cenaze nakil işinden, cezaevindekilere avukat desteğine, yatırım hizmetinden, ”toplum mühendisliği”ne kadar pek çok konuda ‘hizmet’leri olduklarını söylüyorlar.

AYTK’yı tanımak için birkaç alıntı yapmakta yarar var.

”AYTK gençlik dairesi tarafından çocukları elinden alınmış anneleri çocuklarına kavuşturur, gerekirse onları alır ve Türkiye’ye götürür, bulamadıklarında gider içeriden bilgi alır ve o çocukların yerini tespit eder ve bulur.

AYTK cezaevine girmiş, haksız yere ceza almışlara destek olur, onlara Avukat gönderir, davalarına müdahil olur, ücret talep etmez.

AYTK Türkiye’de yatırım yapmak isteyenlere yol gösterir.

AYTK Cenaze işlemleri zora gren, paraya ihtiyacı olanların cenazesini Türkiye’ye naklini organize eder.

AYTK İşsiz gençlerin başvurmaları halinde onlara yeni perspektifler ayarlar.

AYTK Evsiz kalmış annelere rahat edecekleri bir ortam hazırlar. AYTK mensubu yardımsever anneler aracılığı ile her türlü desteği alırlar.

AYTK Talent-Scout’luk yapar Özel başarılı öğrencileri tespit eder ve onlara daha iyi bir ortamda eğitim görmelerini sağlar.

Kısacası AYTK iyilikler üzerine inşa edilmiş, ( 2S ) SİVİL’den SİVİL’e destek hattını oluşturur.”

Dahası da var:

”Toplumun her kesiminden destek almaktayız. Bir otelin resepsiyonunda çalışandan tutun, BKA’da çalışan Emniyet mensubuna kadar, bir hastane doktorundan tutun, Türk kökenli belediye başkanına kadar, öğrencilerden tutun, sıradan ev hanımlarına kadar her kesimden yoğun destek almaktayız.”

Burada sözü edilen BKA, yani Federal Kriminal Dairesi’dir. Lütfen dikkatlerden kaçmasın!

”Bünyemizde CHP’li olduğu gibi, AKP’li, MHP’li, sağcısı, dincisi, sol’cusu, hatta Komünisti bile var

(…)  AYTK’ta sadece bir tane kurucu ve fikir babası vardır. Geri kalan herkes AYTK’ın yöneticisidir

(…)  AYTK, fikir üreten, konsept gelişimi hazırlayan, toplum mühendisliği uygulayan, Almanya’da yaşayan vatandaşların çıkarları doğrultusunda gizli ve/veya alenen çözüm üreten bir merkezden yönetilmektedir. Kurucusu ve fikir babası Almanya kökenli , her iki kültürde yaşayan bir işadamı ve onun gönüllü yardımcılarıdır.

(…) Hayır, AYTK içinde yaşadığı toplumun aleyhine faaliyetlerde bulunmaz. Yani Gezi eylemlerinde olduğu gibi toplumda infial üretmek için var olmaz.”

İşte böyle.

İstihbarat elemanlarının üyesi olduğu, Gezi’deki gibi toplumda infial üretmeyen, siyasetlerüstü, hatta içinde ‘komünistlerin’ olduğu iddia edilen bir yapıdan söz ediyoruz…

AYTK NİÇİN CİDDİYE ALINMALIDIR?

Bu tuhaf ama tuhaf olduğu kadar da tehlikeli örgütü ciddiye almamızı gerektirecek iki önemli unsur bulunmaktadır. Birincisi,  sözü geçen örgütün ‘basın sözcüsü’ olup güvenlik şirketi sahibi olan  Timur Yüksek ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın ilişkili olması. Bu kişi öyle ki, Facebook hesabına ”Cumhurbaşkanlığın’nda çalışıyor” yazabilecek kadar açık seçik kendisini tanıtabiliyor.

İkinci unsur, 10 Nisan Pazar günü görüldüğü gibi, Almanya’nın pekçok kentinde binlerce insanı mobilize edebilecek bir örgütlülüğe şimdiden kavuşmuş olmasıdır.

Sözü geçen örgüte sempatiyle yaklaştığını anladığımız Almanca yayın yapan ”Turkishpress”, Pazar günkü eylemle ilgili olarak yaptığı yayında ”Kürtler” ve ”Türkler” üzerinden ‘haber’cilik yaptı. Bir örnek vermek gerekirse: ”Saat 15’de Ernest August Platz’da toplanan yaklaşık 440 kişi (360 Kürt ve 80 sol çevreden), AYTK’nın yürüyüşünü protesto için toplandı.”

