anadoluverumelimedya.com

‘Efendisi olan bir hakimliktense gider avukatlık yaparım’

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin tasfiyesinin önünü açan düzenlemenin felaketin başlangıcı olduğunu ve akılla izah edilemeyeceğini söyledi. Yargıtay 8. Daire üyesi Mustafa Ateş de, ”Efendisi olan bir hakimliktense vazgeçebilmeyi göze alıyorum. Gerekirse gider avukatlık yaparım.” dedi. Sert eleştirilerin yöneltildiği düzenlemeye ilişkin görüşler şöyle:

KORKMUYORUZ

Reklam alanı

Mustafa Ateş (Yargıtay 8. Daire Üyesi): Düğmesi, iliği ve cebi olmayan bir cübbem olacağı inancıyla hakim olarak göreve başladım. Bugüne kadar da cübbemi kimsenin önünde iliklemeye çalışmadım. Bundan sonra da, görevde kalırsam eğer, böyle yaşamak istiyorum. ‘Özgürlük vazgeçebilmektir’ diyor ünlü bir düşünür. Ben de efendisi olan bir hakimliktense vazgeçebilmeyi göze alıyorum.

Beklentim yok. Korkmuyorum. Çekinmiyorum. Gerekirse istifa eder, avukatlığa geri dönerim.

İPTAL DAVASI AÇILMALI

Mahmut Kamacı (Yargıtay Üyesi): Anamuhalefet partisi, yasa yürürlüğe girmeden iptal davası açmalı. Bu düzenlemeyle, herhangi bir idari işleme gerek kalmaksızın üyeliklere son verilecek. Yüksek yargı üyeleri, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunabilir. Anayasa Mahkemesi ‘yasama işlemleri hakkında bireysel başvuruya gidilemez’ derse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de gidilebilir. Ama bu AYM için ucuz bir çözüm olur.

HUKUK DEVLETİNDEN UZAKLAŞIYORUZ

Yusuf Ziya Arıcan (Yargıtay Üyesi): Bağımsız tüm kurumlar gibi şimdi de yüksek yargı biat ettirilmek isteniyor. Hızla hukuk devletinden uzaklaşıyoruz. Yüksek yargıya üye seçilince özgürlüklerin artacağını tahmin ediyordum. Fakat baktım ki üyelerde başka endişeler gelişmiş. Çocuklarının iş kaygısı, torunlarının iş kaygısı… Herkes bir yerlerden bağlanmış arkadaşlar, herkes. Gerçekten çok üzülüyorum. Yasama organı bu gücü paylaşmak istemiyor. Anayasa’da açıkça yazıyor, ‘Yargı Türk milleti adına karar verir’. Buna tahammül edemiyorlar. Bir olmak, bununla mücadele etmek durumundayız.

FELAKETİN BAŞLANGICI

Metin Feyzioğlu (TBB Başkanı): Konu sistemin çökertilmesidir, sadece hakimlerin azledilmesi değil. Yargıdaki kanun dışı yapıların ayıklanmasının yolu hakimlerin tümünün azledilmesi değil. Bu bir felaketin başlangıcıdır. Azledilecek hakimlerin yerine 5 gün içinde atanacak hakimlerin de bir başka kanunla azledilmeyeceğinin garantisini kim verecek. Bu, bal gibi yüksek yargının yasama organına bağımlı hale gelmesi değil midir? ”

YARGITAY VE DANIŞTAY BAŞKANI İSTİFA ETMELİ

Ümit Kocasakal (İstanbul Barosu Başkanı): İstifa diye onurlu bir metot var. Danıştay başkanının derhal istifa etmesi gerekiyor. İlik ve düğme bulunmayan cübbeyi iliklemeye yeltenmiş bir kişinin orada bulunmaması lazım. Aynı şey Yargıtay Başkanı için de geçerli. Artık güveni yitirdiler. Yüksek yargı, yaptıkları ya da yapmadıklarıyla yüksek olur. Sadece önündeki şekli sıfatla değil. Yüksek yargının Cumhurbaşkanı’yla yurt gezilerine katılma, çay toplama gibi bir görev ve yetkisi yoktur.

YÜKSEK YARGIYI PAKETLEME KANUNU

Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu: Bu (yasa değişikliği) bir başka ifadeyle ‘yüksek yargıyı paketleme kanunu’ olarak da nitelendirilebilir. Ve bu tür bir paketlemeye askeri rejimler bile cesaret, cüret edemedi. Anayasa Mahkemesi, geriye doğru karar alabilir. Bunun örnekleri de var. Bütün bu hukuksal açıklık karşısında, eğer böyle bir yasa Meclis’ten geçerse bunun sorumluluğu, bu yasayı çıkaranların üzerinde olacak. Bu kişiler, tarihte kara bir leke olarak görülecekler.

ANAYASA MAHKEMESİ’NİN HÜKMÜ GERİYE YÜRÜR

Prof. Dr. Erdoğan Teziç (Eski YÖK Başkanı): Bu, ‘boşalt doldur’ kanunudur. Amacı, yüksek yargıda tasfiyedir. Muhalefet partisi kısa bir dilekçeyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmalıdır. AYM’nin kararları geriye doğru yürür.”

Kaynak: Yarına Bakış

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.