anadoluverumelimedya.com

Kadınları öldürüyorlarsa ne yapalım

Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya

Reklam alanı

Nasıl sizce bu başlık? 2-3 gün önce söylendi bu laf. Bir partinin il genel meclis başkanı söyledi. 2 gündür lafı hazmedemediğimden bugün bunu yazmak durumunda kaldım.

Bu ifadeye çeşitli açılardan bakmamız lazım.

 

İlki..

Burada kadın kelimesinde ne kadar ağırlık var.

Yani aynı cümle

“Erkekleri öldürüyorlarsa ne yapalım?”

veya “İnsanları öldürüyorlarsa ne yapalım?”

ya da “Çocukları öldürüyorlarsa ne yapalım?” şeklinde söylenmiş olabilir miydi.

 

İkinci nokta “ne yapalım?” konusu.

Önümüzde bir problem var ve biz ne yapacağımızı bilmiyoruz, öyle mi?

 

Üçüncü nokta “öldürmek” kelimesine yaklaşım..

Cümle mesela “Kadınları okutmuyorlarsa ne yapalım?” şeklinde olsa idi durum ne olurdu.

 

Bu arada bu söylenen cümlenin devamı da şuydu: “Polis onları yakalayıp hapse atıyor zaten”.

 

Önce şuradan başlayayım…

“Ne yapalım?” kelimesi teslimiyetçi bir yaklaşım. Ortada bir problem varsa o problemi nasıl çözeriz diye konuya yaklaşmamız gerekir. Hele de insan yaşamı ve onuru söz konusu ise bunu korumak için çok şey yapabiliriz. Çok şey yapmayı deneyebiliriz. Sonunda başaracağımızı da biliriz. En kötü ihtimalle yaşamımıza yaşama saygı için mücadele ettiğimiz faktörünü eklemiş olmanın huzurunu katmış oluruz. Bu durumun aksi yaşamımızı anlamsız kılar, mücadeleye girmemiş olan vicdanımızı da sürekli rahatsız eder.

Konunun kendisine bakarsak.. Ve de yönetici konumunda isek konunun kaynağına bakmadan sorunun çözülmeyeceğini biliyor olmamız gerekir. Bilmiyorsak yönetici konumunda neden olduğumuzun sorgulanacağını biliyor olmamız gerekir.

Bu kadınları birileri niye öldürüyor? Buraya uzun bir liste ekleyebiliriz ama özetle birilerine “hayır” dedikleri için öldürülüyorlar.

Öldürenin hayatı kayıyor mu? Kayıyor. (Cezaların  caydırıcı olmadığı görülse de, yine de…)

Peki kadınları öldürerek onları yola getirebiliyor musunuz?

Hayır.

O zaman insanlarınızı aileden başlayarak başka türlü eğiteceksiniz. İnsan yaşamının kutsallığını onlara idrak ettireceksiniz. Kişilerin kendi şahsiyetlerini geliştirmelerini sağlayan şartları onlara sunacaksınız. Böyle yapacaksınız ki, o kişiler kendilerini bu kadar zayıf hissetmeyecekler. Her kadın cinayetinin arkasında zayıf bir adam olduğu gerçeğini artık adını söyleyerek algılatacaksınız. O adamların zayıf olmamasının yolunun düzgün bir eğitim olduğunu yönetici kadro olarak önce siz anlayacaksınız.

Yani kadınları öldürenleri polisin yakalaması problemi çözmüyor. Burada problem öldürenin cezalandırılması değil, onun öldürmemesinin sağlanması. Problemin çözümünün ilk adımı ise arttırılmış idrak ve de tabii arttırılmış cezalar.

Eğer yönetici konumunda iseniz cezaları ve de idrakı arttırma gücünüz var. Bu güce rağmen arttırmıyorsanız gücünüzü halkın yararına kullanıp kullanmadığınız sorgulanır. Kim sorgular? Önce halkın kendisi. Sonra da diğerleri. Diğer ülkeler, kurumlar. Siz halkınızı nasıl yönettiğinize göre değerlendirilirsiniz. Bu sorgulamanın sonucu size size saygı ya da kaygı olarak döner.

Üçüncü noktaya dönersek..

“Öldürmek” kelimesinin yerine başka bir kelime koyduğunuz zaman cümlenin etkisi değişmiyorsa demek ki cümle olarak bir ağırlığı yokmuş bu ifadenin diye düşünülür..

Birinci noktaya dönersek..

Çocuklar ve kadınlar konusunda olabildiğince anlamsız ifadeleri çok sık duyduk. Ama lafı uzatmayayım..

Eğitim bütün bunlara cevap… EĞİTİM!

Çağdaş eğitim!

Ve hatta o gücünüz varsa çağın ilerisinde bir eğitim.

Çağın ilerisini görmüş bir milletin çocukları olarak şunu diyebiliriz: Eğer güçlü olmak istiyorsak yine çağın ilerisinde olacağız; çağın ilerisinde olduğumuz zamana özenip bin yıl önceyi taklit etmek ise bizi ancak 900 yıl önceye götürür.

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.