anadoluverumelimedya.com

“Tohum Takas” ve “Yerel Atalık Tohumlar” için kötü haberler.!!!.

“Tohum Takas” ve “Yerel Atalık Tohumlar” için kötü haberler.!!!.

Reklam alanı

Yasaklama Kapıda..!!!

Ankara’da olmanın bürokrasinin ve politikacılara yakın olmanın dolaşan fısıltı ve haberlere daha erken ulaşmak gibi bir avantajı vardır.

Haberler görevden alınanlardan ikinci ağızdan.

Görevde iken sesizlik yemini mi etmişlerdi?”

Neyse;
Konular çeşitli, hepsi tarafımdan not alındı.

Dolaylı olarak Tohum Takas etkinliklerini de işlevsizleştirecek ilk adımlar atılıyor.

“Takas edilecek tohumlara sertifika zorunluluğu getiriyorlar.!”

2014 de bir çalışma yapmışlar, ertelenmiş.

“Akil Kişiler Kurulu Toplantıları” başlıyormuş yakında.

Nedir ne değildir pek anlamadım bunu.

Kürt Açılımı gibi değidir umalım.

Öyle çok direnç olursa eğer kollektiflerden, platformlardan, derneklerden, sicil toplum oluşumlarından falan ;

– Tamam biz takas etmeyin demiyoruz. Edebilirsiniz!!

Sadece, “Takas edilecek tohumlara sertifika zorunluluğu getiriyoruz”.

Ne bilelim sizin GDO lu tohumları takas etmediğinizi? Ne bilelim yerel mi hastalıklı mı?
Türkiye’nin bir ucundan diğerine tohum, fidan payaşıyorsunuz,!!
Virüsleri yayıyorsunuz.!
(Nematodlar, BAKTERIYEL PATOJENLER, virüsler,)

Köylerdeki çalışmaları “İl Özel İdareleri” ve “Muhtarlar” halledecekler.

Öyle Sayın Prof. Dr. Tayfun Özkaya’yı alıp etkinlik falan düzenlemek yok artık.

“Muhtar” karar verecek hangi tohumları takas edeceğinize.!!

Şimdi neden bunu yapıyorlar?
Kimler planlıyor ve düşünüyor?

2023 planlamasında 14 milyon hektar toplulaştırma ve 1 milyon ton “tohum” üretim hedefi var Bakanlığımızın.

“Topraksız tarım, havza bazlı tarım, ekolojik tarım teknolojilerinin “hepsi şirketlerce uygulanabilirliğe göre düzenlenmiş, Köylü beceremezmiş.

Ormanın ve doğanın kullanımında da köylü vahşi davranıyormuş.

Doğal Kaynakların ve yaban hayatın değerlendirilmesi köylülerce bilgisiz yapıldığından bunu Yüksek ölçekli platform teknolojileri – Biyoteknoloji – Rekombinant DNA teknolojileri olan şirketlere vermekten başka çare yokmuş.

Tarımsal desteklerde “parsel/işletme bazlı destekleme” sistemine geçiliyor.
Bilenler bilir bunun ne anlama geldiğini ayrı bir başlık. Tek başına bu bile konunun köylü için vehametini açıklar nitelikte,,

“Zannediliyor ki tarım geleneksel bir sektördür, tarımda çalışanlar kırsal kesimde yaşayan köylülerdir. Hayır, tarım şu anda küreselleşmenin ve küreselleşme içinde süregitmekte olan varoluş mücadelesinin ve stratejik savaşların en temel sektörüdür.”

Biyoteknoloji başta olmak üzere gen teknoloji alanında vaktinde rekabet gücünü gösteremeyen ülkelerin, sanayi devrimi dönemini yakalamayıp rekabette geri kalan ülkelere benzeyecektir.

Biyoteknoloji başta olmak üzere gen teknoloji alanlarındaki rekabet gecikmesinin ülkeleri sadece tarımda değil bütün bir ekonomideki gecikmeyle karşı karşıya bırakacaktır.” Kim söylemiş?

Bizim platformumuzda siyaset yasak.
Yasak ama bu emirleri, yani tüm bu olanların bir karar vericisi var.

O kadar verici şunları söylüyor;

“Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı başta olmak üzere, üniversitelere, tarım sektöründeki şirketlere(!), kurum ve kuruluşlara(!) çağrıda bulunuyorum…

“Sizin üzerinize aldığınız emanet, insanlığın varoluşuyla ilgili bir emanettir, sıradan bir görev değildir. Herhangi bir şekilde kar dürtüsüyle, daha fazla kar edeyim dürtüsüyle kesinlikle tarımın, biyolojik çeşitliliğin dokusunu, doğasını bozacak ihtiraslardan uzak durun” .

Köylü, çiftçi, küçük üretici var mı bu mesajda?
Yok mu?

Eee..))

Daha ne istiyorsunuz ey köylüler!!! Ey çiftçiler, börtü böcekle uğraşanlar, Balkonda çiçek ve sebze yetiştirenler, aktvistler, anarşitler, kollektifler, tohum takas merkezleri, dernekler, vakıflar. platformlar, sivil toplum örgütleri…

Müjde o zaman…!!!

About armadmin 9321 Artikel
Günlük olaylara toplum duyarlılığını yükseltebilmeyi umuyoruz.