anadoluverumelimedya.com

Güneydoğu seçmeni hangi pusuda!..

Mehmet Faraç / Aydınlık

Reklam alanı

“Başına kül elenmiş” derler ya, manzara oralarda da işte aynen öyle… Tıpkı tüm Türkiye gibi; Karamsar, buhranlı, umutsuz ve yorgun…

Ve de gelecekle ilgili belirsizliğin yarattığı derin bir kaosun tehlikeli gidişatı var oralarda… Kimsenin şimdilerde pek umursamadığı, doğrusu giderek baskın hale gelen bir kaostur bu!..

33 yıldır bitmeyen terörün yarattığı korku ve gerginlik, bu şiddet dalgasından kaynaklanan bölgesel göç dalgası ve son olarak Suriye’den gelen yüzbinlerce sığınmacının sosyo-ekonomik yaşama vurduğu ağır darbe tüm bölgeyi sarsıyor…

Şimdilerde ise daha kötüsü var… Şehirler şaşkın Güneydoğu’da; Urfa’da, Diyarbakır’da Kilis ve Antep’te de “ekonomik yaşam” tamamen durmuş vaziyette… Yani Güneydoğu’da da yaşam AKP’lilerin anlattığı gibi “güllük gülistanlık” değil…

Oralarda da yaşam eski devinimini çoktan yitirmiş… Gecekondulaşma bir yandan, çarpık yapılaşma diğer yandan derken, bu dört kentin nüfusunu neredeyse ikiye katlayan sığınmacı akınının ardından şehirlerdeki sosyo-ekonomik erozyon daha da büyümüş…

Kentlerin demografik yapısı da hızla değişiyor oralarda… Artık sokaklarda kentin yerlilerine rastlamak neredeyse olanaksız… Şehirler neredeyse teslim olmuş zoraki değişime ve sınırları zorlayan şaşırtıcı bir dönüşüme…

TEPKİNİN İŞARETLERİ!..

Hem terörden hem de Suriye çıkmazından kaynaklanan yoğun göç Güneydoğu’da yalnızca sosyo-ekonomik bunalımı dayatmıyor, esnaf yapısından kültür renkliliğine kadar şaşırtıcı bir değişim de geçiriyor bölge… Velhasıl Güneydoğu eski Güneydoğu değil…

Örneğin Suriye’deki kaosun zaman zaman tel örgülerin dışından savrulan bombalarla vurduğu Kilis’te ekonomik yaşam tamamen durmuş…

Sınır ticaretinin bitişi bölge ekonomisine ağır bir darbe indirmiş, can güvenliği sorunu ise ne yazık ki giderilemiyor… Çünkü Kilis’in dibindeki Suriye’de kargaşa- tehdit bitmiyor ve bu durum da tüm bölgeyi adeta esaret altında tutmaya devam ediyor…

Bir zamanlar devasa alışveriş merkezlerinin salt Suriye ticaretine hizmet ettiği Antep’te ise durum çok daha vahim…

Bölgenin sanayi merkezi olan Antep’te çok sayıda üretim merkezi kapısına kilit vururken, esnaf çok öfkeli…

Dövizdeki dalgalanma orada da iflaslara yol açarken, küçük esnaf hem terör, hem Suriye ile

ticaretin bitmesi hem de ekonomik krizin sarsıntısı altında inliyor…

Antep’te de her yerde “satılık” ve “kiralık” tabelaları var…  Üretimin yanı sıra inşaat sektörü de son aylarda büyüyen krizle birlikte iyice yalpalamış…

SUSKUN ŞEHRİN PORTRESİ…

Son iki yıl içinde hem kent merkezindeki “Sur”da hem de kırsalda, “Küçük Kandil” olarak nitelenen Lice’deki operasyonlar nedeniyle büyük sarsıntı yaşayan Diyarbakır ise siyasal şaşkınlık içinde…

Bir tek sanayi tesisinin bile olmadığı kentte, kapanan yüzlerce işyeri de ekonomik krizin büyüyeceğinin işaretini veriyor…

PKK’ya yönelik operasyonlar ve HDP’nin lider kadrosunun tutuklanması şaşkınlık yaratırken, tepkisizlik ve suskunluk da oldukça dikkat çekiyor… Sanki orası da sosyo-ekonomik bir patlamanın sinyallerini veriyor!..

Herkesin merak ettiği asıl soruya gelince; Kürt siyaseti referandumla ilgili sessiz görünüyor ve “merkez”den alınmış bir karar gibi renk vermemeye çalışıyor…

Ancak özellikle MHP’nin eline koz vermemek için Demirtaş’ın 2016 seçimlerinde dile getirdiği “seni başkan yaptırmayacağız” sözünü sessiz biçimde yaşama geçirmek için de Kürt siyaseti adeta teyakkuz halinde görülüyor…

ŞERDEKİ ‘HAYIR!..’

Ve Urfa… Nüfusu son on yılda neredeyse beşe katlanan şehirde, tarihin hiçbir döneminde görülmeyen bir sosyo-ekonomik şaşkınlık hakim…

Olağanüstü bir büyüme yaşarken, tarihi ve kültürel varlıkları dışında verimli arazilerini de çarpık yapılaşmaya kurban veren Urfa’da, ekonomik yaşam büyük sarsıntı yaşıyor…

Bir zamanlar Suriye’den gelen eşyaların satıldığı devasa pasajlarda, kentin ticaretini de canlandıran tarihi çarşılarda ve özellikle de ekonomik canlılığı ayakta tutan Harran, Göbeklitepe ve Balıklıgöl gibi turizm merkezlerinde yaşam adeta durmuş…  Eskiden adeta insan kaynayan ünlü pasajları da ne yazık ki bomboş…

Urfa’da oteller boş, çarşılar sönük velhasıl… Tarih, kültür ve din turizminin en önemli merkezlerinden olan kentte tek bir yabancı turiste bile rastlanmıyor artık…

Satılan ya da devredilen işyerlerinin sayısı Urfa’da da hızla artıyor… Şehir turizminin kalbi sayılan Balıklıgöl’de ŞURKAV’ın yaptığı iş merkezinde bile dükkanlar ardı ardına kapanıyor…

Yılın neredeyse 12 ayı o şehrin sokaklarını adeta işgal eden yerli turistler de hak getire!.. Çünkü bir zamanlar yüzlerce turist otobüsün işgal ettiği otoparklarda da yeller esiyor…

Kilis, Diyarbakır ve Antep’te olduğu gibi Urfa’da da özellikle esnaf referandum pususunda…

Bölgede şaşırtıcı biçimde “hayır” oyu çıkacağı konusunda kanaat önderleri hemfikir… Çünkü “Bu böyle gitmez, battık, AKP daha ne kadar yetki istiyor, bu kadar da olmaz” diyenlerin sayısı oldukça fazla…

Bölgedeki bir haftalık gözlemimizin özeti şu; salt ekonomik krizin bölgeye yansıması bile referandumda AKP’yi sarsacak boyutlarda…

Asıl sıkıntı ise iktidarın referandum konusunda da bilinçsiz ve duyarsız kitlelere yaslanması… İşte bu yüzdendir ki, başta CHP olmak üzere tüm muhalefet güçleri “hayır”ın gerekçelerini doğru anlatabilseler, referandumda dengeleri sarsacak ve hatta iktidar kanadında şok yaratacak bir sonuç çıkmaması için hiçbir neden yok…

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.