anadoluverumelimedya.com

Koruculara sahip çıkın

Burhan Ayeri / yeniçağ

Reklam alanı

Tendürek’ten gelen haber, bayramın en acı verici saldırısı oldu. Doğubayazıt kökenli korucuların 7’si ilk anda şehit edildi. Askerleri buna ilave edince üzüntümüz katlandı. Yakın tarihe bakmakta yarar var. Ak Parti içinde, bakan seviyesinde bazı isimlerin, dönemin Başbakanı Erdoğan’a uyguladıkları baskıyı hatırlıyorum; “Kaldırılsınlar”. Az daha da amaçlarına ulaşıyorlardı. Bunlardan biri hâlen hükümette. “Yakında silahlarını teslim edecekler” şeklinde demeç veren diğeri parti değiştirdi. Milletvekilliği devam etmekte. O günlerde kendi adıma “aman ha, sakın ha” diye yazanlardandım. Bu yanlış karara Allah için en büyük direnişi Mehmet Ağar göstermişti. 15 Temmuz gecesi ortaya çıkan binlerce melunu görünce korucular içindeki birkaç hatalı iş yapmış olanı doğal karşılamalıyız. Tamamına yakını Devlet‘ten yana. Ali Öncü kardeşim sayesinde Şenobalı Hazım Babat‘ı ve onun liderliğindeki Babat Aşireti’ni tanıma imkânı buldum. Ay-yıldızlı bayrağımız için yıllar yılı çarpışıyorlar. PKK ise koruculuğu bırakanların dahi peşinde. Daha 4 gün önce, koyun güderken katledileni hatırlayın. Evleri basılanlar, oğulları katledilenler meydanda. Aldıkları üç kuruş. Ellerindeki hem Devlet’i hem kendilerini koruyan silahları müsadere etmek ne demek? Kaldı ki var olma mücadelemiz uzun yıllar sürecek.

ABD başta, pek çok müttefik geçinen, bölücüleri her anlamda destekliyor. Daha önce de sormuştum; “DEAŞ işgal edip sonra yerini PYD’ye terk ediyor. Bu tesadüf mü?” Oyunun senaryosu yazılalı 70 yıl oldu. Baksanıza Ankara’daki büyükelçilerine. “Atanmış genel vali” havalarında. İlaveten bizim entel-dantellerimiz var. Onlar da iki koldan çalışıyor. “Federasyoncular” bir yanda, “bölgeyi kesip atalım” diyenler diğer tarafta. Gerçek vatanseverlere düşen görev, korucularımıza sonuna kadar sahip çıkmaktır.

Geleceğin okulları

Millî Eğitim Bakanlığı, çağın meslek liselerini açmaya hazırlanıyor. Medya, her zamanki gibi olayın öneminin farkında değil. Haber geçiştirildi. Kısaca toparlarsam bu liselerde ilin ihtiyacına göre alan belirlenecek. Torna tesviye seçildiyse, o bölümü tamamlayana “makine, motor ve metal” gibi en fazla üç dalda müfredat uygulanacak. Televizyon başta beyaz eşya tamirciliğini listeye ekleyebiliriz. Zaman içinde kıymetlenecek bu meslek liselerini bitirenlerin geleceği parlak. Şöyle çevrenize bakın ustalaşmış elektrikçiler anahtar değiştirmeye gelse -basit işlem- 30 lira alıyor. Doktorların muayene ücreti gibi.

Dışarıdan örnek

Hüdai Yavalar’ı Amerika’da tanıdım. Darüşşafaka Lisesi mezunu. Yani yetim. DAÇKA’da basketbol da oynamış biri. Kendi benzetmesiyle “Patates mühür”le -sahte vize- Amerika’ya giriyor. İnşaatlarda çalışırken Georgetown Üniversitesi‘ni bitiriyor. İnşaat mühendisi diplomasını alınca kafasındaki planı genişletiyor. Washington’daki tüm “fast food” kuruluşlarının tamir işlerini üstleniyor. Ben oradayken birkaç ‘condimum’un -site- sahibi olmuştu. Yeni evlenmişti. Öğretmen olan eşi Mirat‘ı Kadıköy’de bulup evlenmişti. Erkek çocukları oldu; adını Ata koydular. Hüdai bir de dernek kurdu Ata-Der. Lobi oluşturuyor. Her konuda Türkiye’nin haklarını savunuyor. Yavalar, Darüşşafaka ve Georgetown gibi önemli yerlerden diplomalı. Köşeyi ise küçük işlerden başlayıp, büyüttüğü “tamircilikten” döndüğünü saklamıyor. Bu yaşta hâlâ sabahın köründe beton dökmekte. Zaten Washington’a geldiğinde ilk işi de bu olmuştu.

Müşterek dostlarımızdan biri “Hüdai bizi Four Seasons’a götür” -kentteki iki önemli bardan biri- dedi. Yavalar’ın cevabını aynen yazıyorum; “Orada içki içmek tamircilerin tekelinde”! Bu cümleyi biraz açmak istiyorum. Amerika’da soygunculara tamirci diye takılıyorlar. Televizyonunuz arıza mı yaptı, yenisini alın daha iyi. Kimi Hollywood yapımlarını izlediyseniz örneklerini görmüşsünüzdür.

Bir başkası

Sony’nin Amerika distribütörü Erol’s. Kendisini tanıdım. Türkiye’den gelişini, kardeşleriyle televizyon tamirciliğine başlayışın öyküsünü anlattı. “Amerikalının 150 dolar istediğini, biz 15 dolara yaptık” dedi. Sonuçta müşteriye yetişemez hale geliyorlar. En çarpıcı lafı ise “Japonları biz bulmadık. Onlar araştırma yapmışlar. Gelip teklif yaptılar” oldu. O dönem muhteşem bir villada eski İsveç güzeliyle yaşıyordu. Alın size bir tamirci eskisi daha.

Avustralya için, inşaat sektörü başta “işçi cenneti” derler. Kalıp döken birinin aldığı aylık ücret 5-6 bin Avustralya dolarıdır -ABD’ninkinden değerli-. Hele mesaiye kalınırsa para ikiye katlanır.

Kişisel kanım, MEB‘in son çalışması insanlara sınıf atlatacak. Osmanlı’dan kalma “kızlar katibe verilir” dogması yıkılıp gidecek.

yeniçağ

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.