anadoluverumelimedya.com

CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi Mustafa Ali Balbay Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Atilla Olçun’un yaptığı konuşmayı TBMM’ne taşıdı.

Balbay, Eğitim-Bir-Sen sendikasının Milli Eğitim Bakanlığı üst katlarında kabul gördüğünü, pek çok atamada bu sendikanın üyeliğinin belirleyici olduğunu vurgulayarak, “başta Karaman olayı olmak üzere eğitimin pek çok sorunu görmezden gelinip, eğitim sisteminin köklerine saldıran ve kendisine sendika diyen çağ dışı bir anlayışla karşı karşıyayız. Üsluba bakınca sanki sözde sendikanın kendisini Milli Eğitim Bakanlığı sicil amiri gördüğü ortaya çıkıyor.” diye konuştu.

Reklam alanı

Sendikanın Milli Eğitim Bakanlığı üzerinde bir vesayet mi kurduğunu sorgulayan Balbay, Bakan Nabi Avcı tarafından yazılı olarak yanıtlaması istemiyle vermiş olduğu soru önergesinde şunları ifade etti:

“Atatürk dönemi eğitim çalışmalarına genel olarak baktığımızda; eğitimin milli olması, eğitim öğretim birliğinin temel alınması, milli eğitim sisteminin bilime dayandırılması, laikliğin esas alınması, eğitimin yaygınlaştırılması, kadınların eğitimine eşit biçimde önem verilmesi, uygulamaya da önem verilmesi, öğretmenlik mesleğinin cazip hale getirilmesi gibi ilkeler ön plana çıkar.”

Atatürk bu temel ilkeleri birçok kez ifade etmiş, “Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder” diyerek en açık bir şekilde ortaya koymuştur.

Balbay önergesinde sendika yetkilisinin konuşmasında; “yaklaşık 100 yıl boyunca bu ülkenin özellikle de eğitim alanında sirayet etmiş Kemalist ruhu, Kemalist ideolojiyi müfredatımızdan ciddi bir şekilde arındırıp medeniyet değerlerini içselleştirmiş bir müfredatı bu ülkenin en büyük sivil toplum teşkilatı olarak ortaya koymamız gerekiyor.  Bakanlık ve siyaset üzerinde ciddi bir baskı unsuru olarak da bunu takip edip üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor ve inşallah içimize yolculuk konusunda da ulaşabileceğimiz bütün alanlara ulaşıp bu mücadeleyi sürdüreceğiz.” sözlerini hatırlatarak şu sorularına yanıt istedi:

1. Atatürk dönemi eğitim için ortaya konan ilkeler ile bahse konu toplantıda dile getirilen rahatsızlıklar açısından bakanlık olarak bir değerlendirmeniz olacak mı?

2. Bakanlığınızın uygulamış olduğu müfredat neleri içermektedir ki sendika yetkilisi rahatsız olmuştur?

3. İlgili sendikanın Bakanlığınıza müfredat ile ilgili bir şikayet, telkin ya da tavsiyesi olmuş mudur? Nedir?

4. Bahse konu sendika yetkilisinin konuşmasında “… Bakanlık ve siyaset üzerinde ciddi bir baskı unsuru olarak da bunu takip edip üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor “sözlerinden ne anlamalıyız?

5. 19. Milli Eğitim Şurasında tavsiyelerini dikkate aldığınız bu sendika bakanlığınız üzerinde bir vesayet mi kurmuştur?

6. AKP iktidarları döneminde 5 ayrı kişinin Milli Eğitim Bakanlığı yapmış olması ve çokça uygulama değişikliği yaşanması eğitim öğretim kalitemizi nasıl etkilemiştir?

duzgunhaber

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.