anadoluverumelimedya.com

KKTC elden gitmeden

Ömer Lütfi Taşçıoğlu/ Em. Kur. Albay-Kıbrıs / Aydınlık

Reklam alanı

Vatan toprağı Kıbrıs’ın ellerimizin arasından kayarak tamamen Yunan adası haline gelmemesi için, hem Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne ve halkına, hem de KKTC Hükümeti’ne ve halkına büyük görev düşmektedir. Halkımız demokratik haklarını kullanarak, düzenlenecek mitinglerle hükümetleri uyarmalıdır

Hava İndirme Tugayı 1. Paraşüt Taburu’nda Teğmen rütbesiyle katıldığım ve Gazi unvanını kazandığım Kıbrıs Barış Harekâtı ile Kıbrıs Türk halkının Rum zulmünden ve katliamlarından kurtulmasına katkıda bulunmuş olmak, gerek askerlik yaşamım süresince gerekse emekli olduktan sonra benim için bir şeref ve mutluluk kaynağı olmuştur. Ancak son yıllarda Kıbrıs’ta yaşanan olumsuz gelişmeler, Kıbrıs gazilerinin yanı sıra vatansever Türk halkını ve kahraman KKTC halkını derin bir endişeye sevk etmektedir.

14-16 Kasım 2017 tarihleri arasında KKTC’de düzenlenen Vatan Kıbrıs’tır etkinliklerinde tanık olduğum KKTC’nin 34. kuruluş yıldönümünde KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yaptığı konuşmada kullandığı ifadeler, Kıbrıs’ın akıbetinden duyulan endişelerin yersiz olmadığını göstermektedir.

ENDİŞELER SÜRÜYOR

Akıncı’nın konuşması içinde geçen “Bir tarafın güvenliği, diğer taraf için bir tehdit olarak algılanmamalıdır. İki toplum arasında şu anda var olmayan güven duygusu arttıkça, askere olan ihtiyaç da kuşkusuz azalacaktır” ifadesi bir zamanlar Mehmet Ali Talat’ın söylediği “Kıbrıs’ta barışın önündeki en önemli engel Türk Ordusunun işgalidir” sözlerinin kamufle edilmiş şeklidir ve Türkiye’nin garantörlüğünün zamana yayılarak (hazmettirilerek) sona erdirilmesinin hedeflendiğini göstermektedir.

KIBRIS’IN KANLI TARİHİ

Kıbrıs konusunda yaşanan gelişmelerin ve gerçeklerin Türk milletine doğru olarak aktarılması için Kıbrıs ile ilgili bazı tarihi, siyasi ve hukuki gerçekleri hatırlamakta yarar vardır. Kıbrıs 1571’de 70.000, 1963-1974 döneminde 1.000’in üzerinde şehit verilerek kazanılmış bir vatan toprağıdır.

Kıbrıs adası Haçlılar tarafından Osmanlı topraklarına karşı düzenlenen 11 Haçlı seferinde de konakçı bölgesi olarak kullanılmıştır.

Kıbrıs enerji nakil hatlarını ve Doğu Akdeniz’deki deniz trafiğini kontrol eden çok önemli bir jeopolitik konuma sahiptir. Atatürk’ün aşağıdaki ifadesi de Ada’nın jeopolitik konumunu teyit etmektedir: “Efendiler, Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece ikmal yollarımız tıkanır. Kıbrıs’a dikkat ediniz. Bu ada bizim için çok önemlidir.”

GARANTÖRLÜK VAZGEÇİLMEZ

1963-1974 arasında Kıbrıs Türkler açısından kan ve gözyaşı adası olmuştur. Bu dönemde Kıbrıs Türkleri yaşadıkları 103 köyden çıkarılarak göçmen durumuna düşürülmüş ve kitlesel katliamlara maruz bırakılmıştır.

1974’den bu yana Ada sulh ve sükûn içindedir. Yani aslında 1974 Harekâtı ile Kıbrıs’ta çözüm sağlanmıştır. Kıbrıs’ta hiçbir yeni anlaşmaya ihtiyaç yoktur. Yapılacak bir anlaşma ile Türkiye’nin garantörlük hakkı kaldırıldığı takdirde Kıbrıs’ta 1963-1974 arasında yaşanan olayların benzerleriyle karşılaşılması durumunda, Türk Ordusunun Türk halkını korumak için Ada’ya müdahalesi hukuken imkânsız hale gelecektir.

KARANLIK İLİŞKİLER

KKTC adına Rumlarla görüşmeleri yürüten Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rumlarla yaptığı görüşmeleri Türk halkına açıklayamamakta ve gizlilik içinde sürdürmektedir. Akıncı’nın damadı Amerikan vatandaşı bir Rum’dur. Akıncı’nın eşi ve KAYAD (Kadın Hakları Derneği) Başkanı olan Meral Akıncı’nın AB’den 309.000 euro bağış aldığı Türk basınına yansımıştır.

Akıncı’nın baş müzakerecisi Özdil Nami ise Rumlar için casusluk yaptığı tespit edilince TMT(Türk Mukavemet Teşkilatı) tarafından infaz edilme korkusuyla önce Rum kesimine, oradan da Avustralya’ya kaçan polis müdürü Kâmil Nami’nin torunudur. Bu ikilinin Rumlarla yaptığı görüşmelerin nasıl sonuçlanacağını görmek için kâhin olmaya gerek yoktur.

