Reklam alanı

´Ermenistan, Azerbaycan´ın belli bölgelerini işgal ederek, ölümlerin dışında yüzbinlerce insanın mülteci olmasına sebep oldu. Bunun üzerine Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 3 Nisan 1993 tarihinde Ermenistan´a açılan Doğu Kapısını Bakanlar Kurulu kararıyla kapattı. Tüm dünyada, özelliklede Ortadoğu ve Türkiye´de faaliyet gösteren Ermeni diasporası Türkiye´deki faaliyetlerini yoğunlaştırıp; Güneydoğu, Doğu Anadolu ve Kafkasya bölgesinde derin bir yapılanmaya giderek, çalışmalarını hızlandırdı.

Merkezi Lizbon´da bulunan zengin bir Ermeni vakfı olan, GULBENKYAN Vakfının bu çalışmalara büyük destekler verdiği basın ve yayın organlarında dillendirildi. Faaliyetlerini dini, kültürel ve sosyal alanlarda yürütmekte olan Ermenistan diasporası ve onların kontrolünde bu çalışmalara destek veren kurum ve kuruluşlarla, özel ve tüzel kişilikler bölgedeki Doğu ve Güneydoğu etnisite hareketlerini yönlendiren entelijansiyaden de destek alarak emellerine ulaşmaya çalıştılar.

1993 yılından bu yana, Doğu Kapısı´nın açılması için yurt içinde ve yurt dışında lobiler oluşturan diaspora; Kafkasya´ya açılan bir kapı olarak Kars´ı merkez ittihaz edip, Hıristiyan misyonerlerini değişik isim ve sıfatlarda bu bölgeye yönlendirdi.  Özellikle Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya, Amerika ve Ermenistan´da oluşturulan lobilerin etkili şahısları ve içeride işbirlikçileriyle Kars üzerinde birçok projeler ve sinsi planlar yaptılar. Bu lobilerin söylemleri “Kars´ı Kafkasya bölgesinin çok kültürlü ve çok etnik gruplu bir yeri haline getireceğiz.” şeklinde idi.

Söz konusu söyleme bağlı olarak Kars´ta “restorasyon” adı altında, başta Anı Antik Kenti olmak üzere, kültür varlıklarının istismarı, turizm, ticaret ve ekonomi bahanesiyle, barış söylemi adı altında geniş çaplı bir Ermeni propagandası yaptılar ve yapmaya da devam etmektedirler. Ülkemiz içindeki bu propagandaya, tüm dünyada soykırım iddiasıyla Türk düşmanlığı propagandası eşlik etmektedir. İşte son günlerde Almanya parlamentosunun aldığı karar ve 1 Milyar 200 milyon Katolik´in ruhani lideri Papanın Ermenistan´a gelerek soykırım ifadesini kullanması örneğinde olduğu gibi.

Kars´ta yapılan kültürel ve mimari restorasyonun organizasyonunu Yahudi ve Cizvit papazları, Amerikalı Kültürel Finans Kurumlarının başındakiler, turizm, emlak sektörü, ABD´liler, Dünya Bankası temsilcileri oluşturuyor. Bunların bütün dünyada yaptıkları ortada. Bu fonun Türkiye´deki ortaklarına ve yerel işbirlikçilerine, gittikleri her yeri karıştıran kurum ve kuruluşlar destek vermektedirler. Son derece girift ve karmaşık bir ilişki. Niyeti, menşei, geçmişi, geleceği belli olan bu topluluğun Kafkasya´nın incisi olan Kars´a bu büyük ilgilerinin sebebini bilmekteyiz.

Ermeni diasporasının Kars´a bakışını bu afiş ortaya koymaktadır.

İpekyolu Strateji Merkezi Başkanı ve Dünya Karapapak Türkleri Birliği Başkanı Sayın Seyfullah Türksoy´un Türkiye kamuoyuna kısa bir zaman önce açıkladığı “Kars´ta İkinci Ucube Vakasının” yankıları devam etmektedir. Ebu´l Hasan Harakani Külliyesi içerisinde ve etrafında yapılan yanlış işler “Tarihi Dokunun Korunması projesi” adı altında yapılmıştır. Bu projenin ortakları vardır. Bu projeden kamuoyunun yeterli anlamda bilgisi yoktur. Yirmi beş yıldan beridir Ebu´l Hasan Harakani Külliyesi ve Kars´ın milli ve manevi kültürüne katkıda bulunan, halkı kendi öz değerleriyle tanıştırmak, buluşturmak ve kaynaştırmak üzere, Devletimiz ve Milletimizle inşa ve kültürel faaliyetleri yürütmekte olan Seyyid Ebu´l Hasan Harakani Vakfı bu projenin dışında bırakılmıştır. Oysa Harakani Vakfının “Selçuklu ve Osmanlı Mirasının Korunması Projesinin” ikinci aşaması hazırlıkları yapılırken, bazı görünmez eller devreye girmiş, alelacele “Tarihi Dokunun Korunması Projesi” ortaya çıkartılarak uygulanmaya başlanmıştır. Bu Vakfın Başkanı olan bendenizi çeşitli yalan, iftira ve tezviratlar la Evliya Camii imamıyken Van- Erciş´e sürgüne göndertmişlerdir. Devletimiz yeniden beni görevime iade ettiği halde baskı yaparak emekliliğe zorlamışlardır. Bu proje içerisinde yanlışlıkların olduğunu, tarihi dokunun bozulacağını, tarihi eserlerin tahrip olacağını kendilerine defalarca telkin etmemize rağmen bizi dinlememişlerdir. Bu hususta Devlet büyüklerimize yalan, yanlış ve eksik bilgiler verilmiştir. Evliya Camii ve Kümbet Mescidi önüne hiçbir kültürde olmadığı halde tuvaletler yapılmıştır. Kümbet Mescidinin önündeki Osmanlılar zamanında yaptırılan tarihi duvar yıktırılmış, oysa 1882 yılında Kars´ın işgalinde Ruslar tarafından yapılan ihata duvarı korunmuştur. Osmanlı Evi ve Hasan Harakani Türbesi önüne ne olduğu belli olmayan barakalar yaptırılmıştır. Kümbet Mescidi ve Evliya Camii bahçesinde bulunan Sarıkamış çamları, himalaya ladinleri ve bütün yeşil alanlar yok edilmiştir. Evliya Camii bahçesini Roma mimarisi olan bir arenaya benzetmişlerdir. Külliyenin Ebu´l Hasan Harakani, Sultan Alparslan, Yavuz Sultan Selim ve Lala Mustafa Paşa isimli kapılarını yıkma girişimlerinde bulunmuşlardır. Harakani Hazretlerinin manevi ruhaniyetini incitenlere sesleniyoruz. Yanlışı yanlışla, yalanı başka bir yalanla kapatamazsınız. Güneş balçıkla sıvanmaz. İftiralarla bir yere gidemezsiniz. Tarih, kendi kültür ve mukaddesatına, inançlarına ve öz değerlerine sahip çıkmayanları asla affetmez.

Bu yazı gerçekleri anlatacağımız bir başlangıçtır. Daha derin ilişkileri, bu bölgede ve bu şehirde yapılan ve yapılmak istenenleri biliyoruz ve açıklayacağız. Din, Devlet ve Bayrak düşmanlarının ne yapmak istediklerini, sinsi planlarını bütün çıplaklığı ile ortaya koyacağız.

Ey Kars şehrinde yatan Şehriyar (Ebu´l Hasan Harakani),  nihan gelip sana mihman olacaktır.

marmarahaber