Amerikalı savcı
“Koyunlardan oluşan bir ulus kurtlardan oluşan bir hükümete yol açar”.
Amerikalı savcı böyle demiş. Hint kökenli. İsmi Preet Bharara.
Böyle bir tweet atmış bir ay önce. Şu anda sosyal medyada her yerde karşınıza çıkıyor.
Benim de karşıma çıktı. Bu tweet ile bakıştık.
Zorlayıcı bir ifade bu. Birbiri ile savaşan zıt hislerle doldu içim.
İfade ilk bakışta doğru gibi duruyor. Ama bir yandan da doğru olmadığını hissediyorum. Ancak neresi doğru değil, düşünmem gerekiyor.
Bu laf bir ay önce, daha doğrusu, 8 şubatta söylenmiş.
Burada Türkiye kelimesi geçmiyor, ama herkes, bugünkü paylaşımlara da baktığımızda bizim kastedildiğimiz konusunda hemfikir.
Peki, o zaman bu varsayımdan hareketle soralım:
8 şubatta Sn. Bharara böyle bir tweet yazmak ihtiyacını neden hissetti?
2 eski Amerikan Büyükelçisi de aşağı yukarı bu günlerde “Erdoğan istifa etsin” demişti.
Zarrab’ın ortağı Zencani İran’da idama mahkum edildi. Bu, korku salması kesin bir olaydı. Yani Zarrab’ı bir önlem almaya teşvik edeceği açıktı.
Erdoğan da, yine aynı günlerde, “Ben gidersem devlet yıkılır” dedi.
Yani, bu konuların hepsini bir araya getirirsek, 17-25 Aralık olayları kaldığı yerden devam ediyor gibi duruyor.
Ama benim takıldığım konu bu değil.
Koyunlar ve kurtlar meselesi, ve de bu lafı söyleyenin kim olduğu.
Bir kere şuradan başlayayım:
Biz doğaya yakın bir ulus olarak kurtları ve çakalları birbirinden ayırırız. Aynı değillerdir. Aynı davranış özelliklerini de göstermezler.
Koyunlara gelince: Ben seçim sonuçlarına inanmıyorum. Bu nedenle halkın hiçbir şeyden haberi olmadan koyun gibi gidip hep aynı kişileri seçtiğini düşünmüyorum. Bu nedenle de neredeyse sabah akşam seçim yazılımı konusunda uyarı ve hatırlatma yapıyorum.
Ayrıca, buradaki koyun lafı doğru kullanılmış desek bile, ülkenin bu duruma uzun yıllardan beri yapılan emperyalist planlar sonucu sürüklendiğini biliyoruz. Bu nedenle “koyunlar” diyerek bir aşağılanmadan bahsedilecekse, bunu yapanın bir Amerikalı savcı olması bana çok yanlış gelir.
Ülkede Reza Zarrab’ın tutuklanmasının yarattığı büyük sevince bakınca da, Türk hukukçuları sağlam durmayı başarabilselerdi keşke diyorum. Ülkenin kendini varolan sistemde yeterince koruyamadığını ne yazık ki görmüş bulunuyoruz. Benim beklentim, bütün bu zayıf noktaları net olarak görme imkanı bulmuş olan hukukçularımızın gerekli sağlamlaştırma projelerini hazırlıyor olmalarıdır.
Bu son zamanlarda adı geçen yeni anayasa girişiminin tam tersi bir çalışma olacaktır.
Nevra Ölçer