TANINMAYA ENGEL OLDULAR

 

KKTC’ nin Türkiye’nin dışındaki devletler tarafından da tanınması Kıbrıs sorununun çözümünü büyük ölçüde sağlayabilecekken, yetkililer böyle bir talepte bulunmadıkları gibi yabancıların tanıma isteklerini de reddetmişlerdir. Mesela KKTC Pakistan ve Bangladeş tarafından tanınmak istendiğinde, dönemin Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül ve daha sonra M. Ali Talat KKTC’nin tanınmasına engel olmuştur.

AB’YE ALINMA HATASI

Kıbrıs’ın Türkiye ve Yunanistan’ın birlikte yer almadıkları hiçbir birliğe/kuruluşa tamamen ya da kısmen giremeyeceği, üye olamayacağı hem Zürih ve Londra Antlaşmalarının hem de Kıbrıs’ın kurucu Anayasasının hükmüdür. Kıbrıs Rum Yönetiminin (KRY) AB’ye alınmasının uluslararası hukuka aykırı olmasına rağmen, Türk Hükümeti KRY’nin Kıbrıs’ın bütününü temsilen AB’ye alınmasına rıza göstermiştir.

Kıbrıs topraklarının % 70’inden fazlası Türk vakıflarına aittir. Uluslararası hukuka göre bu toprakların başka bir devlete/halka devredilmesi mümkün olmadığı halde adanın Rumlar üzerinden Yunanistan’a bağlanması için AB, ABD ve Yunanistan’ın baskılarıyla sürdürülen görüşmelerde Türk tarafına uygulanan ambargoların kaldırılması karşılığında Türklerin toprak, garantiler, mülkiyet hakları gibi temel konularda taviz vermeye zorlanması bir tür ahlâksız tekliftir.

BÜTÜNLEŞME ŞART

KKTC’nin Türkiye ile bütünleşmesi doğru bir seçenektir. Ancak söz konusu uygulama KKTC Meclisinin alacağı Türkiye’ye katılma kararıyla gerçekleştirilmelidir.

Maraş’ın, 1974’den bu yana kullanıma açılmayarak Rumlara verilmek üzere muhafaza edildiği intibaının oluşturulması, Ada’da halen İngiliz sömürge döneminden kalan soldan trafik düzeninin sürdürülmesi ve KKTC ile Türkiye arasındaki telefon görüşmelerinde yurtdışı tarifelerinin uygulanması, 1974’den bu yana gelmiş tüm Türk ve KKTC hükümetlerinin ortak ayıbıdır.

KIBRIS AB TOPRAĞI OLUR

Kıbrıs’ta KKTC halkı Rumlarla müzakereleri keserek, Türkiye ile birleşme kararı almadığı ve Rumlarla sürdürülen müzakereler sonunda Rum yönetimine azınlık olarak bağlandığı takdirde Girit adasında olduğu gibi bir süre sonra Rumların meclisteki oy çoğunluğuna dayanarak Yunanistan’la birleşme kararı almaları kuvvetle muhtemeldir.

Bu yapılmasa bile tamamı AB’ye alınmış bir Ada’da AB hukuku geçerli olacağından, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı hükmü gereğince KKTC toprakları hem Rumların, hem de diğer AB üyesi ülke vatandaşlarının hiçbir kısıtlama olmadan yerleşebilecekleri, gayr-ı menkul alabilecekleri ve her türlü ticari faaliyeti sürdürebilecekleri AB toprağı haline gelecektir. Türkler kendi ata topraklarında “azınlık” durumuna düşecektir.

HARİTA OYUNU

Yürütülen görüşmelerde Ada’da 4 Rum’a karşı, 1 Türk oranını kabul edilmiş olması, Kıbrıs Türk halkının doğal nüfus artışının gayrı insani şekilde kısıtlanmasının yanı sıra, daha önce Rum baskısı nedeniyle Ada dışına göç etmeye zorlanan ve halen İngiltere ve Avustralya başta olmak üzere çeşitli ülkelerde yaşayan 950.000 Kıbrıslı Türk’ün adaya dönüşünü de imkânsız hale getirecektir. Bütün bu sayılanlara ilave olarak Akıncı’nın, Türk tarafının sahip olduğu % 36’lık toprak payını % 29,2’ye düşüren haritayı BM’ye teslim etmesi ve BM yetkilileri tarafından haritanın kasaya kilitlenmesi, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve KKTC’ne karşı oynanan oyunun sanılandan çok daha tehlikeli boyutlarda olduğunu göstermektedir.

GÜVENLİK TEHLİKESİ

Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Yunanistan’la işbirliği halinde yürüttüğü Ada’nın etrafındaki hava sahasını Atina FIR (Uçuş Malûmat Bölgesi)’ne bağlama ve deniz alanlarının kontrolünü de Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşmaları ile Rum ve Yunan kontrolüne alma çalışmaları, Türkiye’nin Doğu Akdeniz emniyetini tehdit eder bir mahiyet almıştır. Söz konusu çalışmalara Kıbrıs’ın etrafındaki 13 bölgede sürdürülen doğal gaz ve petrol arama çalışmaları da eklendiğinde Türkiye’nin ve KKTC’nin uluslararası hukuktan doğan hak ve menfaatlerinin KRY ve Yunanistan tarafından ihlal edildiği ve Türkiye’nin İskenderun Körfezi’ne hapsedilmeye çalışıldığı görülmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Ege’den sonra Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini de kaybedecek ve Yunanistan ile KRY’den izin almadan Akdeniz’e uçak ve gemi çıkaramayacak hale gelecektir.

Kıbrıs Türkiye açısından bir kırılma noktasıdır ve Kıbrıs’ta verilecek taviz, tehdidin Anadolu kıyılarına dayanması ile sonuçlanacak Türkiye Cumhuriyeti Anadolu kara sahasına hapsolacaktır.

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.