anadoluverumelimedya.com

Muhalefete muhalefet

Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya

Reklam alanı

 

Bir adam yürüdü.

Yüzlerce kilometre yürüdü.

Muhalefet partisi başkanı idi. Adalet yokluğuna dikkat çekmek için bu uzun yürüyüşü yaptı.

Ve görüldüğü üzere milyonlarca vatandaş kendisini destekledi.

Sonra bir konuşma yaptı. 10 maddelik bir manifesto okudu.

Bu manifestonun bazı maddeleri tartışmalı bulundu bazı düşünürler tarafından.

Durum ana hatları ile böyle.

 

Şimdi konuya başka bir köşeden bakalım.

Ülkede bir hükümet var. Bu hükümet muhalefet tarafından şiddetle kritik edilmekte.

Bütün muhalefet partileri yüksek ölçüde memnuniyetsizlik belirtmekteler.

Bu muhalefet partileri arasında sadece üçü Meclis’te yer almaktalar. Chp ve Mhp ve Hdp.

Mhp parçalandı. Yönetim ve parti tabanı her konuda artık zıt görüşteler. Neredeyse her gün bir il ya da ilçe yönetimi ya görevden alınıyor, ya da istifa ediyor. Ayrıca da hükümeti her konuda destekledikleri için Mhp yönetimine muhalefet demek biraz zor.

Hdp kendine özgü bir yol arayışında.

Yani Meclis’te sayıca ciddi anlamda muhalefet edebilecek tek bir parti var. Bu da Chp.

Meclis dışında yer alan partiler küçük partiler. Yeterince oy potansiyelleri yok.

Niye yok, bu tartışılır, ama sonuçta yeterince oy almıyorlar.

 

Ana muhalefet partisi içinde olunan şartlarda pasif bulunuyor, ve bu gidişata dur demediği için suçlanıyordu.

Partinin başkanı harekete geçti ve milyonlarca vatandaş tarafından desteklenen bir harekete imza attı.

Bunun sonucunda da bir manifesto okudu 10 maddelik.

Yani yapabileceğinin en fazlasını yapmıştı. Hatta yapılan işin boyutundan dolayı Guinness Dünya Rekorlar Kitabina bile girdi.

Bu işi sadece bu parti yapabilirdi. Diğer partiler Meclis dışı oldukları gibi, küçük parti konumunda oldukları için bu boyutta bir protesto gerçekleştiremezlerdi.

Bu durumda diğer partilerden vatandaşın beklentisi ne olabilir?

Her partinin kendi doğrularını bağıra bağıra ilan etmesi mi?

Yoksa başlatılan harekete destek vermeleri mi?

 

Peki bu destek nasıl olabilir?

“Siz kötü niyetli adamlarsınız, amacınızı gizleyen maddeleri manifestonuza koyup halkı aldatıyorsunuz!” şeklinde bir ifade kime ne fayda sağlar?

Bu durumda doğru olan, bazı amaçları gizlediği iddia edilen maddelerin tartışılmasını sağlayarak Chp’nin bakışını halka göstermek, ve belki de daha net ifadeler ve tavır almasını sağlamak olmamalı mıdır?

Halkın ümidini birilerini suçlayarak kırmak yerine, bir anlaşma zemini arayarak hep birlikte halkın zararına olan maddelerin düzeltilmesini sağlayarak bir ortak cephe oluşturabilmeyi becermek, bu partilere halkın gözünde değer kazandırmaz mı?

Chp’ye yapılan suçlamaların doğru olduğu varsayılsa bile, bu suçlamaları yapan partiler sütten çıkmış ak kaşık mıdırlar?

Oldukları varsayılsa bile, halktan destek almakta mıdırlar ki, böyle söylemlere cesaret edebilsinler?

 

Sonuç:

İçinde olunan durumda başarı, çok ses getiren bir hareket başlatmış olan ana muhalefeti desteklemek ve bir ortak cephe arayışına girmek, bu arada da sakıncalı bulunan maddelerin ortak çalışma ile kabul edilebilir hale gelmelerini sağlamaktan geçer.

Bu çaba halkın gözü önünde gerçekleşmeli ve partilerin bakış açısını da halkın değerlendirmesine imkan vermelidir.

“Sen kötüsün, ben iyiyim” katı söylemi, inandırıcı olmayacak ve partilerin aleyhine olacaktır.

Halkın sabrının tükendiğini algılamamak artık partilere doğrudan eksi olarak yansıyacaktır.

 

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.