Nevra Ölçer / Anadolu ve Rumeli Medya
Gazetelerde, basında başlıklar görüyoruz son haftalarda. Seçim, referandum sözcükleri geçiyor. Huzurumuz kaçıyor, çünkü seçim sistemine hiç bir şekilde güvenmiyoruz.
Seçim sistemi bize Amerika’dan geldi. Onlar da aynı sorunlarla karşı karşıyalar. Yani eninde sonunda dünya üzerinde bu insan fikirlerini es geçme sistemi yürümez hale gelecek. Seçmenler huzursuzluk depoluyor, bu durumun önüne geçmenin tek yolu bu konularda her şeyin şeffaflaşması ve vatandaşların sisteme güvenir hale gelmesi. Ama dediğimiz gibi bu seçmene saygı ve üst düzey şeffaflık gerektirir. Ancak o zaman hallolur.
Kişileri kul olarak gördüğünüz zaman onların ne düşündükleri bir önem taşımaz. Hatta “bu ülkenin sorunu eğitimli kişiler” dersiniz, terfi alırsınız. Aslında kendi açınızdan problemi doğru teşhis etmişsinizdir. Neyse..
25 Ekimde bu sütunda “Demokrasi” başlıklı bir yazım yayınlanmıştı. Seçsis konusuna eğilmiştim. Çeşitli yerlerden “Tamam, peki . Bu problemi nasıl çözeceğiz?” şeklinde soruldu epey.
Bu soruyu ben kendime bir kaç yıl önce sormuştum.
Bu durumun ideal olan çözümü bütün partilerin mutabakatı ve kontrolü altında yerli bir seçim yazılımı oluşturulması ve kimlerin seçmen olabileceği gibi konuların da bu heyet tarafından şeffaflıkla belirlenmesi. Mesela ülkeye sığınan kişiler misafirimizdir, ama Türk vatandaşı olmaları için bir gereklilik yoktur. Ülkedeki dengeleri bozacak şekilde yabancı seçmen Türk vatandaşının istediği bir durum değildir. Hatta “istemiyoruz” denerek imza kampanyası başlatılmıştır. Gönül isterdi ki, hükümet de diğer ülkelerin hükümetleri gibi yapsın ve bu konularda belirsiz bir tavır alarak vatandaşların içini karartmasın. Buna da neyse diyelim.. Şimdilik..
Evet, bu soruyu bir kaç yıl önce kendime sordum demiştim.
Cevap bulmakla kalmayıp aktif de oldum.
Sn. Baykal Chp Genel Başkanı idi. Bir tanıdık vasıtası ile kendisi ile çok kısa bir görüşme yapmak olanağı buldum. Bu konuda (seçim yazılımı) söyleyecek bir şeyim olduğunu kendisine ilettim. Beni İstanbul milletvekili Sn. Algan Hacaloğlu’na yönlendirdi. Kendisi o zaman partide bu konularla ilgilenen kişi imiş. Sn. Hacaloğlu’na durumu ve bu konudaki düşüncelerimi anlattım. Yanımızda bilgiişlem müdürü bir hanım da vardı. 45 dakika konuştuktan sonra bana “yok böyle bir konu” dedi. Üzgün bir şekilde oradan ayrıldım. Chp milletvekili bir akrabam da o sırada Meclis’te idi. Kendisine durumu anlattım. O da bana aynı minvalde telkin yaptı. Yanıldıklarını biliyordum. Üzüldüm.
Benim düşüncem şuydu: Eğer mevcut yazılım konusunda bir şey yapılamıyorsa, o zaman birileri alternatif olarak bu işi yapsın. Yani birileri sıfırdan bu oyları kendileri saysın. O zaman sayımda hata yapılan yerlerde yasal süresi içinde itirazlar yapılabilir ve bu hatalar yakalanabilir.
Bir süre sonra, herhalde aklın yolu bir, bu nedenle, bu söylediğim oldu. Gazetede Chp’nin 13. katında bir seçim işleri ofisi kurulduğu ve Sn. Emrehan Halıcı’nın bu işin başına geçtiğini okudum. Chp bir seçim yazılımı oluşturdu ve oyları alternatif saydı. Bu seçimde, çoğu kişi için sürpriz olarak, bir çok yerlerde anında itirazlar yapıldı ve sonuçlar bir sürü yerde düzeltilmek durumunda kaldı. Olağanüstü güzel bir durum oldu.
Geçen yazımda da belirttiğim üzere seçim yazılımı oluşturmak yapılabilir bir iştir ve olağanüstü bir bütçe gerektirmez. Ve ayrıca: Chp’nin elinde ülkemiz için oluşturulmuş olan bir seçim yazılımı vardır!
Ancak bir süre sonra Sn. Halıcı’nın partiden ayrıldığını okudum. Neden, hiç bir fikrim yok, ama bu yazılımı oluşturan ekibin başında olduğu için bu haberi olumsuz algıladım.
Sonra Oy ve Ötesi diye bir oluşum ortaya çıktı. Onlar da bir seçim yazılımı oluşturdular ve oyları saydılar. Yani şu anda ülkemizde şüpheli Seçsis dışında, seçimlerde resmen kullanılabilecek durumda, iki ayrı seçim yazılımı mevcut. Ben şahsen, kendim bağımsız milletvekili adayı olarak seçimlere katılıp da Oy ve Ötesi’nin bağımsızları saymadığını görünce çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Bu sadece kendim adına değildi. Güvendiğim sistemin bu yaklaşımını görmek beni müthiş üzmüştü. Bu yanlış bir işti, ve ülke için bu kadar önemli bir konunun kontrol mekanizmasında yanlış olmaması gerekiyordu.
Ülkenin en büyük muhalefet partisi olarak bu işi Chp’nin yürütmesi muhakkak ki daha uygundur. Ancak son seçimlerde ben Chp’nin bu konuda aktif olup olmadığı konusunda bir şey duymadım.
Sonuç: Çözüm aranıyorsa, ve Seçsis şeffaf olmamaya devam edecekse, oy sayma işi Chp’ye düşmektedir. Bu Chp için seçenek değil, hayati önem taşıyan vazifedir. Ve gerekiyorsa, bu vazifenin yürütülmesi sırasında Chp’ye destek vermek de hepimizin ülkemize en büyük borcudur.
Bütün bunlar tabii eğer Chp “Yetti bu şaibeli sisteminiz, adam gibi bir yazılım oluşturulmazsa biz yokuz” dememeye devam etmesi durumundaki davranış şeklidir.
