anadoluverumelimedya.com

Trump’ın Kudüs planı!

Özcan Yeniçeri / Yeniçağ

Reklam alanı

ABD Kongresi tarafından 1995 yılında onaylanan yasayla, İsrail’in başkenti olarak Kudüs olmasını desteklemek adına, ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararı alınmıştı.

Bu taşıma, yasanın içindeki, kararın altı aylık sürelerle ertelenmesine izin veren bir fıkraya dayanarak, ertelenmişti. Başkan Trump son erteleme kararını 1 Haziran tarihinde imzalamıştı.

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in, Trump’ın “ABD Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşımayı” değerlendirdiğini söyledi. Bu açıklama Musevileri, İsraillileri, Arz-ı Mevud müntesiplerini, İslam fobisi olanları sevince gark etmiş olmalılar.

ABD, uluslararası konjonktürün uygunluğu ve kendisini İslam ülkesi olarak gören devletlerin birbirlerinin gırtlağına sarıldığı bir süreçte bu kararı uygulamaya koyacaktır.

Trump tehlike ve tehdidin yeni adıdır!

Trump, daha seçim çalışmaları sırasında Kudüs’ün Yahudi halkının 3 bin yıllık ebedi başkenti olduğunu söylemiş, Kongre’nin verdiği Kudüs’ü İsrail’in bölünmemiş başkenti olarak tanıma kararını kabul edeceğini ilan etmişti.

Kendisini Arz-ı Mevud davasına adamış bir başkan olarak Trump, Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanıma şerefinin (!) kendisinin başkanlığı döneminde olması için elinden geleni yapacağından kimse kuşku duymamalıdır.

ABD Başkanı Trump, çok kısa bir süre önce ABD’nin Tel Aviv’deki Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma vaadini unutmadığından söz ederek, “Ben verdiğim sözden vazgeçmeyen bir şahsiyetim. İsrail ile çalışmak için sabırsızlanıyorum” demişti.

Bir Beyaz Saray yetkilisinin dediği gibi “Bu, Başkan için ‘olacak veya olmayacak’ meselesi değil ‘ne zaman olacak’ meselesidir.”

Nitekim Orta Doğu Barış Elçisi Jared Kushner Trump’ın ‘hâlâ farklı unsurları incelediğini ve doğru zaman olduğundan emin olduğunda’ bu kararı uygulamaya koyacağını söylemiştir.

ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımak için uluslararası şartlar elverişli değildir. Muhtemelen Trump, Büyükelçiliği Kudüs’e taşıma kararını bir altı ay daha erteleyecektir.

İslam ülkelerinin tutumu!

Arap Lig lideri Ahmed Abul Gheit ABD’nin büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararının fanatizmi ve şiddeti artırırken, barış umutlarını söndüreceğini belirtti.

Bu sözler edilmesi gereken sözler olduğu için edilmiştir.

ABD’nin İsrail yanlısı tehditkar tavrı üzerine lütfedip Filistin lideri Mahmud Abbas ile Hamas lideri İsmail Haniye görüşmüşler.

Hamas hareketi de bu gelişmeye karşı yeni bir intifada başlatacaklarını söylemiştir.

Ürdün gibi güçsüz ülkelerden de sonuç üretmeyecek güçlü tepkiler çıkmıştır.

İslam ülkeleri usulden tepki koymanın ötesinde bir tavır gösterecek durumda da değiller. Kerameti kendinden menkul bu ülkeleri gerçek manada ciddiye alan da yoktur.

Türkiye ve İran bu konuda farklı bir konumda bulunmaktadır. Ancak Türkiye’nin “Zarrab Davası’ndan” başını kaldırıp da herhangi bir inisiyatif alacak durumu yoktur.

İran’ın konumu çok daha farklıdır. Irak’ta HB Şadi, Suriye ve Lübnan’da Hizbullah, Yemen’de Husi adlı örgütler üzerinden daha çok mezhep karakterli bir mücadele yürütmektedir.

Suudi Arabistan’ın ise İran’la mücadele etmekten İsrail’le mücadele etmeye mecali yoktur. Buna bir de Suudların İsrail aşkı eklenince durumun vahameti anlaşılacaktır.

Suudi Arabistan’ın İsrail aşkı!

Suudi Arabistan Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı Abdülaziz Al-i Şeyh’in geçtiğimiz günlerde verdiği ibretlik fetva şöyledir: İsrail’le savaşmak caiz değildir. İsrail’e karşı mücadele eden Müslümanları savunan Hizbullah’a karşı İsrail ordusuyla iş birliği yapmak caizdir.

Şeyh, Filistin İslâmî Direniş Hareketi Hamas’ın terör örgütü olduğunu, Hizbullah’a karşı İsrail ordusuyla iş birliği yapılabileceğini söylemiştir.

İsrail de bu âlim (!) zatı derhal tebrik etmiş ve kendisini İsrail işgali altındaki topraklara davet etmişti.

Öyle görülüyor ki Kudüs’ü ABD/İsrail değil ama İslam ülkelerinin birbirleriyle boğuşmaları İsrail’in başkenti yapacaktır.

Kimse birbirine yalan söylemesin.

 

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.