Pazar günü Almanya sokaklarında gerilime hatta yer yer çatışmaya yol açan AKP-MİT yönlendirmeli provakasyona etnik kapışma ekseninde yaklaşan yalnızca faşist örgütlenmeye yakın medya ile sınırlı değildi.

Alman anaakım medyasının tamamı olayları ”Türkler ve Kürtler” ekseninde verdi. Her ne kadar bu algıyı besleyen semboller alanlarda eksik değilse de (Türk bayrakları, Öcalan resimleri), asıl ayırdedici unsur bana kalırsa, anaakım medyanın Türkiye’deki sorunları etnik bir yarılma temelinde okumaya teşne olmasıdır. Der Spiegel olayların Kürtler ve Türkler ekseninde geçtiği  iddiası üzerine kurulu haberine şu başlığı attı: ”Almanya’da Kürtler ve Türklerin çatışması.”

‘ERDOĞANCILAR HAREKETE GEÇİYOR’

Sosyalist günlük gazete Junge Welt 5 Nisan’da, AYTK adındaki bir örgütün 10 Nisan Pazar günü  pekçok Alman kentinde gerçekleştirdiği ezşamanlı gösteri ve yürüyüşlerin arkasında  AKP ve MİT’in varlığını yazdı ve ”Erdoğancılar harekete geçiyor” başlığını kullandı.

Sözü geçen organizasyonun arkasında AKP’nin  Avrupa’da lobi faaliyetlerini yürüten Avrupa Türk Demokratlar Birliği UETD ve Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği’nin DİTİB’ bulunduğu iddia ediliyor. Bu iddia gerçeği yansıtmasına karşın, sözü geçen kurumlar ortaya çıkacak olası bir ‘kargaşa’ durumunda Alman devleti nezdinde  kurumsal saygınlıklarının zedeleneceği kaygısıyla, ”Terörü Lanet” yürüyüşü ile ilgilerinin olmadığını açıkladılar.

“10 Nisan Teröre Lanet” miting ve yürüyüşünün basın açıklamasında ”Eyyy Kürt Kardeşim, Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla, Lazıyla, Çerkeziyle Ve Birçok Irkıyla BİZ BİR ÜMMETİZ” ifadelerine yer veriliken, çağrı, ”Mü’minler ancak kardeştirler. O halde iki kardeşiniz arasını düzeltin. Allah’dan korkun ki merhamete layık görülesiniz  (Hucrat Suresi, 10. Ayet)” ile bitiriliyor.

Bu sureli, ayetli miting ve yürüyüşün destekçileri  DİTİB ve UETD gibi düzene daha entegre unsurların ‘utangaç’ destekleri dışında, MHP’li faşistler, faşist akımın Alperen teşkilatı taraftarları, Turkos MC gibi motosiklet mafyası grupları ile Osmanen Germania Boks Klübü gibi uyuşturucu ve  seks ticareti ile ilişkili örgütlerce de desteklendi.

ERDOĞAN ÇİLLER’İN KONSEPTİNİ SÜRDÜRÜYOR

Telepolis portalı haberi, ”Kürdistandaki savaş şimdi de biz de mi?” başlığıyla okurlarıyla paylaştı. Sözü geçen haberde dönemin başbakanı Tansu Çiller’in ”Terörizme karşı savaş yalnızca yurt içinde olmaz. Yurt dışında da yürütülmelidir. Özellikle de Avrupa’da” ifadesine gönderme yaparak, Erdoğan’ı işaret etti. Erdoğan’ın Çiller’in bu yaklaşımını takip ettiğinin altını çizdi.

Erdoğan’ın toplumu etnik ve dini temelde karşı karşıya getirerek, iktidarını konsolide etme stratejisinin yurt dışı ayağını teşkil ettiği muhtemel bu yeni yapılanmanın bir başka hedefi de muhtemelen Alman devletine karşı güç gösterisidir.

Erdoğan’ın özel danışmanı ve MİT elemanı Muhammed Taha Gergerlioğlu’nun Frankfurt Havalimanı’nda Alman istihbarat görevlilerince tutuklanması ve iki yıla yakın cezaevinde tutulmasına yanıt olabilir mi, diye de düşünmekte yarar var.

sol

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.