anadoluverumelimedya.com

Demek ki Genelkurmay Başkanı terörist değilmiş

Bülent Esinoğlu

Reklam alanı

“Genel Kurmay Başkanı terörist değilmiş” cümlesini kurabilmek için iftiranın atıldığı günden bu yana, dokuz yıl geçmesi gerekiyormuş.
Ergenekon Davasının Yargıtay sonuçları açıklandı.
Amerika’nın taleplerine direnen, ordu komutanları, parti başkanları, Kemalistler ve yurtseverleri, etkisizleştirmek için, Silivri zindanlarına hapsedilmişlerdi.
Özgürlüklerinden ve hayatlarından yıllar verdiler.
Düzmece mahkeme kararlarıyla, PKK’lı tanıklarla Türk ordusunu etkisizleştirmek istediler.
PKK’yı tanık, Türk ordusunu sanık yaptılar.
Elbette bu olayı açıklamak için bir iftira sözcüğü yetmez.
Asrın komplosu demek daha doğrudur. Çünkü komplo Türk ordusuna karşı tertiplenmişti.
Mahkeme süreçlerini bizzat yerinde izledim. Mahkemeye hakaretten yargılandım.
PKK elemanlarının nasıl da güzel şahitlik ettiğine, gözlerimle tanık oldum.
Silivri’deki duruşmalardan birinde; Doğu Perincek, Mahkeme heyetine şöyle sesleniyordu. Amerika’yı kast ederek, “komplonun nereden geldiğini ve nereye yönelik olduğunu biliyoruz. Gladyo adına bizleri yargılayanlar, bir gün bizim yattığımız Silivri ranzalarında yatacaklar.”
Şimdi o süreci yaşıyoruz. Bir tek farkla; sahte belge hazırlayanlar, yalan-dolan iddianame hazırlayanların önemli bir kısmı yurt dışına kaçtı.
Yaşıyoruz, yaşamasına da, bu yargılama sürecinde kaybettiklerimiz var.
Sadece kaybolan hayatlar değil.
En büyük zararı Türk ulusu üslendi. Sonra ordu komutanları ve subayları ceremesini çekti.
Ordumuz, yargılama süreci devam ederken de, süreçten sonra da, hep tedirgin yaşadı. Görevlerini yerine getirmekte tereddütler yaşadı. Morali bozuldu. Alt üst komuta kademesinde güvensizlikler oldu.
Yargıtay’ın bu kararıyla şu ortaya çıktı ki; Ergenekon diye bir terör örgütü yoktur. Ordunun tepesinde, tepinmenin bir alemi yoktur.
Kaderin bir cilvesi olsa gerek; Terörle mücadelenin neme nem bir şey olduğunu anlayan siyasi iktidar, şunu yapmaya karar vermiş; Terörle mücadele etmek için ordunun daha üst yetkilerle donatılması gerekir.
Terörle mücadele edenler, görevlerinden ötürü yargılanmasın diye; TSK Yasal Koruma altına alınıyor.
Ergenekon Tertibinde olduğu gibi, gene bir iktidar çıkıp da, niye PKK terörünü ezdiniz demesin diye…
Sene 1826, Sultan II Mahmut; İngilizler Yeniçeri Ocağının kapatılmasını istedi.
Ele geçirilen üst düzey Yeniçeri komutanları, sadrazam tarafından yargılanarak boğduruldu ve cesetleri Sultanahmet Meydanı’ndaki Çınaraltı’na gömüldü. Bu olayların sonucunda 6.000 kişi öldürüldü, 20.000 kişi de sürgüne gönderildi. II. Mahmut daha sonra Yeniçeri Ocağı’nın kaldırıldığını, bir fermanla halka bildirdi.
Osmanlı sevdası ile sevdalananlarda, ordu ile cebelleşmek adettendir. Lakin bu tutum, ne anlayışın sahiplerine, ne de milletimize bir hayır getirmemiştir.
Yeniçeri Ocağı ile hırlaşma ve kapatılmasının hitamında, kurulan yeni ordu, İlk büyük yenilgisini, 1877 Osmanlı Rus Harbinde aldı.
Elbette başka sebepler de vardı. Ancak, deneyimler ve kurumları modernize etmek için ille de Batı ile işbirliği yapmak gerekmez.
Emperyalizmin, üniter ulus-devleti parçalara ayırmak istemesinin asıl nedeni; çokuluslu şirketlerin çıkarlarını genişletmeye yöneliktir.
Ulus devletin savunanı ordudur. Orduyu parçalamadan ülkeyi parçalayamazsınız. Büyük Kürdistan’ı da kuramazsınız.
Amerika’nın Türk ordusu ile alıp veremediği budur. Hem Mehmetçiğin kanını kullanmak için işbirliği yapar, hem de orduyu güçsüz bırakmak için elinden geleni ardına koymaz.

 

ulusalkanal

About armadmin 9322 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.