anadoluverumelimedya.com

Hayır tsunamisi nasıl başlatılır?

Arslan Bulut / Yeniçağ

Reklam alanı

Türkiye’nin freni boşalmış bir kamyon gibi yokuş aşağı yuvarlanması karşısında yine “Çözüm nedir?” veya “Öneriniz nedir?” diye biten mesajlar alıyorum. Hepsine tek tek cevap vermek zaman alacak…

Bir defa hangi öneriyi getirirseniz getirin, hiçbirini uygulayamazsınız! Uygulamaya geçmek için siyasi gücün elinizde olması gerekir!

Şu önümüzdeki süreçte kimsenin böyle bir şansı olmadığına ve milli kimliğin bütün direnç odakları çökertilemese de etkisiz kılındığına, hatta “milliyetçi parti” bile kontrol altına alındığına göre herkesin veya her grubun, kendisini merkez kabul ederek, bulunduğu yerde insanları ikna etmeye çalışmasından başka çözüm yoktur. Çünkü siyasi partileri düzeltmek için zaman yoktur.

***

“Siyasi iktidarın hayata geçirmeye çalıştığı rejim değişikliği projesinin arkasında gerçekte ABD, İngiltere ve AB’nin de desteği var” mazeretine sığınmadan, fakat bunu bilerek, milli düşüncesine güvenilen aydınların fikirlerini takip ederek, yurt çapında bir hayır tsunamisi yaratılabilir. İş başa düşmüştür. Hiç kimseden yardım ve destek beklemeden, kendi gücünüze ve imkânlarınıza dayanarak çalışmak, bunu yaparken içten davranmak; hepsi bu!

Ve bu hayır tsunamisi, Türkiye’yi Türk vatanı olmaktan çıkarma projelerini bir defa daha tarihin çöplüğüne gönderecek güce ulaşabilir. Çünkü bu güç millette vardır.

Bunun için hiçbir vatandaşı ihmal etmeden, kimseye saygıda kusur etmeden, milli ve dini değerlerle de barışık mesajlar verilirse başarı kesindir. Ama burada ideoloji veya parti adına değil, milletin geleceği adına çalışmak esastır.

***

“Milletin seçtiği” denilen, gerçekte önseçimle gelenler dışında parti liderlerinin atadığı vekillerin çoğunluğu, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran “Gazi Meclis”in yasama yetkisini ve millete ait olan egemenliği bir kişiye teslim etmeyi onayladı! Amerika sessiz, Avrupa sessiz! Neden acaba? Ellerini ovuşturuyorlar da ondan! Artık, Türkiye’de sadece bir kişiyi ikna etmeleri yeterli olacak da ondan!

Peki, egemenlik, referandumla terk edilir mi? Komik bir durum. O halde gelin hep birlikte gülelim! Kahkahalarla gülelim! İş yerlerinde gülelim, okullarda gülelim, gazetelerde, televizyonlarda, sosyal medyada, sokaklarda, meydanlarda gülelim. Hep birlikte kahkaha atalım… İsteyen rahmetli Erol Taş gibi gülsün, isteyen rahmetli Kemal Sunal gibi isteyen rahmetli Adile Naşit gibi!

Cem Yılmaz gibi gülmek da var tabii…

***

“Kahkaha”larla gülmeyi, ne zamandır masaüstünde sakladığım bir haberden hatırladım. Geçen yıl Mart ayında Ankara’da bir alışveriş merkezinde “kahkaha yogası etkinliği” düzenlenmişti. Etkinliğe katılan kadınlar, daire oluşturmuş, diyafram kullanarak nefes alıp vermiş ve sonra kahkaha atmışlardı.

Yoga hocası Zeynep Ocak, kahkahanın hayata pozitif bakmayı sağladığını, nefes eğitmeni Bengül Arıkan ise beynin gülünce mutluluk hormonu salgıladığını söylemişti.

Etiyopya’da “kahkaha akademisi” kuran Belachew Girma, yaymaya çalıştığı kültürün kasları gevşettiğini, kalp kaslarını güçlendirdiğini, anksiyeteyi azalttığını söyleyerek, gelişmiş ülkelerin bu tip rahatsızlıkların tedavisi için çok büyük paralar harcadığını anlatmıştı.

Girma‘nın, okullarda düzenlediği ve Anadolu Ajansı tarafından görüntülenen “gülme seansları” da seyrettirilmişti. Girma‘nın seansa, “hu hu hu, ha ha ha” diye kahkahalar atarak başladığı,  öğrencilerin de önce onu taklit ettiği, ardından da bir kahkaha tufanı koptuğu görülüyordu.

Girma, “Bilim adamları için kahkaha ciddi bir iştir” diyordu!

***

Egemenlik de ciddi iştir; kanla elde edilmiştir, değil mi? O halde egemenliği ele geçireceklerini zannedenlere millet olarak kahkahalarla gülelim!

görsel: express.co.uk

 

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.